'Erdoğan şeytanla bile ittifak yapar!'
Hasan Cemal çok sert çıktı: "Erdoğan bugün artık ‘dindar Kemalist’tir.Ve kendi başkan babalık hesapları içinde, kendi ‘sivil vesayeti’ni oturtmak için şeytanla bile ittifak yapabilir."
"Bir zamanlar askeri darbe yapması için kışkırtmış bir kişi olarak iyi biliyorum ki Askerin siyasetle iç içeliği bu memlekete büyük kötülükler yapmıştır."
Hasan Cemal bugün köşesinde böyle yorumluyor 12
Eylül için verilen müebbet ve Balyoz davası için verilen tahliye
kararlarını.
DİNDAR KEMALİST ERDOĞAN, ŞEYTANLA BİLE İTTİFAK YAPABİLİR
Sadece bu yorumu yapmakla kalmıyor, Başbakan Erdoğan'ın darbe girişimi yapmış askerlerin serbest bırakılmasını siyasi amaçla kullanmaya çalışacağını ileri sürüyor. Cemaate karşı, Ergenekoncular ile bile birlik kurabileceğini ileri süren Hasan Cemal şöyle yazıyor köşesinde:
"Erdoğan bugün artık ‘dindar Kemalist’tir.Ve kendi başkan babalık hesapları içinde, kendi ‘sivil vesayeti’ni oturtmak için şeytanla bile ittifak yapabilir."
ASKER DÜŞMANI
DEĞİLİM
Ey Asker Siyasete Karışma!
Bu slogan 2010’da çıkan Türkiye’nin Asker Sorunu
isimli kitabımın kapağında bir damga olarak yer alır.
Askerin siyasetle iç içeliği bu memlekete büyük kötülükler
yapmıştır.
Ben de bir zamanlar askeri darbe yapması için kışkırtmış bir kişi
olarak bu gerçeği iyi bildiğimi sanıyorum.
Şimdiye kadar yazdığım 11 kitabın omurgasını asker
sorunu oluşturur; hepsinde ‘asker ve
siyaset’in bu memleketin başına sarmış olduğu belalar
yazılıdır.
Elbette ‘asker sorunu’ aynı zamanda bir ‘sivil
sorunu’dur bu ülkede. Bunun da altını her seferinde kalın
olarak çizmeyi, anlatmayı ihmal etmedim.
Asker düşmanı değilim.
Siyasal tarihimizdeki askerin ‘olumsuz
rolleri’ni vurgulamak asker düşmanlığı
değildir.
Demokrasiden yana tavır koymaktır.
BALYOZ, HAKSIZLIKLARI GİRECEK KAPIYI ARALADI
Gazetelerin dünkü manşetlerindeki ikinci büyük habere,
‘Balyoz Çöktü’ye gelince...
Anayasa Mahkemesi’nin bu kararını da önemsiyorum.
Olumlu bir karar.
‘Balyoz Davası’ndaki haksızlıkları giderebilecek
kapıyı araladığı için öyle.
Balyoz gibi ‘Ergenekon Davası’nda
da bu kapı Yüksek Mahkeme tarafından açılmış durumda...
Hukuk ve adalet açısından vicdanları rahatlatacak yeni yargısal
süreçlerin açılması hiç kuşkusuz isabetlidir.
YA KURULAN TEZGAHLAR
Ama bir de ‘ama’sı
var.
Bu ‘ama’yı belirtmeden, konuyu
sorgulamadan geçmek olmaz.
Ergenekon ve Balyoz içi boş komplolar mıydı?
Ergenekon ve Balyoz çerçevesinde
demokrasiye karşı tezgâhlar hiç mi kurulmadı?
28 Şubat’ın devamı olarak Erdoğan ve AKP’ye
karşı 2002 yılı sonundan itibaren hiç mi ‘darbe tezgahları’na tanık olmadık?
Bunun için asker-sivil ittifaklar oluşturulmadı mı?
Sarıkız neydi, Ayışığı neydi?..
Deniz Kuvvetleri Komutanı Özden
Örnek günlüklerinde, Balbay günlüklerinde yazılanlar hayal ürünü
müydü?..
Ya darbe ortamı hazırlamaya dönük operasyonlar?..
Ve bunların asker
raporlarına operasyon
halkaları diye
geçen Rahip
Santoro,
Hrant Dink cinayetleri, Zirve
Yayınevi katliamı...
Bütün bunlar yaşanmadı
mı?..
(...)
DİNDAR KEMALİST ERDOĞAN
Bir başka nokta daha var.
Bütün bunlar artık Tayyip
Erdoğan’ın umurunda değil.
Çünkü o devlet olmuş durumda.
Çünkü o mutlak iktidarın
peşinde.
Çünkü o iktidarı paylaşmak
istemiyor.
Bu çerçevede şu rahatça
söylenebilir:
Erdoğan bugün artık
‘dindar
Kemalist’tir.
Ve kendi başkan babalık hesapları içinde, kendi ‘sivil vesayeti’ni oturtmak için şeytanla bile ittifak yapabilir.
Tayyip Erdoğan,
asker kendine tabi oldukça, Ergenekon’cu yapılar kendine çalıştıkça, yargı kendine biat ettikçe, geçmişe tamamen sünger
çekebilir.
Çünkü artık onun umurunda
olan demokrasi
değil, kendi ‘sivil hegemonyası’dır.
Kendi ‘sivil despotluğu’na hizmet edebilecek her yol Erdoğan için
‘mübah’tır.
Erdoğan yarın Sarıkızları da unutur, Ergenekonları da!
Unutmaya, hatta bunların hepsini
‘paraleller’e yıkmaya başlamıştır
bile...