Engin Ardıç Ahmet Hakan'ı kıskandı mı?..
"Akıllııımmm" diyor, ayak parmak uçlarında çeyrek diareler çizerek... "Beni de gece saat birde aldılar, tam 16.5 saat tuttular..."
ADNAN BERK OKAN
Haydi gelin hep birlikte itiraf edelim:
"Çocuklukta hepimiz birer Engin Ardıç'tık"...
Yani...
Hepimizin kıskançlıkları oldu Engin Ardıç gibi...
Meselâ bugünkü SABAH'ta "Beni de gece saat birde almışlardı" başlığı altında yayımlanan yazı...
Yine çocuklaşmış...
Polisler Ahmet Hakan'ı sabahın beşinde, kargalar henüz kahvaltı dalına tünememişken ve hem de oteldeki odasından alıp gittiler ya...
Engin hasetlenmiş...
"Akıllııımmm" diyor, ayak parmak uçlarında çeyrek diareler çizerek... "Beni de gece saat birde aldılar, tam 16.5 saat tuttular..."
Ne zaman almışlar?..
Son 9 yılda mı?..
Yok canııımmm...
Zamanın behrinde...
"Ötekilerin iktidar döneminde" diyeceğiz ama diyemiyoruz çünkü sevgili Engin için iktidar hep iktidardır...
Çünkü değerli kardeşimiz her iktidar döneminde iktidardan yana olmasıyla ünlüdür de...
Ardıç Kuşu yazısını bitirirken diyor ki:
"Ay, yoksa bu bir gözdağı mıydı? Belki de sesimi kısmak istemişlerdir canım."
Ben de diyorum ki...
Sevgili Engin;
Sadece bizim memlekette değil, dünyanın hiç bir ülkesinde muhalefet partileri yazarlara, sanatçılara polisle baskı yapıp susturmak istememişlerdir çünkü dünyanın bütün az gelişmiş veya gelişmekte olan ülkelerinde polis, iktidarın emrindedir...
Ne yani...
Bakınız şekil 1, 2, 3) Mısır, Tunus ve Libya...
Yani değerli, Ardıç Kuşu...
Sen hiç iktidara muhalefet etmedin ki...
Ömrün, muhalefete muhalefet etmekle geçti...
adnanberkokan@gmail.com
Haydi gelin hep birlikte itiraf edelim:
"Çocuklukta hepimiz birer Engin Ardıç'tık"...
Yani...
Beni de gece saat birde almışlardı |
Beni de gece birde alıp ertesi akşam beşte bırakmışlardı, on altı saat gözaltında kaldım. Dandik bir para cezası... Ödenmiş ama infaz savcılığına kaydettirmeyi unutmuşlar, ödenmemiş görününce de geldiler beni götürdüler. Vallahi "sabahın normal bir saati beklense ve telefonla karakola çağırılsam zaten kendim kalkıp gidebilecek durumdaydım"... Mevsim kıştı, sabaha kadar iskemle üstünde titredik, ertesi gün polis minibüsüyle bütün adliyeleri dolaştık (kader arkadaşlarım bir esrar satıcısı, bir asker kaçağı, bir de adam bıçaklama suçlusu), minibüse "tamamen kendi gönül rızamızla benzin parası katkısında" da bulunduk, gözler uykusuzluktan kan çanağı, sakal uzamış, kanlı katil gibi bir görünüm içinde en son Sultanahmet adliyesine geldik, savcı bıraktı. Kimse de özür falan dilemedi. O sıralar hiç aklıma gelmemişti ama... Ay, yoksa bu bir gözdağı mıydı? Belki de sesimi kısmak istemişlerdir canım. Engin Ardıç'ın yazısının tamamını |
Hepimizin kıskançlıkları oldu Engin Ardıç gibi...
Meselâ bugünkü SABAH'ta "Beni de gece saat birde almışlardı" başlığı altında yayımlanan yazı...
Yine çocuklaşmış...
Polisler Ahmet Hakan'ı sabahın beşinde, kargalar henüz kahvaltı dalına tünememişken ve hem de oteldeki odasından alıp gittiler ya...
Engin hasetlenmiş...
"Akıllııımmm" diyor, ayak parmak uçlarında çeyrek diareler çizerek... "Beni de gece saat birde aldılar, tam 16.5 saat tuttular..."
Ne zaman almışlar?..
Son 9 yılda mı?..
Yok canııımmm...
Zamanın behrinde...
"Ötekilerin iktidar döneminde" diyeceğiz ama diyemiyoruz çünkü sevgili Engin için iktidar hep iktidardır...
Çünkü değerli kardeşimiz her iktidar döneminde iktidardan yana olmasıyla ünlüdür de...
Ardıç Kuşu yazısını bitirirken diyor ki:
"Ay, yoksa bu bir gözdağı mıydı? Belki de sesimi kısmak istemişlerdir canım."
Ben de diyorum ki...
Sevgili Engin;
Sadece bizim memlekette değil, dünyanın hiç bir ülkesinde muhalefet partileri yazarlara, sanatçılara polisle baskı yapıp susturmak istememişlerdir çünkü dünyanın bütün az gelişmiş veya gelişmekte olan ülkelerinde polis, iktidarın emrindedir...
Ne yani...
Bakınız şekil 1, 2, 3) Mısır, Tunus ve Libya...
Yani değerli, Ardıç Kuşu...
Sen hiç iktidara muhalefet etmedin ki...
Ömrün, muhalefete muhalefet etmekle geçti...
adnanberkokan@gmail.com