Eleştirisever Mehmet Efendi!..
Büyük filozof, “Tartıştığınız kimseyle ayrıldığınız noktanın amaç değil, araç olduğunu belirtin” demişti…
GAZETECİLER.COM
Mehmet Y.
Yılmaz’ın bugünkü makalesini okuduğunuzda
köşesinde logo olarak, “Bu köşe sahibinin en çok keyif aldığı şey
eleştirilmektir” yazdığını zannedersiniz…
Öyle olmasa “ (Başbakan)
Eleştiriyi sevmiyor, eleştirilmekten hoşlanmıyor, deyim yerindeyse
bizleri okuyunca ‘vücut kimyası’ bozuluyor!” der mi?..
Mehmet
Bey’e Sokrat’ı
hatırlatırız…
Büyük filozof, “Tartıştığınız
kimseyle ayrıldığınız noktanın amaç değil, araç olduğunu belirtin”
demişti…
Bu kadar yeter…
Mehmet
Yılmaz’ın yazısını, Sokrat’ı da
hatırlayarak okumanızı öneririz…
“Hükümet gazeteciliği”nde son
durum!
BAŞBAKAN Recep Tayyip Erdoğan’ın
köşe yazarlarına çok sinirlendiğini Hollanda’da olduğum için biraz
geç öğrendim.
Hemen şunu söyleyeyim ki yandaş
medyada yazan yazarların içleri rahat olsun, Başbakan onları
kastetmiyor.
Onun derdi bizimle. Eleştiriyi
sevmiyor, eleştirilmekten hoşlanmıyor, deyim yerindeyse bizleri
okuyunca “vücut kimyası” bozuluyor!
Zaten artık bu sorunu bertaraf
etmek için harekete de geçmiş bulunuyor.
Dünyanın hiçbir yerinde görülmemiş
biçimde vergi cezalarıyla bizleri susturmak, hatta mümkün olursa
evlerimize göndermek istiyor!
Bütün medya Sabah, Bugün, Star,
Zaman, Yeni Şafak gibi olsun istiyor.
18 bin gazeteyi temsil eden
WAN-IFRA’nın Hindistan’daki toplantısında Başbakan’ın bu gazeteleri
neden sevdiğini gösteren bir gelişme oldu.
Biliyorsunuz bu toplantıda
yayımlanan bildiride Türkiye, gazetelere ağır vergi cezaları
salarak basın özgürlüğünü yok etmeye çalışan bir ülke olarak
nitelenmişti.
O toplantıya yandaş medyadan
temsilciler de katıldı. Sabah’tan Salih Memecan, ombudsmanı Yavuz
Baydar, Star’dan Ergun Babahan ve Zaman’dan bir temsilci de vardı.
Bu arkadaşlar WAN-IFRA’nın raporuna karşı bir deklarasyon
yayımlamışlar. Gerçi sadece kendi gazetelerinde yayımlanabildi,
orada kimsenin bundan haberi olmadı ama olsun.
Açıklamalarında rapor hakkında
kendi fikirlerinin alınmadığından yakınıyorlar ve “Türkiye’de basın
üzerinde baskılar olduğu” iddiasını reddediyorlar.
Hadi diyelim ki 18 bin gazeteyi
temsil eden örgüt yanıldı ve yanlış bir şey açıkladı.
WAN-IFRA’nın raporunda
yazılanların benzerleri dünyanın önde gelen gazetelerinde daha önce
başyazılara konu oldu. Dünyanın her yerindeki gazetelerde bu yönde
haberler yayımlandı. AGİT, AB İlerleme Raporu, Avrupa Parlamentosu
da benzer açıklamalar yapmışlardı.
Dünyada herkes yanılıyor, bizim
yandaş medya doğru mu söylüyor yani?
Bu beyler belli ki artık “hükümet
gazetecisi” olmayı içlerine sindirmişler. Ama gel gör ki dünya
onlar gibi değil!
Hükümet gözlüğünden basın
özgürlüğüne bakmak, gazetecilik kuruluşlarının da, gazetelerin de,
uluslararası kuruluşların da anlayabileceği bir şey
değil.