Erdoğan işkence gördü mü?
Can Dündar, köşesinde Cumartesi Annelerine "ben de işkence gördüm" diyen Başbakan Erdoğan'a ilginç bir soru sordu: Bu mu işkence?
Erdoğan'ın işkence gördüm diyerek anlattıklarını köşesinde "soğuk bir hücrede Erdoğan’ın ayaklarını, dizlerine kadar buzlu su dolu bir kovada saatlerce tutmuşlar. Çıkarıldıktan sonra da eroin bağımlılarının bulunduğu sıcak bir odaya almışlar." diyerek hatırlatan Dündar, şöyle devam etti:
Öykünün devamını Erdoğan, ”Bir Liderin Doğuşu”
kitabında (Hüseyin Belsi, Ömer Özbay, Meydan, 2010) şöyle
anlatıyor:
“Metris’teki ilk gecemizin büyük bir kısmını koridorda ve
ayakta dikilerek geçirdik. Zaten istesek de oturamazdık, çünkü
yerler su içindeydi. Vakit gece yarısına yaklaştığı halde hiçbir
şey yememiştik. El ayak çekilip ortalık sakinleştiğinde bir onbaşı
geldi yanımıza... Asker tayınından arta kalan bayat ekmekleri
toplamış, bir kazan da çorba kaynatmış, bizi yemeğe çağırıyordu.
Nasıl makbule geçti anlatamam. Bir süre sonra yatacak yer
gösterdiler. Herkes bir köşeye kıvrılıp yattı.”
Erdoğan, daha sonra Selimiye’ye sevk edildiklerini,
birkaç gün sonra savcıya çıkarıldıklarını, suçsuz oldukları
anlaşılınca da serbest bırakıldıklarını söylüyor.
Daha 3 ay önce yayınlanan bu biyografide “işkence”den hiç söz
edilmiyor.
“Kötü muamele
yapılmadı”
Olayın bir tanığı daha var. Son dönem TV tartışmalarında sıkça
rastladığımız bir isim: Mehmet Metiner...
O ise anılarında (“Yemyeşil Şeriat, Bembeyaz
Demokrasi”, Karakutu, 2008) şöyle anlatıyor olayı:
“Toplu namazdan sonra askerler tarafından derdest edilip
Davutpaşa Kışlası’na götürüldük. Hiçbirimize kötü muamele
yapılmadı. İfadelerimiz alındı. Ertesi gün hepimiz salıverildik.
Bırakılmadan önce açık havada komutanın da bulunduğu bir esnada
toplu bir görüşme yapıldı. Bu görüşmede Erdoğan muhatap kişi olarak
ön plandaydı.”
Erdoğan-Komutan
şakalaşması
2008’de yazdığı anılarında “Davutpaşa’ya götürüldük” diyen Metiner
2010’da Star’da, (11.11.2010) götürüldükleri yeri Metris diye
yazdı. (Odatv de hatırlattı: Metris, 12 Eylül’den sonra açılmamış
mıydı?)
Metiner, o yazıda Komutanla Erdoğan’ın ayrılış sahnesine ilişkin
yeni ayrıntılar da verdi:
“Komutanın yanında Erdoğan gayet neşeli görünüyordu. Yanlış
hatırlamıyorsam, ufak tefek şakalaşmalar da yapılıyordu. Meydanda
da bazı gençlerimiz güreşe tutuşturulmuşlardı.”
Can Dündar'ın "Ah Mehmet Metiner; hiç yazmayacaktın şu şakalaşma işini..." diyerek bitirdiği yazısının tamamını okuyabilirsiniz.