Engin Ardıç ne demek istiyor?

Bu insanlar iki bin yıl boyunca itildiler kakıldılar, ezildiler, öldürüldüler, insan yerine bile konmadılar, köpek muamelesi gördüler


GAZETECİLER.COM - Engin Ardıç (bize göre) çok cesaretli bir yazı yazıyor bugün. Yahudi tarihini kısacık ama çok detaylı bir şekilde anlatıyor.
Ancak o tarihin, 1948'den itibaren Musevi tarihine dönüştüğüne dikkat çekiyor.
Neyse...
Biz daha fazla uzatmadan sözü Ardıç'a bırakalım:


İsrail dünyayı da yakar

Arthur Koestler, Hitler'in zulmünden kaçıp Filistin'e (Yahudilere göre arzı-ı mev'ud - vaat edilmiş topraklar) yerleştiklerinde yeni devleti kuran Yahudilere şunu tavsiye etmişti:
"Asla bir Musevi devleti kurmayın. Kuracağınız Devlet sadece bir Yahudi devleti olsun..."
Ne var ki kendini dinletememişti.
Yahudilerin kurduğu devletin adı her ne kadar "İsrail" olsa da bütün dünyaya bir "Musevi Devleti" kurduklarını davul zurnayla ilân etmişlerdi...
Muhammedî (Arap değil, Müslüman) devletlerin orta yerinde bir "Musevi" devleti yani...
Egemen güçler; dünyanın sonunun kutsal kitaplarda anlatılanlara uygun gelmesi için gerekleri yerine getirmişlerdi sanki...
Adnan Berk Okan


Arthur Koestler gençliğinde hızlı bir siyonistti... "İbranice çapraz bulmacayı" icat eden adam olduğunu da bilir misiniz?
(Ayrıcalıklı okurlarımız burada durup Koestler'i Google'a sorabilirler, yazıyı okumaya ondan sonra devam edebilirler. Bilgisayarı olmayan okurlarımız Koestler'in "büyük bir yazar olduğu" bilgisiyle yetinecekler, uzun uzun anlatamam, yenim dar değilse de yerim dar.)
İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra yeniden Filistin'e gitmiş, İsrail devleti kurulmak üzere... Fikrini sormuşlar, "bize yol göster" demişler.
Koestler onlara iki şey söylemiş:
Bir: Latin alfabesini kabul edin. Yahudi olmayan hiçkimsenin okuyamadığı bir yazıyla kendinizi dünyadan tecrit etmeyin. Yabancılar da dilinizi kolaylıkla öğrenebilsinler. Bunun size çok yararı olacaktır.
İki: Sakın ama sakın bir "din devleti" kurmayın. Laik bir devlet kurun. İsrail'i Yahudi "milleti" değil de "dini" üzerine inşa ederseniz ileride başınız çok ağrır...
Hiç oralı olmamışlar, Koestler de İngiltere'ye dönmüş, bir daha da bu konuyla ilgilenmemiş.
Şimdi merak ediliyor, İsrail gerektiğinde "Amerika'yı bile takmayan" bu cüreti nereden buluyor? Çünkü bu mesele yalnızca "şımarmayla" açıklanacak kadar basit değil. "Sosyo-psikolojik" boyutları da, Yahudi milletinin "ortak bilinçaltı" da çok önemli.
Bu insanlar iki bin yıl boyunca itildiler kakıldılar, ezildiler, öldürüldüler, insan yerine bile konmadılar, köpek muamelesi gördüler. (Osmanlı hariç... Ama Osmanlı da onları "eşit" saymadı, yalnızca "hoşgörü" gösterdi.)
Ve tarihte misli görülmemiş, bilinçli, soğukkanlı, "metodik ve organize katliama" uğradılar. Altı milyon şehit verdiler, bunların birkaç milyonu da kadınlar ve çocuklardı.
Böyle bir geçmişten geliyorlar, böyle bir miras devraldılar, böyle bir "kompleksleri" var. Böyle bir buruklukları, böyle bir hınçları var.
Üstelik dinleri de, onları diğer bütün insanlardan ayıran, üstün gören, başkalarına karşı şiddeti "mubah" sayan, ne sayması hatta destekleyen, teşvik eden, ne teşviği, emreden bir din.

Ardıç'ın makalesinin tamamını
Gerçi öyle demiyor ama yazısında sözünü ettiği Arthur Koestler, Hitler'in zulmünden kaçıp Filistin'e (Yahudilere göre arzı-ı mev'ud - vaat edilmiş topraklar) yerleştiklerinde yeni devleti kuran Yahudilere şunu tavsiye etmişti:
"Asla bir Musevi devleti kurmayın. Kuracağınız Devlet sadece bir Yahudi devleti olsun..."
Ne var ki kendini dinletememişti.
Yahudilerin kurduğu devletin adı her ne kadar "İsrail" olsa da bütün dünyaya bir "Musevi Devleti" kurduklarını davul zurnayla ilân etmişlerdi...
Müslüman (Arap değil, Müslüman) devletlerinin orta yerinde bir "Musevi" devleti yani...
Egemen güçler; dünyanın sonunun kutsal kitaplarda anlatılanlara uygun gelmesi için gerekleri yerine getirmişlerdi sanki...
İndirim Sezonlarında Akıllı Alışveriş: En İyi Fırsatları Yakalamanın Yolları