Emin Çölaşan'dan 'gündüz kuşağı' tepkisi! 'Boynuzlayanlar, tecavüzler...'
Sözcü yazarı Emin Çölaşan, bugünkü köşesinde işledikleri konularla tartışmaların odağında olan gündüz kuşağı programlarıyla ilgili sert eleştirilere yer verdi.
Sözcü yazarı Emin Çölaşan, gündüz kuşağı programlarını eleştiren bir yazı kaleme aldı.
Çölaşan yazısında, "İzledikçe şaşırıyorum. Türk toplumunun o düzeylere inmiş olmasından utanç duyuyorum. Bu programlar bir anlamda toplumun aynası. Her rezillik, her utanmazlık ve aile kavgaları inanılmaz bir biçimde sergileniyor." ifadelerini kullandı. Sözcü yazarı aynı zamanda yazısında RTÜK'e de tepki gösterdi.
İşte Emin Çölaşan'ın "Ekran Rezaletleri" başlıklı yazısı:
Sevgili okurlarım, eve, fırsat bulduğumda akşamüzeri saatlerinde biraz erken gidiyorum.
O günkü haber akışını gazetede iken izlemişim, neler olduğunu yeterince biliyorum. Dolayısıyla televizyonlardan yeniden izlemeye gerek yok.
Bu durumda iki yol kalıyor…
Belgesel olmadığına göre kafayı biraz olsun dinlendirmek için ya spor programlarına bakacaksınız, ya da magazinlere.
Ekranlarda doğru dürüst bir belgesel gerçekten yok. Spor programları derseniz futboldan başka bir şey yok.
İş bu kez kalıyor adını bilmediğim, ne olduğunu tanımlayamadığım bizim tuhaf programlara!..
Adına ister magazin deyin ister başka bir şey!
★★★
Akşamüzeri saatlerinde sık sık tıktıklayarak izlediklerim ve sunucuları şunlar:
Didem (Show.)
Ece (Kanal D.)
Esra (atv.)
Fulya (Fox.)
İzledikçe şaşırıyorum.
Türk toplumunun o düzeylere inmiş olmasından utanç duyuyorum.
Bu programlar bir anlamda toplumun aynası. Her rezillik, her utanmazlık ve aile kavgaları inanılmaz bir biçimde sergileniyor.
★★★
Öncelikle belirteyim, bu programlara canlı yayın için ısrarla çağrılıp katılanların yol ve otel parasıyla birlikte İstanbul'daki harcamaları da bu yayın kuruluşları tarafından karşılanıyor.
Katılımcıların tamamı birbirine saldırıyor. İzledikçe manzarayı, dönen dümenleri görüyorsunuz.
-Yalancılar çok. Herkes birbirini suçluyor. Kimin doğru söylediği belli değil.
-Sahte ağlayıcılar, yalancıktan gözyaşı dökenler.
-Sürekli bir bağırış çağırış. Aynı anda bazen beş kişi birden konuşuyor, kavga ediyor.
-Düzmece evlilikler.
-Boynuzlayanlar, boynuzlananlar.
-Evlilik vaadi ile para dolandıranlar.
-Bol kepçe ensest, tecavüz, aile içi şiddet ve zina olayları.
-Çocuk benden değil, DNA testi isterim diye bağıranlar.
-Yaptırılan DNA testleri sonucunda çocuğun gerçek babasının açıklanması.
-Hırsızlıklar.
-Sahte evlilikler, imam nikahı muhabbetleri.
-Bitmek bilmeyen karşılıklı suçlamalar.
-Aile kavgaları, sıkılan yumruklar, fırlatılan ayakkabılar.
-Sürekli ağır hakaretler ve küfürler.
O kadar ağır suçlamalar yapılıyor ki, iş mahkemelik olmasın diye sunucu hanımlar dahil katılanların bazı sözleri sansür ediliyor.
★★★
Rezillikler sürüp giderken sunucu hanımlar memnun…Zira ‘renkli müşteriler' hazır gelmişken onları elden kaçırmamak, ürkütmemek gerek!
Bu yüzden de incir çekirdeğini doldurmayan konular uzatıldıkça uzatılıyor, rezaletler sürüp gidiyor.
Programın yapımcıları bazı katılımcılar ekrana çıkarılmadan önce polise haber veriyor:
“Böyle birini çıkaracağız, bazı şeyleri itiraf ettireceğiz. Program sırasında gelip alın!”
Onların polisler tarafından stüdyodan alınıp götürülmesi de ekrana ayrıca getiriliyor.
Masum insanlar bile isimleri ve fotoğraflarıyla birlikte suçlanıyor, rezil ediliyor.