Emin Çölaşan itiraf etti; "Evet biz cemaate destek veriyorduk!"
Sözcü yazarı Emin Çölaşan bugünkü köşesine öyle bir giriş yaptı ki, ilk satırları okuyanlara "neler oluyor burada" dedirtti.
Sözcü'nün patronu Burak Akbay hakkında "Terör örgütü yöneticisi"
olduğu şeklinde hazırlanan iddianame gazetenin yazarlarının
tepkisini çekmeye devam ediyor.
Sözcü yazarı Emin Çölaşan'ın bugünkü köşe yazısının girişinde bu
iddianameye ironi dolu bir gönderme vardı.
Emin Çölaşan'ın "Bu kumpasa ben nasıl düştüm" başlıklı yazasınının
yarıya kadar olan bölümünü okuyanlar adeta bir itirafname ile
karşılaşmıştı. Ancak yazının devamında Emin Çölaşan patronunu ve
gazetesini hararetli bir şekilde savunan ifadeler
kullandı.
İşte Emin Çölaşan'ın yazısının ilk bölümü:
Bu kumpasa ben nasıl düştüm!
SEVGİLİ okurlarım, Hürriyet’ten kovulmam sonrasında Sözcü her gün
benim eski yazılarımı yayınlamaya başlamıştı.
Ekim 2009’da gazetenin sahibi Burak Akbay Ankara’ya geldi, görüştük
ve Sözcü’de başlamam konusunda el sıkıştık. Bana o gün
söylediklerini hiç unutamam!
“Abi yanlış anlama ama ben Fetullah Gülen’in okullarında okudum.
Onun ışık evlerinde kaldım. Ben cemaatin elemanıyım!”
Sonra ekledi:
“Muhalif gazete, Atatürkçü gazete numarası yapıp cemaate destek
vereceğiz.”
Mesajı almıştım, başka çarem yoktu! Yazılarımı ona göre ayarladım,
Fetullah’a desteğimi hiçbir zaman esirgemedim.
* * *
Sonraki gelişmelerde hep gördüm…
Rahmi Turan, Uğur Dündar, Bekir Coşkun, Soner Yalçın, Necati Doğru,
Yılmaz Özdil, Saygı Öztürk, Yekta Güngör Özden, Ayşe Sucu, genel
yayın yönetmenimiz Metin Yılmaz, yazıişleri müdürümüz Ferda Öngün
falan, hepsi örtülü cemaatçi idi.
Manşetlerimiz, haberlerimiz ve yazılarımızla her fırsatta cemaate
destek veriyorduk!
Ancak bunu çaktırmadan yapmak zorunda idik. Oynadığımız ikili oyun
bir gün ortaya çıktığı takdirde zor durumda kalacağımızı
biliyorduk!..
Ve günün birinde beklenen son gerçekleşti, açığa düştük.
Burak Akbay için yakalama kararı çıkarıldı, arkadaşlarımız
tutuklandı, hakkımızda savcılık iddianameleri hazırlandı.
Oyun bitmiş hak yerini bulmuştu!
Emin Çölaşan'ın yazısının tamamını okumak için tıklayın