Engin Ardıç'ın derdi ne?..

Son zamanlarda (merhum) İlhan Selçuk ve Cumhuriyat Gazetesi'ne taktın... Selçuk'un ve gazetenin geçirdiği değişimi eleştiriyorsun...

ADNAN BERK OKAN

Bülent Ortaçgil, şarkılarından birinde, "Olmalı mı olmamalı mı; yoksa hiç değişmemeli mi; ama ben değişmezsem, ben olamam ki" der...
Engin Ardıç (kendince) medyamızın hiç değişmeyenlerinden...
Yani, "değişimi ve değişeni" köpeğin kıçına sokup çıkaranlardan...

Okuyanlar hatırlayacaklardır...
Eski bir dostu Engin Ardıç için "hiç değişmedi" deyip bir de aralarında geçen minik bir atışmayı anlatmıştı...
Gerçekten öyle...
Yazılarına dikkat ettiyseniz hemen her yazısında mutlaka ve "kim kiminle kumru kukusuyla" misali değişen kişi ve kurumlara çakıp duruyor...
Evvelden nasıllarmış da sonradan nasıl değişmişlermiş...

Yahu Ardıç Kuşu!..
"Değişim"e karşı çıkanlara "Tutucu" denildiğini bilmez misin?..
Domuzuna bilirsin...
Peki ama neden?..
Niçindir bu "değişim" düşmanlığın?..

Son zamanlarda (merhum) İlhan Selçuk ve Cumhuriyat Gazetesi'ne taktın...
Selçuk'un ve gazetenin geçirdiği değişimi eleştiriyorsun...
Neymiş?..
İlhan Selçuk, "Yüzbaşı Selahattin"de Selahattin Bey'in "tipik" bir İttihatçı olmadığını, namaz kıldığını, kırklı ve ellili yıllarda da İnönü'ye karşı Bayar'ı desteklediğini unutturmaya uğraşmış(mış)...
Yahu bundan sana ne?..
Günlük "Tarih" kitabı yazmamıştı ki rahmetli...
Yazdığı "Roman"dı...
Bir yazar, romanının tanrısıdır (övünmek gibi olmasın)...
İstediğini yüceltir, istediğini süründürür...
Dilediğinin boyunu kaf dağında yapar, dilediğini cüceleştirir...
Sen yazarın keyfinin kâhyası mısın?...

Ve yine neymiş?..
Cumhuriyet Gazetesi, 2. Dünya Savaşı sürecinde Nazizm'i (Hitler ve Almanya'yı) desteklemişmiş...
Peki sonra ne olmuş?..
Onu niçin yazmıyorsun Engin kardeşşşş!...

Gazeteyi savunmak için değil ama "değişim" adına söylüyorum ki; Nazizm'den sonra demokrasiye destek vermek (Cumhuriyet'in patronu Nadir Nadi 1950 seçimlerinde DP'den milletvekili oldu) hem değişimdir, hem gelişim...
Bir bakıma övülecek ve övünülecek bir terakkidir...
Faşizm'den vazgeçip demokrasiye dönüş yapan Cumhuriyet'teki bu değişimi niçin eleştiriyorsun anlamıyorum?..
Sus bakıymmm...
"Anlamıyorum" itirafımdan mülhem zekâma lâf etme...

Hani işin içinde "kötü niyet" var desem; neden olsun?..
Cumhuriyet'le ne alıp veremediğin var?..
"Cumhuriyet yazarları, Sabah yazarlarından çok daha fazla para kazanıyorlar" desem imkânsız?..
Senin tek başına aldığın maaşla Cumhuriyet en az dört, günlük yazan yazarın aylığını ödüyor...
İyi ama neden?..
"DP döneminde demokrattılar ama son yıllarda orducu oldular" diyeceksen; senin çalıştığın gazete de 28 Şubat sürecinde kökten Laikçiydi, bugün neredeyse kökten dinciliğe bir adım kaldı...

Bu arada unutmadan...
Kendine dört köşe yazarından evlâdı manevi seçmişsin...
Seçtiğin isimlere "itiraz" etmek için bahanem olması lâzım ama bulamadım...
Aramadım da...
Hem zaten dördünden üçünü (Ahmet Kekeç, Salih Tuna ve Rasim Ozan Kütahyalı) ben de pek severim...
Ama...
Yahu şu memlekette, geleceğin yıldızı olmaya aday hiç mi "kadın" gazeteci yok?..
İlâç için bile mi yok be birader?..

Pes yani...
"Atatürk sizin gibi kıro değildi" diye Atatürk'e övgü kitabı yazan adamın yaptığı kıroluğa bakar mısınız?..

adnanberkokan@gmail.com