Enver Ören'in bildiği bizim ise bilmediğimiz şey...
Enver Abi; hayatın ölümlü olduğunu yaşamının her saniyesinde hatırlayan bir "ölümlü" idi...
ADNAN BERK
OKAN
Ünlü filozof Wittgenstein şöyle demişti:
"İnsan bilmediğini bilemediği için ölümü anlayamaz."
Evet...
Ölümü anlayamayız çünkü onu henüz yaşamamışızdır...
Yaşamadığımız için de "nasıl bir şeydir" bilemeyiz...
Bilemeyiz ama bunu yaşamayan hemen herkesin "bir yok oluş" olarak tarif edeceğini biliriz..
Oysa bir şeyin ne olduğunu ancak onu yaşayan bilir...
Ölümü ise sadece ölenler yaşar...
Çok mu karışık oldu?..
Farkındayım...
Ama ne yazık ki "ölüm" işte böyle bir şey...
En çok da; hayatı "ölümsüzmüş" gibi yaşayanların bilmelerini istediğim bir şeydir ölüm...
Ey güzel dostlar!..
Bu girişi yaptım çünkü anlatamayacağımız, tanımlayamayacağımız o ölümü tanıyan, bilen herkesin bir "baba" ya da "bir ağabey" gibi çok sevip saydıkları Enver Ören'i kaybettik...
Enver Abi; hayatın ölümlü olduğunu yaşamının her saniyesinde hatırlayan bir "ölümlü" idi...
Bu nedenle kendisine Allah'ın verdiğine inandığı maddi veya manevi bütün gücünü mümkün olabildiğince paylaşmayı da bilenlerdendi...
Bugünden itibaren Enver Ören'in nasıl bir "güzel/iyi/vicdanlı/merhamet duyguları yüce insan" örneği olduğunu anlatan belki de yüzlerce makale okuyacaksınız...
Ve imkânınız olsa o makalelerde yazılanları doğrulayan yüz binlerce insan dinleyebilirsiniz...
Ama sonuç işte bu...
Yaşamadığımız için bilemediğimi, bilemediğimiz için anlayamadığımız "ölüm" böyle bir şey...
Enver Abi ölümün nasıl bir şey olduğunu ölmeden önce de bilenlerdendi...
Şu anda bizim yine bilemediğimiz, onun ise bildiği şey;
maddi hareketsizliğinin, Allah'a kavuşan ruhunda yaşadığı coşkuyu önleyemediği gerçeğidir...
Allah mekânını cennet eylesin Enver abi...
adnanberkokan@gmail.com
Ünlü filozof Wittgenstein şöyle demişti:
"İnsan bilmediğini bilemediği için ölümü anlayamaz."
Evet...
Ölümü anlayamayız çünkü onu henüz yaşamamışızdır...
Yaşamadığımız için de "nasıl bir şeydir" bilemeyiz...
Bilemeyiz ama bunu yaşamayan hemen herkesin "bir yok oluş" olarak tarif edeceğini biliriz..
Oysa bir şeyin ne olduğunu ancak onu yaşayan bilir...
Ölümü ise sadece ölenler yaşar...
Çok mu karışık oldu?..
Farkındayım...
Ama ne yazık ki "ölüm" işte böyle bir şey...
En çok da; hayatı "ölümsüzmüş" gibi yaşayanların bilmelerini istediğim bir şeydir ölüm...
Teşekkürler... Gölcük depreminde İHLAS'ta çalışan kocasını, kızını ve oğlunu kaybeden kuzenim Fatma Çetin için yaptığın babalığa sen yaşarken defalarca teşekkür etmiştim sevgili Enver Abi'ciğim; bugün o teşekkürü bu satırları okuyan herkesin huzurunda bir kere daha tekrar ediyorum .. |
Ey güzel dostlar!..
Bu girişi yaptım çünkü anlatamayacağımız, tanımlayamayacağımız o ölümü tanıyan, bilen herkesin bir "baba" ya da "bir ağabey" gibi çok sevip saydıkları Enver Ören'i kaybettik...
Enver Abi; hayatın ölümlü olduğunu yaşamının her saniyesinde hatırlayan bir "ölümlü" idi...
Bu nedenle kendisine Allah'ın verdiğine inandığı maddi veya manevi bütün gücünü mümkün olabildiğince paylaşmayı da bilenlerdendi...
Bugünden itibaren Enver Ören'in nasıl bir "güzel/iyi/vicdanlı/merhamet duyguları yüce insan" örneği olduğunu anlatan belki de yüzlerce makale okuyacaksınız...
Ve imkânınız olsa o makalelerde yazılanları doğrulayan yüz binlerce insan dinleyebilirsiniz...
Ama sonuç işte bu...
Yaşamadığımız için bilemediğimi, bilemediğimiz için anlayamadığımız "ölüm" böyle bir şey...
Enver Abi ölümün nasıl bir şey olduğunu ölmeden önce de bilenlerdendi...
Şu anda bizim yine bilemediğimiz, onun ise bildiği şey;
maddi hareketsizliğinin, Allah'a kavuşan ruhunda yaşadığı coşkuyu önleyemediği gerçeğidir...
Allah mekânını cennet eylesin Enver abi...
adnanberkokan@gmail.com