Enis Berberoğlu

Sadece bu iki gazetenin genel yayın yönetimi ve köşe yazarlarını itibarsızlaştırmaya çalışıyorlar...

Yazdığım günlük iki makale (Analiz ve Adnan Berk Okan) ve "Kaybetti, kazandı, alkışlar, günün köşe yazarı" okurlarındansanız; sadece iki gazetenin "Merkez Medya" tanımına lâyık olduğunu yazdığımı hatırlayacaksınız.

O iki gazeteden biri Hürriyet, diğeri ise Gazete HaberTürk idi.

Gelişmeler beni haklı çıkardı...

Gerek Başbakan ve gerekse de iktidar medyası ve köşe yazarları sadece bu iki gazeteye hücum ediyorlar...

Sadece bu iki gazetenin genel yayın yönetimi ve köşe yazarlarını itibarsızlaştırmaya çalışıyorlar...

Başbakan sadece bu iki gazete üzerinden yapıyor medya ile kavgasını...

Hatta  Hürriyet için "attığı manşette boğulacaklar" bile dedi...

Bunu sıradan biri söylerse bu bir blöftür...

Ciddiye bile alınmaz...

Ama...

Bunu söyleyen  kişi ülkenin başbakanı ise ciddiye alınmaktan öte demokrasimizin ve hukuk devletimizin hızla çöktüğünün göstergesi olması bakımından bir faciadır...

Ey güzel insanlar!..

Bizler gazeteciyiz…

Bizim tarafımız olsa da taraftarlığımız olmaz, olamaz…

Biz siyasi partilerden herhangi birine tetikçilik yapamayız…

Biz bir siyasi kişiliğin her dediğine “bravo!” diye haykırıp alkışlayamayız…

Elbette yeri geldiğinde övgüler de düzeriz…

Ama…

Yeri geldiğinde gücü ve mevkii ne olursa olsun haddini bildirmekten de çekinmeyiz…

Bütün olaylara ve demeçlere panoramik bakarız...

Ne iktidarın gözlüğünü takarız, ne de muhalefetin gözlüğüyle bakarız…

Bizlerin gazetecilik anlayışı, Hürriyet’in Genel Yayın Yönetmeni Enis Berbaoğlu’nun şu kısacık cümlesindeki gibi olacak:

"İddiayı da, şüpheyi de, isyanı da atlamadık."

Gazeteci her söylenene Ahfeş’in Keçisi gibi baş sallamaz…

Şüphe eder…

Kuşku duyar…

Sorgular…

Birkaç yerden doğrulatmaya çalışır…

“Kabataş Olayı” diye bilinen hadisede Hürriyet’in de HaberTürk’ün de duruşu doğrudur…

Saldırıya uğradığını belirten Hanımefendi’nin iddiası vardı görmezden gelmemişlerdi..

Ama açıklamasının doğru olmadığına ilişkin de çok somut şüpheler ve hatta şüpheden öte; tarif edildiği gibi giyinmiş kimselerin olmadığı; Hanımefendi’nin de sakin bir şekilde yürüdüğünü gösteren iki dakikalık görüntüler vardı; onu da paylaştılar okurlarıyla…

Ve…

O görüntülerden sonra hem hanımefendi ve hem de onun söylediklerini her çıktığı kürsüde tekrarlayan Başbakan tarafından aldatıldıklarına inananların isyanları vardı…

İyi gazete, iyi gazeteci; iddiayı ve şüpheyi vermişse elbette isyanı da verecekti…

O isyan görmezden gelinebilir miydi?..

Hâsılı…

İktidar medyasının ve köşe yazarlarının bana çok öfkeleneceklerini, hakaretler yağdıracaklarını bildiğim halde Kabataş Olayı’na bakışı ve bugünkü Hürriyet’te yayımlanan "Merkez Medya nasıl olunur?" dersiyle Enis Berberoğlu’nu alkışlayacağım…