Engin Ardıç'tan Taraf'ı çıldırtacak yazı
Engin Ardıç bu kez Taraf ve Ahmet Altan'ı topa tuttu. Altan'ın hükümeti eleştirmesinin nedenini sorgulayan Ardıç kişisel sebepler üzerinde duruyor...
GAZETECİLER.COM
Sabah yazarı Engin Ardıç bugünü Ahmet Altan ve Taraf'a ayırdı. Yeni bir polemiğin kapısını aralayan yazıda Altan ve Taraf için bir çok eleştiri yer alırken Defne Joy Foster'in ölümüne değinilerek bel altı vuruşlar da yok değil.
Ahmet Altan'ın son dönem hükümeti ve Başbakan'ı eleştirmesini eleştiren Ardıç 'Ahmet'in derdi ne?' diye soruyor. Kendi sorusuna alternetif cevaplar da üreten Ardıç Wikileaks belgelerinin Taraf'ta yayınlanmasını da yorumladan geçmemiş:
"Bu arada bizim Ahmet ünlü "Wikileaks" sızıntı belgelerinden Türkiye'yle ilgili olanları da açıklamaya başladı. (Julian Assange'dan bedava almışlar, sızma, sıfır asitli.)
Siftahında, Fethullah Gülen cemaati "okşandı" azıcık.
Amerika Gülen'i şimdilik tehlikeli bulmuyormuş ama ileride ne yapacağı da belli olmazmış.
Gülen cumhurbaşkanını pek severmiş ama başbakanla arası iyi değilmiş.
"Polise de sızmışlar" ama bunu Aydın Doğan medyası sekiz senedir söylüyor.
Hayret, herhalde kibar adamlar oldukları için "Savcı Zekeriya tesbih çekiyordu" gibi tipik Doğan medyası kamışlarına başvurmamışlar Amerikan diplomatları... (Okuyucunun önyargılarına bırakacaksın, lafın gerisini kendi kafasında tamamlasın, böylece sen de "bir şey söylememiş" olursun, başın derde girmez. Yaptığın şark kurnazlığıdır ama sen Batılı'sın!)
Peki bizim Ahmet'in gözüne durduk yerde ne göründü böyle de dönüverdi?
Sorarsan "biz Taraf'ız ama tarafsızız" falan da der şimdi.
Gazetesi, iktidara genel olarak "sıcak bakan" bir organdı, hatta bu yüzden küfürlere de maruz kalıyordu.
Acaba, Kürtler'e bağımsızlık verilmeyeceğini anladı da mı küstü?
Matbaa borçları mı fazlaca birikti?
Yoksa Defne'nin otopsi raporunda uyuşturucu çıkmayınca oğlu adına derin bir nefes aldı da "eh bu durumda artık hükümeti tutmama gerek kalmadı" rahatlığına mı kavuştu?
Bilemem. Bir daha Bağdat Caddesi'nde beni gördüğü zaman yolunu değiştirmezse sorup öğreneceğim.
Fakat sanırım Ahmet hükümete "daha fazla liberal" olmadığı için kızıyor ve onu kendince sıkıştırmaya çalışıyor (elli binlik satışla.)
Başbakanın seçim sonrasına ve yeni anayasaya bıraktığı çözümler onu kesmiyor.
Politikacı olmadığı için "zamanlama sanatını" bilmiyor.
Galiba bilinçaltında "ya bunlar demokratız diye bizi oyalayıp sonunda şeriatı getirirlerse" şeklinde bir "Beyaz Türk korkusu" da var.
Yoksa Ahmet, başbakanın "beni iktidara getiren siz değilsiniz" lafına mı bozuldu?
Yazının tamamı için
Sabah yazarı Engin Ardıç bugünü Ahmet Altan ve Taraf'a ayırdı. Yeni bir polemiğin kapısını aralayan yazıda Altan ve Taraf için bir çok eleştiri yer alırken Defne Joy Foster'in ölümüne değinilerek bel altı vuruşlar da yok değil.
Ahmet Altan'ın son dönem hükümeti ve Başbakan'ı eleştirmesini eleştiren Ardıç 'Ahmet'in derdi ne?' diye soruyor. Kendi sorusuna alternetif cevaplar da üreten Ardıç Wikileaks belgelerinin Taraf'ta yayınlanmasını da yorumladan geçmemiş:
"Bu arada bizim Ahmet ünlü "Wikileaks" sızıntı belgelerinden Türkiye'yle ilgili olanları da açıklamaya başladı. (Julian Assange'dan bedava almışlar, sızma, sıfır asitli.)
Siftahında, Fethullah Gülen cemaati "okşandı" azıcık.
Amerika Gülen'i şimdilik tehlikeli bulmuyormuş ama ileride ne yapacağı da belli olmazmış.
Gülen cumhurbaşkanını pek severmiş ama başbakanla arası iyi değilmiş.
"Polise de sızmışlar" ama bunu Aydın Doğan medyası sekiz senedir söylüyor.
Hayret, herhalde kibar adamlar oldukları için "Savcı Zekeriya tesbih çekiyordu" gibi tipik Doğan medyası kamışlarına başvurmamışlar Amerikan diplomatları... (Okuyucunun önyargılarına bırakacaksın, lafın gerisini kendi kafasında tamamlasın, böylece sen de "bir şey söylememiş" olursun, başın derde girmez. Yaptığın şark kurnazlığıdır ama sen Batılı'sın!)
Peki bizim Ahmet'in gözüne durduk yerde ne göründü böyle de dönüverdi?
Sorarsan "biz Taraf'ız ama tarafsızız" falan da der şimdi.
Gazetesi, iktidara genel olarak "sıcak bakan" bir organdı, hatta bu yüzden küfürlere de maruz kalıyordu.
Acaba, Kürtler'e bağımsızlık verilmeyeceğini anladı da mı küstü?
Matbaa borçları mı fazlaca birikti?
Yoksa Defne'nin otopsi raporunda uyuşturucu çıkmayınca oğlu adına derin bir nefes aldı da "eh bu durumda artık hükümeti tutmama gerek kalmadı" rahatlığına mı kavuştu?
Bilemem. Bir daha Bağdat Caddesi'nde beni gördüğü zaman yolunu değiştirmezse sorup öğreneceğim.
Fakat sanırım Ahmet hükümete "daha fazla liberal" olmadığı için kızıyor ve onu kendince sıkıştırmaya çalışıyor (elli binlik satışla.)
Başbakanın seçim sonrasına ve yeni anayasaya bıraktığı çözümler onu kesmiyor.
Politikacı olmadığı için "zamanlama sanatını" bilmiyor.
Galiba bilinçaltında "ya bunlar demokratız diye bizi oyalayıp sonunda şeriatı getirirlerse" şeklinde bir "Beyaz Türk korkusu" da var.
Yoksa Ahmet, başbakanın "beni iktidara getiren siz değilsiniz" lafına mı bozuldu?
Yazının tamamı için