Engin Ardıç'a göre "mesele başörtüsü değil hala anlamadınız mı" kavga sınıfsal!
Sabah gazetesi yazarı Engin Ardıç, başörtüsüne yönelik saldırıları ele aldığı yazısında toplumsal olarak ortaya çıkan bu kavganın sınıfsal bir kavga olduğunu ifade etti. Bürokrasinin Osmanlı'dan bu yana iktidar sürecindeki evrilişini yazan Ardıç, "Halk tarih boyunca çok ezilmiştir ama artık eskisi gibi "pıstırılamaz"..." ifadelerini kullandı.
Son zamanlarda başörtülü vatandaşlara yönelik yapılan saldırılara farklı bir yorum yapan Engin Ardıç, asıl meselenin başörtüsü değil sınıfsal bir kavga olduğunu belirtti.
Sözü uzatmadan bürokrasinin Osmanlı ve Cumhuriyet'ten bu yana halk ile olan kavgasını yazan Engin Ardıç'a bırakalım...
İşte o yazı:
Kemalizm bir yandan, dincilik öbür yandan, bunun kılıfıdır.
Temeldeki ayrışmanın "üstyapıdaki" görüntüsüdür.
Bu bir "bürokrasi-halk" kavgasıdır.
Uzun zaman "bizde niçin bir aristokrat sınıfı yoktu" diye
ağladık... Sözde, aristokrasi olsaydı burjuvazi de gelişecek, eh bu
da proletaryayı doğuracaktı... Arkasından, gelsin devrim... Amma
kolaydı ha!
Oysa bizde bir aristokrat sınıfı vardı: Bürokrasi.
Halka köpek muamelesi eden bürokrasi.
Bizde bir burjuva sınıfı da vardı: Gayrımüslimler.
Bürokrasi bunların belini kırdı.
Bunların yerine kendi "bağımlı ve güdümlü" burjuva sınıfını
yaratmaya çalıştı. (Gezi olaylarını hangi holdinglerin
desteklediğine bakarsanız anlarsınız.)
Fakat iktidarı da asla elden bırakmadı.
Osmanlı'da da iktidardaydı, cumhuriyette de.
Yalnızca "alaturka A kadrosu" gitmiş, onun yerine "alafranga B
kadrosu" gelmişti...
Cumhuriyet bir memur diktasıydı.
Çaresiz kalıp demokrasiye geçince bu dikta "vesayete" dönüştü,
ağırlığı hep hissedildi.
Halk da çaresiz kalıp dinine sığındı.
Bürokrasi güya iktidardan gitmişti ama her an geri
gelebilirdi...
Nitekim 1960, 1971, 1980 ve en son 1997'de geldi de.
Buna Atatürkçülük kılıfı geçirdiler.
Kendini memleketin efendisi sanan ve en az halk kadar ezilen ve
sömürülen küçük memura böyle yutturması daha kolaydı...
Bugün başı örtülü kızlara saldıranlar, bu zokayı yutanlardır.