Ergin, Erdoğan'ın batı medyası karnesini verdi
Sedat Ergin batı medyasını mercek altına aldığı yazısında batılı gazetelerin Erdoğan algısnı teker teker aktarmış.
GAZETECİLER.COM
Hürriyet yazarı Sedat Ergin batı medyasını mercek altına aldığı yazısında Başbakan Erdoğan'ın nasıl algılandığını incelemiş. NYT, WSJ, Financial Times gibi küresel etkisi olan gazetelerin Erdoğan algısındaki değişimi anlatan Ergin batı medyasında eleştirel bir bakış geliştiğini yazdı.
"Bunlardan birincisi, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın son dönemde muhafazakâr bir çizgiye yöneldiği vekendisinin otoriterleşme eğilimlerinin ön plana çıktığına ilişkin kuvvetli bir vurgu dikkat çekiyor." diyen Sedat Ergin batılı gazetelerin tavrını teker teker aktarmış.
İşte Ergin'in Erdoğan ve batı medyası notları:
TIME DERGİSİNDEN KONSENSÜS VURGUSU: ABD’nin en önemli haftalık dergisi “Time”da 3 Haziran’da çıkan bir yazıda, Erdoğan’ın “Ya bizdensin ya da değilsin” şeklindeki siyaset anlayışının ülkeyi “derin bir şekilde kutuplaştırdığı” anlatılıyor. Yazı, “AKP’nin geleneksel olarak yüzü Avrupa’ya dönük laik orta sınıfları dışlayan bir muhafazakârlık anlayışını temsil ettiğini” belirtiyor, örnek olarak Erdoğan’ın üç çocuk kampanyası ve facebook’u “çirkin teknoloji” olarak nitelendirmesini gösteriyor. Time, Kemal Kılıçdaroğlu’nun “CHP’yi canlandırdığını” belirttikten sonra sözü yeni anayasaya getiriyor ve “Erdoğan mizacı itibarıyla konsensüs arayan biri değildir. Bütün soru, Türk seçmenlerinin 12 Haziran’da bu iki adamı birlikte çalışmaya zorlayıp zorlamayacağıdır” ifadesine yer veriyor.
NEW YORK TIMES’TA OTOKRASİ KAYGISI: ABD’nin en saygın gazetelerinden “The New York Times”ta 2 Haziran’da çıkan Katinka Barysch imzalı yazıda, “tek bir partinin tasarlayacağı bir anayasanın Türkiye’nin siyasi sisteminde daha da büyük bölünmelere yol açacağı” belirtilerek, şöyle deniliyor: “Yeni, demokratik bir anayasaya ihtiyaç var. Erdoğan’ın Meclis’te çok büyük bir çoğunluk elde edeceğini tahmin etmek güç. Bunu elde etmemesi Türk demokrasisinin selameti açısından daha iyi olur. Erdoğan’ın Türkiye’yi bir başkanlık sistemine götürmek istediği anlaşılıyor. Bu iyi bir fikir gibi gözükmüyor. Ya Cumhurbaşkanı ile Başbakanı arasında bir felçli duruma yol açar ya da kontrol ve dengeleme mekanizmalarını daha da geriletip otokratik eğilimleri güçlendirebilir.”
FINANCIAL TIMES’TAN UZLAŞI ÇAĞRISI: Özellikle iş çevrelerinde büyük ağırlığı olan ve Batı basınında geçmişte Erdoğan’ı belki de en çok desteklemiş gazete olan Financial Times’ın 7 Haziran tarihli başyazısının ana fikrini şöyle özetleyebiliriz: “Yeni bir anayasa zamanı çoktan gelmişti. Bunun kapsayıcı bir süreç olması gerekir. AKP 367 milletvekili elde ederse kendi istediği gibi kendi başına tartışmalı değişiklikler yapma yoluna gidebilir. En çok kaygı verici olan, Erdoğan’ın başkanlık sistemine geçme niyetidir. Bu kötü bir fikir. Türkiye’nin yeni parlamentosunun vereceği büyük kararlar AKP ve muhalefet tarafından birlikte şekillendirildiği takdirde daha büyük ağırlık taşıyacaktır.”
