Erdoğan'ın avukatları Hürriyet'ten ne istedi?
Bildirici, köşesinde Başbakan Erdoğan'ın avukatlarının, CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu ve MHP Genel Başkanı Bahçeli haberleri için devreye girdiğini yazdı.
İşte Bildirici'nin köşesinden, Başbakan Erdoğan'ın avukatlarının Hürriyet gazetesinden kaldırılmasını istediği o haberler:
"Malum yerel seçimler öncesinde Başbakan Erdoğan'ın Habertürk'ü arayarak, Bahçeli'yle ilgili altyazının kaldırılmasını istediği ses kayıtları ortaya çıkmış; kendisi de bunu doğrulamıştı. Şimdi de Başbakan Tayyip Erdoğan ve çocukları Bilal ile Sümeyye Erdoğan'ın avukatları, Hürriyet'e, bir Kılıçdaroğlu, iki de Bahçeli haberinin yayından kaldırılması için noter aracılığıyla ihtarname gönderdi.
İŞTE KALDIRILMASI İSTENEN HABERLER
Avukatların gönderdiği ilk ihtarname, 29 Ocak'ta çıkan
"Belgeye belge fotoya foto" başlıklı Kılıçdaroğlu
haberini hedef alıyor. Kılıçdaroğlu'nun, CHP Grup toplantısında,
Reza Zerrab ile Başbakan Erdoğan'ın bulunduğu bir fotoğrafı
göstererek "Başaktör, Başbakan'la aynı safta oturuyorlar
burada" dediği konuşma yer alıyordu bu haberde.
İkinci ihtarname, 9 Şubat'ta "Alo Fatih
kalpazanlık" başlığını taşıyan, Bahçeli'nin Ankara Spor
Salonu'nda yaptığı konuşma ile ilgili habere. Bahçeli bu
konuşmasında "Alo Fatih demek milli irade hırsızlığı, milli
irade kalpazanlığı değil mi?" diye soruyor, Erdoğan'ın
Habertürk'ün haberlerine müdahalesini eleştiriyordu.
Başbakan'ın avukatlarının üçüncü ihtarnamesi ise, Hürriyet'te 19
Şubat'ta yayımlanan "Kabataş yalan, özür dile"
başlıklı haberi hedef alıyor. Bu haberde de Bahçeli, Erdoğan'ın
Kabataş'ta türbanlı bir kadının darp edildiği iddialarıyla ilgili
olarak "Söylendiği gibi bir saldırının olmadığı
anlaşılmıştır. Başbakan çıkıp Türk milletinden özür dileyecek
erdemi gösterebilecek midir?" diyordu.
Avukat Ahmet Özel ve Ferah Yıldız, üç haberin de
hurriyet.com.tr'den kaldırılmasını ve gönderdikleri cevap metninin
hem gazetede hem de internette yayımlanmasını istiyor. Neredeyse
matbu hazırlanmış denecek kadar birbirinin tıpkısı ihtarnamelerdeki
gerekçeleri de enteresan doğrusu. Kılıçdaroğlu ve Bahçeli'nin bu
sözlerinin "haber niteliği taşımadığı", bu
haberlerle "soruşturmanın gizliliğinin ihlal edildiği",
"gazetecilik ilkelerinin çiğnendiği" ve böylece
"hakaret ve iftira niteliği taşıyan yayın
yapıldığı" savunuluyor.
KILUIÇDAROĞLU VE BAHÇELİ
HABER DEĞİL
Özetlersem, "Kılıçdaroğlu ve Bahçeli'nin sözlerini neden
yayınladınız, onlar haber değil" diyor avukatlar. Hukuktan
dem vurmakla kalmayıp, biz gazetecilere gazetecilik öğretmeye
kalkıyorlar. Ne yazık, bunu da doğal hakları olarak
görüyorlar...
Okur Temsilcisi olarak kendilerine Anayasa'daki basın
özgürlüğünden, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ve medyanın
demokrasideki yerinden söz etmeyeceğim. Önemsediklerine emin
olmasam da bildiklerini varsayıyorum. Sadece "soruşturmanın
gizliliğini ihlal" tezinin mantıklı olmadığını
söyleyeyim.
Gazetecilik açısından bakınca da Kılıçdaroğlu ve
Bahçeli'nin o konuşmalarının haber niteliği taşıdığından hiç mi hiç
kuşku duymuyorum doğrusu. Yerel seçimlere giderken
muhalefet liderlerinin, iktidara yönelik eleştirilerde bulunması,
yolsuzluk ve rüşvet soruşturmalarını seçmene anlatmaları,
gazetelerin de bu görüşleri yayımlamasından doğal ne olabilir?
Bu konuşmaları haber yapmamak hem bir siyasetçi olarak
Kılıçdaroğlu ve Bahçeli'nin ifade özgürlüğünün hem de kamuoyunun
haber alma hakkının engellenmesi ve basın özgürlüğünün kısıtlanması
anlamına gelir.
SADECE ERDOĞAN HABERLERİ
YAYIMLANSIN İSTİYORLAR
Ne yapacak medya? Sadece Erdoğan'ın konuşmaları
yayımlanacak, diğerlerine sayfalar, ekranlar kapatılacak mı?
Sanırım istenen bu. Hürriyet'e gönderilen ve bence baskı
kurmayı amaçlayan bu ihtarnamelerin başka gazetelere de gönderilmiş
olması bunun yeni bir işareti olsa gerek.