'Erdoğan'a neden küfür etmediniz?'
24'te Başbakan Erdoğan'a 'çanak soru' sormakla suçlanan Mustafa Karaalioğlu, meslektaşlarının aslında bu soruyu sorduklarını yazdı.
Sabretti Mustafa Karaalioğlu, sustu bir süre. Baktı ki 'çanakçı' suçlamalarının ardı arkası gelmiyor, "Madem konu açıldı" dedi ve yapılan suçlamalara bir bir cevap verdi.
Ama ne cevap... İşte Mustafa Karaalioğlu'nun bir çok gazeteciyi kızdıracak o ağır yazısı:
"(...) Kolayca tahmin edileceği gibi bu gazeteler Doğan Grubu’na aittir. Hem neredeyse konuşmanın tamamını iktibas ettiler, hem de ‘sorular çanaktı’ kabilinden sözlerle karaladılar.
(...) Gazeteciliği çanakçılık, yağdanlık ve yandaşlıktan ibaret bir meslek olarak gören ve hep öyle yapanlar bunu anlayamaz. ‘Biz olsak böyle bir röportajı çanak tutmadan yapamazdık’ diye düşündüklerinden, başkalarına da o şablonu yakıştırıyorlar.
Gazetelerinde, köşelerinde yaptıkları gazeteciliği de görüyoruz. Yandaşlıkları mesleğin yüzünü kızartıyor. CHP basın bürosuna dönüştürdükleri yazı işleri masalarıyla, CHP parti bültenlerine dönüşen köşe yazılarıyla hallerini ibretle izliyoruz.
Bu tayfanın öfkesi o kadar dizginlenemez hale geldi ki; Başbakanla konuşup ona küfretmeyeni gazeteciden saymamaya başladılar. Militanlaştılar... Bizi ‘çanak soru sordunuz’ diye eleştirirken de aslında şunu söylemek istiyorlar: Hazır Erdoğan’ı karşınızda bulmuşken neden küfretmediniz?
Kaldı ki, Başbakan’la oturup kalktıkları zamanlar ona neler sorduklarını da biliyoruz. Aklımda kalanın sadece yılışık bir yaranma gülüşü olduğunu söyleyeyim de gerisini siz anlayın. Röportaj adı altında zaman zaman Baykal’la yaptıkları fikir teatisi de cümlenin malumu.
Peki bu adamlar sadece CHP militanı mıdır? Onlara sadece ‘CHP medyası’ demek, içinde bulundukları atmosferi izaha yeter mi?
(...) Gerçek şu ki, merkez medya vasfını kaybeden, eskiyen bir gazeteci sınıfıyla karşı karşıyayız. Kabil-i muhatap olmaktan çıkmışlardır. Yazdıklarına, TV ekranlarında söylediklerine bakın; hepsini alt alta toplayın isabet kaydettikleri tek tahmin yoktur. Türkiye’nin dönüşümü ve değişimine dair ileri sürdükleri tek iddia isabet kaydetmemiştir.
(...) El attıkları, başlattıkları, ortak oldukları kampanyaların hepsi fiyaskoyla sonuçlandı. Bu kadar çuvallayan bir gruba, bırakın ‘merkez medya’ demeyi ‘medya’ bile denmez.
Hepsi bir yana... Ellerinde ve alınlarının ortasında silsen silinmez 28 Şubat kiriyle dolaşanların başkalarının gazeteciliğine laf etmeleri için önce mesleği bırakmaları lazımdır. (...) Bundan sonra, medyanın temiz, ahlaklı ve ilkeli kesiminden ‘meşruiyet’ edinmekte zorlanacaklar, yalnızlaşacaklar. Kimlikleri yalnızlıklarından tanınacak. "