Emin Çölaşan kaybetti
Tutarsız bir gazeteci kazanır kazanır ama sadece para kazanır…. Ama… Bütün itibarını ve inanılırlığını kaybeder…
NE İTİBARI KALMIŞ NE GÜVENİLİRLİĞİ
Ak Parti yöneticilerinden olsaydım Emin Çölaşan'a teşekkür ederdim.
Ama değilim…
Ve…
Beni Çölaşan'ın yazısını siyasi tutarsızlığı değil…
Mesleki tutarsızlığı ilgilendiriyor…
Neden mi?
Kısaca anlatayım…
*
Dünkü SÖZCÜ’de Çölaşan’ın “Şansa bak sen” başlığı altında bir yazısı yayımlandı.
Çölaşan o yazısında…
Muhalefet partilerinin (MHP değil tabii ki…) Ak Parti’yi “kökten dincilik” yönünden suçlamalarının ne kadar hasız ve hatta iftira olduğu öyle güzel açıklıyor ki…
Nasıl mı?
Şöyle…
*
Diyelim ki:
Geleneklerimize, göreneklerimize, örf ve adetlerimize ve bir o kadar da Atatürk ilke ve inkılâplarına, cumhuriyete bağlı bir muhafazakâr demokratsınız.
*
Kimsenin dini inancıyla kavgalı olmadığınız ve giyimine, kuşamına, yaşamına karışmadığınız gibi…
Sizin de dini inancınıza, giyiminize, kuşamınıza ve yaşamınıza karışmasından hoşlanmıyorsunuz…
*
Yani…
Tam bir Yeni Muhafazakâr demokrat anlayışa sahipsiniz.
Bu nedenle de…
Muhalefet partilerinin (Bilhassa CHP ve HDP…), oy verdiğiniz Ak Parti için “şeriat devleti peşinde koşuyor, gizli ajandası var, dinci, Atatürk ve Batı demokrasilerine düşman” gibi absürt suçlamalarından zaman zaman olumsuz etkileniyor, “acaba?” sorusuna cevap arıyorsunuz…
*
Ve bugün…
Bir tanıdığınız size, adını çok duyduğunuz ama çevrenizdekilerin ve sizin de haz etmediğiniz Emin Çölaşan’ın dünkü yazısını getirip koyuyor ve “oku şunu” diyor…
*
Bir okuyorsunuz ki yazıyı…
AK Parti hiç de size anlatıldığı gibi değilmiş…
Evet…
Ak Parti yönetimi ve hükümeti de sizin gibi inançlıymış…
Onlar da sizin gibi muhafazakarmış…
Ve…
Onlar da aynen sizin gibi:
Laik devletten yana…
Ve…
Devleti yönetirken de Batı demokrasilerinde olduğu gibi her türlü siyasi ve iktisadi modelleri kullanıyorlarmış…
*
Meselâ…
Şans oyunlarından elde edilen gelirlere “Hayır” demiyorlarmış…
Çünkü…
O gelirlerle okul yapıyorlarmış, hastane yapıyorlarmış, yol yapıyorlarmış…
Yani…
Halk için harcıyorlarmış…
*
Yani…
Ak Parti de aynen Batılı demokrasilerdeki siyasi partiler gibi (Çoğu iktidarda…) muhafazakâr demokratmış…
Yani…
CHP ve HDP sözcülerinin iddia ettikleri gibi laiklik için tehlike değilmiş…
Cumhuriyet için tehlike değilmiş…
Atatürk ilke ve inkılapları için tehlike değilmiş…
Demek ki zaman zaman boşuna endişeleniyormuşsunuz…
*
Şimdi…
Hemen her yazısında Ak Parti’yi:
“Batı düşmanı”…
“Laiklik karşıtı…”
“Şeriat devletinden yana…”
“Atatürk düşmanı” olarak gösteren Emin Çölaşan’ın bu yazısını okuduktan sonra:
“Yahu bu ne tutarsızlık be efendi?” diye sormaz mısınız?..
*
Ben sordum ve cevabım şu oldu:
Bu kadar tutarsız bir gazeteci kazanır kazanır ama sadece para kazanır….
Ama…
Bütün itibarını ve inanılırlığını kaybeder…