Emre Kongar niye 'İlhan Abi' demiyor?
Bu konuda çok titiz... Öyle ki Oray Eğin, onun ağzından İlhan Abi yazınca oturup bir mektup döşenmiş...
GAZETECİLER.COM -
Cumhuriyet Gazetesi'ndeki değişimi yazan Oray Eğin, Emri Kongar'ın
ağzından da bilgiler aktarmıştı...
Eğin, o yazısında Kongar'ın ağzından "İlhan abi" diye yazınca ünlü yazardan reaksiyon almış...
Neden bu kadar takmış "abi" mevzusuna pek anlamadık...
Buyrun Oray Eğin'e gönderdiği mektubu okuyun, belki çözersiniz mevzuyu;
'Ben, İlhan Bey'e hiçbir zaman 'İlhan Abi' demedim. Ne yüzüne karşı, ne de gıyabında. Belki de Cumhuriyet'in 'İlhan Abi' geleneğinden gelmediğim içindir. Yani Cumhuriyet'in geçmişiyle ilgili olarak ne kimseyle bir duygusal bağım, ne de bir sorunum oldu. Ne kimseyle bir hesaplaşmam, ne de kimseye bir borcum var. Sadece İlhan Bey ile yakın ve güvene dayalı bir dostluk ilişkimiz oluşmuştu.
Gerek İlhan Bey'in beni Cumhuriyet'e 2001'de Genel Yayın Yönetmeni olarak davet etmiş olması gerekse sonradan gelişen dostluğumuz, belki bazı arkadaşları rahatsız etmiş olabilir ama ben bunları hiçbir zaman sorun olarak görmedim. Çünkü ne Cumhuriyet'i yönetmek gibi bir istegim vardı, ne de dostluğumu kimsenin eleştirmesine kulak astım.
'Abi-kardeş ilişkisi değildi bizim dostluğumuz. Belki ondan çok daha öte, çok daha sağlam, iki yazarın düşünce düzeyindeki etkileşiminden oluşan bir arkadaşlık idi bizimki.
Mektubun bundan sonraki kısmı Cumhuriyet'teki değişime dair...
O kısmı da okuyabilirsiniz.
Eğin, o yazısında Kongar'ın ağzından "İlhan abi" diye yazınca ünlü yazardan reaksiyon almış...
Neden bu kadar takmış "abi" mevzusuna pek anlamadık...
Buyrun Oray Eğin'e gönderdiği mektubu okuyun, belki çözersiniz mevzuyu;
'Ben, İlhan Bey'e hiçbir zaman 'İlhan Abi' demedim. Ne yüzüne karşı, ne de gıyabında. Belki de Cumhuriyet'in 'İlhan Abi' geleneğinden gelmediğim içindir. Yani Cumhuriyet'in geçmişiyle ilgili olarak ne kimseyle bir duygusal bağım, ne de bir sorunum oldu. Ne kimseyle bir hesaplaşmam, ne de kimseye bir borcum var. Sadece İlhan Bey ile yakın ve güvene dayalı bir dostluk ilişkimiz oluşmuştu.
Gerek İlhan Bey'in beni Cumhuriyet'e 2001'de Genel Yayın Yönetmeni olarak davet etmiş olması gerekse sonradan gelişen dostluğumuz, belki bazı arkadaşları rahatsız etmiş olabilir ama ben bunları hiçbir zaman sorun olarak görmedim. Çünkü ne Cumhuriyet'i yönetmek gibi bir istegim vardı, ne de dostluğumu kimsenin eleştirmesine kulak astım.
'Abi-kardeş ilişkisi değildi bizim dostluğumuz. Belki ondan çok daha öte, çok daha sağlam, iki yazarın düşünce düzeyindeki etkileşiminden oluşan bir arkadaşlık idi bizimki.
Mektubun bundan sonraki kısmı Cumhuriyet'teki değişime dair...
O kısmı da okuyabilirsiniz.