Engin Ardıç'ın KELLEYİ kurtarma savaşı

Oktay Ekşi'nin kellesine karşılık Hürriyet onun kellesini istiyordu ya... Engin Ardıç, zehir zemberek bir karşılık vermiş.

GAZETECİLER.COM- Ne demiştik Ertuğrul Özkök'ün dünkü yazısı için:
"Bir bizden ise bir de sizden" anlayışı ile Oktay Ekşi'nin kellesine karşılık Engin Ardıç'ın kellesini istiyor...
Engin Ardıç kellesini verir mi peki?
Zor biraz...
Hürriyet'ten açılan "intikam savaşına" aynı şekilde karşılık vermiş.
Kellesini isteyenlere de diyor ki;
"Kurban Bayramı geldi ama bu gazete kelle-paça dağıtmıyor"...

İşte yazısından satırbaşları:

HADİ GELİN BAKALIM...

Düşmanlarım arasında ilginç ve ibretlik bir yaklaşım belirdi: "Oktay Ekşi'ye karşılık" benim kellemi istiyorlar. İntikam almadan rahatlamayacaklar.
İntikamcıların mantığı, 12 Mart faşizmine çanak tutanların "üç bizden üç sizden" mantığı... (...) Saldırıyı başlattılar, benden "reaksiyon" alamayınca gözlerine Salih Memecan'ı kestirdiler.

ESPRİ DEDİĞİ O SATIRLAR
Kemal Bey eğer Bülent Bey gibi olmak istiyorsa, herşeyden önce kendisine bir de Rahşan Hanım şarttır.

Sevim Hanım'dan ayrılsın, kiminle evlensin, kiminle evlensin... Buldum: Ya Canan Arıtman'la, ya Nur Serter'le.

Gürsel Tekin'e de Sevgi Erenerol'u istemeye gideceğim çiçek ve çikolata yaptırıp, cezasını Yargıtay bozunca.
(...) BU SADECE BİR ESPRİYDİ


Bir yazımın bir tek cümlesini cımbızla çekip aldılar ve aleyhimde kullanmaya çalıştılar. Yapmış olduğum, bir "espridir"... Bir "siyasi mizah" örneğidir, gülersiniz ya da gülmezsiniz, keyfinize kalmış.

Burada, adı geçen kişilerin siyasi açıdan "ruhen imtizaç ettikleri" anlatılmak istenmektedir. Bunun ne duygusal boyutu vardır, ne de cinsel boyutu.
(...) Bana saldıranlar ne yazık ki "insan" değildirler.
Haset de paçalardan akıyor galiba bazı yayın organlarında.

"AYDIN DOĞAN'IN KÖPEKLERİ" SÖZÜ:
BU GAZETEDE KELLE-PAÇA DAĞITMIYORLAR...

Profesyonel ve tescilli hokkabazlara gelince...
Aydın Doğan'ın bazı adamları hakkında ettiğim söz, adı üstünde, "bazı" kişiler için, az sayıda birkaç kişi için geçerlidir. İşin içine orada çalışan herkesi katıp düştükleri çukura ortak etmeye kalkmasınlar.
Ve de hiç boşuna heveslenmesinler. Bendeniz o genç arkadaşın hırçın çamuru uyarınca "demode" olabilirim (ne de olsa yaş elli sekiz) ama beni "bitirmeye" onlardan hiçbirinin gücü yetmeyecektir. Kalemimi, onlar istediği için değil, kendim istersem ve kendi istediğim zaman kırarım.
Kurban Bayramı yaklaştı ama bu gazetede önüne gelen zavallıya kelle ve paça dağıtmıyorlar, "efendiden bulup müdür kazıklamaya" çalışanlara da duyurulur.