Engin Ardıç kaybetti...
Karakterinin mütemmim cüzlerinden biri "ayıp etmek" olan meslektaşımızın yüzü mü kızaracak?..
Engin Ardıç, darbe girişiminde bulunmakla
suçlanarak tutuklanan paşaların "suçlu"
olduklarına yargılama bitmeden inanabilir...
Çünkü bir insan için yargılama süreci bitmeden "suçlu olduğuna inanıyorum" demek "ayıp"tır ama "suç" değildir...
Engin Ardıç, darbe girişiminde bulunmakla suçlanarak tutuklanan paşalara alışıldık üzere "küfür" edebilir...
Çünkü paşaların kışla hayatları küfürle geçmiştir...
Ama...
Edep sınırını aşmakta ses hızını aşıyor Engin Ardıç...
Şüpheli ve tutuklu paşalara çakmak, hakaret ve küfür etmek kesmiyor artık Ardıç'ı...
Eşlerine da sallıyor...
Hanımefendilerin gururyla oynuyor...
"Ayıp" diyeceğiz ama ne fark edecek?..
Karakterinin mütemmim cüzlerinden biri "ayıp etmek" olan meslektaşımızın yüzü mü kızaracak?..
Yoo...
İnşallah bir başka edepsiz bir gün çıkıp da Engin Ardıç'ın zarif ve ince eşi için kem söz etmez...
Saçlarını hangi kuaförde yaptırdığını, SABAH'ın kuaföründe yaptırdıysa para verip vermediğini sormaz...
Hâsılı...
Suç ve cezanın "bireysel" olduğunu; eşi, çocukları, anayı, babayı, kardeşleri bağlamadığını unutarak hiç günahsız insanların onurlarını kırıyor, onlarla alay ediyor...
Ve tabii hem "gazeteci" ve hem de "insan" olarak Engin Ardıç kaybetti...
Çünkü bir insan için yargılama süreci bitmeden "suçlu olduğuna inanıyorum" demek "ayıp"tır ama "suç" değildir...
Engin Ardıç, darbe girişiminde bulunmakla suçlanarak tutuklanan paşalara alışıldık üzere "küfür" edebilir...
Çünkü paşaların kışla hayatları küfürle geçmiştir...
Ama...
Edep sınırını aşmakta ses hızını aşıyor Engin Ardıç...
Şüpheli ve tutuklu paşalara çakmak, hakaret ve küfür etmek kesmiyor artık Ardıç'ı...
Eşlerine da sallıyor...
Hanımefendilerin gururyla oynuyor...
"Ayıp" diyeceğiz ama ne fark edecek?..
Karakterinin mütemmim cüzlerinden biri "ayıp etmek" olan meslektaşımızın yüzü mü kızaracak?..
Yoo...
İnşallah bir başka edepsiz bir gün çıkıp da Engin Ardıç'ın zarif ve ince eşi için kem söz etmez...
Saçlarını hangi kuaförde yaptırdığını, SABAH'ın kuaföründe yaptırdıysa para verip vermediğini sormaz...
Hâsılı...
Suç ve cezanın "bireysel" olduğunu; eşi, çocukları, anayı, babayı, kardeşleri bağlamadığını unutarak hiç günahsız insanların onurlarını kırıyor, onlarla alay ediyor...
Ve tabii hem "gazeteci" ve hem de "insan" olarak Engin Ardıç kaybetti...