Engin Ardıç'tan kurulacak yeni partiler için bomba iddia
Ortada henüz bir şey yokken fırtınalar koparıldığını söyleyen Sabah yazarı Engin Ardıç partilerin kurulma nedeninin Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan intikam almak olduğunu iddia etti ve 'Birinden birinin kaybedeceği kesin' diye yazdı.
Sabah yazarı Engin Ardıç'ın Ali Babacan ve Ahmet Davutoğlu'na yönelik yeni parti eleştirileri sürüyor. Ardıç bugün bomba bir iddiada bulundu ve bu iki isim için de ileride 'o da kim' diye sorulacağını söyledi. Ardıç'ın iddiası bununla da bitmedi. Sabah yazarına göre Davutoğlu'nun en ufak bir şansı bile yokmuş ve birinden biri kesin kaybedecekmiş.
Muhalif yazarların kurucu üye sayısı üzerinden yaptığı yorumlara da tepki gösteren yazar Meral Akşener örneğini verdi.
Birinden biri yok olacak
Henüz kurulmamış partilerin henüz açıklanmamış programları üzerine fırtınalar koparılıyor.
Muhalif basın bakalım daha nerelere düşecek?
Babacan-Gül partisi ve Davutoğlu partisi...
En uçuk yorumcular bile "iktidara gelir" diyemiyorlar hiçbirine, beklentileri "AK Parti'den yüzde 5 koparabilirse eyvallah" düzeyinde.
Çünkü asıl amaç Erdoğan'a kazık atmaktır.
Bu partilerin kurulma nedenleri de yalnızca ve yalnızca "onları kenara itmiş olan Tayyip Erdoğan'dan intikam almak" şeklindedir.
Gülünç olacakları için buna "liberalizm" kılıfı uydurmaya çalışıyorlar, basın "allameleri" de buna gaz veriyor.
AK Parti'nin hemen her icraatının altında onların da imzalarının bulunması, dönüp dönüp yüzlerine vurulacaktır.
Başkanlık sistemine geçişe olumlu oy verip şimdi de parlamenter sisteme dönmeyi istemek ne halt etmektir? Bunun gibi...
***
Tabii Turhan Feyzioğlu ve Ekrem Alican örnekleri bol bol verildi.
Ecevit'e kızıp CHP'den ayrılan Feyzioğlu ancak darbeci generallerin umudu olabilmişti...
Yeni kuşaklar da Ekrem Alican'ı, bırakın hatırlamayı, duymamışlardır bile. (Sanki Demirel'le yarışanlardan Sadettin Bilgiç'i duydular mı?) İleride Davutoğlu ve Babacan için de "o da kim" sorusu sorulacaktır.
Davutoğlu'nun en küçük bir şansı görünmüyor, Babacan belki yüzde birkaç düzeyine gelebilir. Ya "tabela partisi" olarak kalır ya da gider birilerine eklemlenir.
Belki de tersi... Ne bileyim ben?
Ama birinden birinin kaybedeceği kesindir.
Şu partinin kurucu üyelerinin yüz kişi, bu partinin kurucu üyelerinin iki yüz kişi olması da asla ölçü değildir.
Muhalif yazarlar bunu bile parlatmayı deniyorlar...
Havanda su dövüyorlar.
"Meral Akşener fiyaskosuna" bakmaları yeterlidir, övgüler düzen solcu eskileri madara olduklarıyla kalmışlardı...***
Bu adamların hiçbir somut soruna hiçbir somut çözümleri yoktur.
"Demokrasi hak hukuk" söylemiyle seçmenin oyu alınmaz, ancak Cihangir'in oyu alınır.
Bir "ekonomi dehası" gibi pazarlanmaya çalışılan Babacan, işsizliğe nasıl çare bulacaktır?
Ekonomik büyümeyi nasıl sağlayacaktır?
"Batı'yla iyi geçinerek" ve kredi alarak...
Bu çözüm müdür?
Suriyeliler ne olacaktır? Kürt sorunu ne olacaktır?
Suriye'den çekilecek miyiz?
En az onlar kadar "muğlak" bir aday daha var...
Dikkat etsinler de, Erdoğan'dan oy çalalım derken asıl İmamoğlu'ndan oy çalmasınlar!
AKP'yi baltalayalım derken CHP'yi tırpanlamasınlar.
O zaman ortalık çok şenlenir ki tadından yenmez.