Engin Ardıç için...

Atatürk'e "düşman olmadığın" konusunda bir yerleri ikna etmek zorunda olduğunu hissetmen...

İşte bu be Engin...
İşte bu!..
Atatürk'ün eleştirilebilir olduğu...
Ama...
İşin hakarete vardırılmaması, iftira atılmaması gerektiği...
Eski defterleri karıştırıp da Atatürk'e karşı düşmanlık besleyenlerin daha da tahrik edilmemesi...
Ve...
En güzeli de ne biliyor musun?..
Seni daha önceki birçok yazından dolayı "Atatürk düşmanı" olarak tanımlayan "Hırt"a (Ki o hırt ben de olabilirim ve bundan asla gocunmam aksine, seni yanlışından döndürdüğüm için onur duyarım) haddini bildirmen müthiş...
Harika...
Neden?..
Atatürk düşmanlığını "çamur atma, hakaret etme" olarak kabullendiğin için elbette...
"İşte bu!" dediğim o...
Atatürk'e "düşman olmadığın" konusunda bir yerleri ikna etmek zorunda olduğunu hissetmen...
Yok...
Asla "döneklik" değil bu...
İnsanoğlunun fikrinden dönmesinden daha doğal hiçbir şey yoktur, olamaz...
Geçenlerde de yazdığım gibi; beni üzen ya da sinirlerimi bozan, bir zamanlar Atatürk'ün düşüncelerinin "mutlak" doğru olduğuna ilişkin düşüncelerinden vazgeçmen değil...
Bana ne...
Dönersin dönersin...
Ben de 1973 seçimlerinde Bülent Ecevit başkanlığındaki CHP'nin adam olduğu ve adam olarak kalacağı düşüncemin yanlış olduğunu anladım birkaç yıl sonra...
Ve erken döndüm CHP'lilikten...
Ama...
Ne CHP'ye, ne CHP'yi kurduğu için Atatürk'e ve ne de CHP'yi yanlış bir parti haline getirdiği için İsmet İnönü'ye hakaret etmek aklımın köşesinden geçti...
Ama...
Sen Atatürk'e ve ona samimiyetle inanan insanlara çok hakaretler ettin be Engin...
neyse...
Bugün geldiğin nokta önemli benim için dünkü durduğun yer değil...
Hâsılı...
Alkışlar; "Atatürk Düşmanı" olmadığını kanıtlayabilmek için samimiyetle çırpınan ve hatta kendisine "Atatürk Düşmanı" diyenleri "hırt"lıkla tanımlayan Engin Ardıç için...