Yazının tamamı için
Hürriyet yazarı Sedat Ergin batı medyasını mercek altına aldığı yazısında Başbakan Erdoğan'ın nasıl algılandığını incelemiş. NYT, WSJ, Financial Times gibi küresel etkisi olan gazetelerin Erdoğan algısındaki değişimi anlatan Ergin batı medyasında eleştirel bir bakış geliştiğini yazdı.
"Bunlardan birincisi, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın son dönemde muhafazakâr bir çizgiye yöneldiği vekendisinin otoriterleşme eğilimlerinin ön plana çıktığına ilişkin kuvvetli bir vurgu dikkat çekiyor." diyen Sedat Ergin batılı gazetelerin tavrını teker teker aktarmış.
İşte Ergin'in Erdoğan ve batı medyası notları:
TIME DERGİSİNDEN KONSENSÜS VURGUSU: ABD’nin en önemli haftalık dergisi “Time”da 3 Haziran’da çıkan bir yazıda, Erdoğan’ın “Ya bizdensin ya da değilsin” şeklindeki siyaset anlayışının ülkeyi “derin bir şekilde kutuplaştırdığı” anlatılıyor. Yazı, “AKP’nin geleneksel olarak yüzü Avrupa’ya dönük laik orta sınıfları dışlayan bir muhafazakârlık anlayışını temsil ettiğini” belirtiyor, örnek olarak Erdoğan’ın üç çocuk kampanyası ve facebook’u “çirkin teknoloji” olarak nitelendirmesini gösteriyor. Time, Kemal Kılıçdaroğlu’nun “CHP’yi canlandırdığını” belirttikten sonra sözü yeni anayasaya getiriyor ve “Erdoğan mizacı itibarıyla konsensüs arayan biri değildir. Bütün soru, Türk seçmenlerinin 12 Haziran’da bu iki adamı birlikte çalışmaya zorlayıp zorlamayacağıdır” ifadesine yer veriyor.
NEW YORK TIMES’TA OTOKRASİ KAYGISI: ABD’nin en saygın gazetelerinden “The New York Times”ta 2 Haziran’da çıkan Katinka Barysch imzalı yazıda, “tek bir partinin tasarlayacağı bir anayasanın Türkiye’nin siyasi sisteminde daha da büyük bölünmelere yol açacağı” belirtilerek, şöyle deniliyor: “Yeni, demokratik bir anayasaya ihtiyaç var. Erdoğan’ın Meclis’te çok büyük bir çoğunluk elde edeceğini tahmin etmek güç. Bunu elde etmemesi Türk demokrasisinin selameti açısından daha iyi olur. Erdoğan’ın Türkiye’yi bir başkanlık sistemine götürmek istediği anlaşılıyor. Bu iyi bir fikir gibi gözükmüyor. Ya Cumhurbaşkanı ile Başbakanı arasında bir felçli duruma yol açar ya da kontrol ve dengeleme mekanizmalarını daha da geriletip otokratik eğilimleri güçlendirebilir.”
FINANCIAL TIMES’TAN UZLAŞI ÇAĞRISI: Özellikle iş çevrelerinde büyük ağırlığı olan ve Batı basınında geçmişte Erdoğan’ı belki de en çok desteklemiş gazete olan Financial Times’ın 7 Haziran tarihli başyazısının ana fikrini şöyle özetleyebiliriz: “Yeni bir anayasa zamanı çoktan gelmişti. Bunun kapsayıcı bir süreç olması gerekir. AKP 367 milletvekili elde ederse kendi istediği gibi kendi başına tartışmalı değişiklikler yapma yoluna gidebilir. En çok kaygı verici olan, Erdoğan’ın başkanlık sistemine geçme niyetidir. Bu kötü bir fikir. Türkiye’nin yeni parlamentosunun vereceği büyük kararlar AKP ve muhalefet tarafından birlikte şekillendirildiği takdirde daha büyük ağırlık taşıyacaktır.”
Yazının tamamı için