Ekşi Sözlük'e <font color='#FF0000'>Haşmet</font>li destek
Sabah yazarı Haşmet Babaoğlu, bugün köşesinden Ekşi Sözlük ile tekzipleşen Altaylı ve Uluç'a ilginç bir şekilde seslendi.
İşte Babaoğlu'nun Ekşi Sözlük'te yazılanlar yüzünden "hasta olan, çıldıran"; Sözlük'ü herkesten çok ve ilgiyle okuyanlara seslendiği o yazı...
Ünlüler, tanınmış kişiler, televizyoncular, yazarlar, şovmenler,
şarkıcılar internetteki Ekşi Sözlük ve benzeri sitelerden...
Ünlüler, tanınmış kişiler, televizyoncular, yazarlar, şovmenler,
şarkıcılar internetteki Ekşi Sözlük ve benzeri sitelerden çok
çekerler.
Herkes tarafından sevildiklerine öyle inanırlar ki...
Haklarında orada yazılıp çizilenler, yapılan yorumlar, yalan yanlış
bilgilendirmeler ve hakaretler kahreder onları!
Hasta olurlar, çıldırırlar.
Neden?
Çünkü Ekşi Sözlük çok okunur!
En başta da kendileri okur!
Güne gözünü açınca ilk iş olarak Ekşi Sözlük'te kendisiyle ilgili
girilen yeni yorum var mı, diye bakan çok gazeteci bilirim. (Son
zamanlarda buna İmam Hatipliler'in sözlüğü de eklendi!)
Tam da bu yüzden işte!
Habertürk Genel Yayın Yönetmeni Fatih Altaylı'yla Ekşi Sözlük
birbirine girip tekzipleşince...
"Bırak Fatih yazsınlar... Kendileri yazar, kendileri okurlar" diye
akıl veren Hıncal Abi fena halde yanılıyor.
Çünkü gençler için Ekşi Sözlük ve benzerleri herhangi bir gazeteden
daha önemli bir referans kaynağı.
***
Sorun ve zorluk şurada... İnternet de öteki medyalar gibi bir medya
ise asla hakaret etme makinesine dönüşmesine izin verilemez.
Ama internet aslında hayatın dijital yansımasıysa...
Yani internetle hayat birebir örtüşmeye başlamışsa...
İnternetteki siteler, sözlükler, bloglar aslında iş arkadaşının,
asansörde karşılaştığın genç adamın, sokakta sana somurtarak
önünden yürüyen yeniyetmelerin senin hakkında zaten Allah'ın her
saati, her saniyesi akıllarından geçirdikleri şeyleri açığa
vurdukları bir yerse eğer...
O zaman durum farklılaşmıyor mu?
O zaman neye kızıyoruz, aslında neye öfkeleniyoruz?
Bir düşünün bakalım!
***
Şimdi "Böyle konuşuyorsun ya, yoksa Ekşi Sözlük senden iyi mi
bahsediyor?" diye soran olacaktır.
Hayır! Haset, cehalet, hınçla beslenmiş sayısız "entry" var
hakkımda...
Kızıyor muyum? Evet! Bazen çok kızdığım, bazen onları yazdıran hınç
duygusuna üzüldüğüm oluyor.
Üstelik gençlerin ilk iş olarak Ekşi Sözlük'e bakıp, orada hakkımda
yazılan saçmasapan şeyleri referans aldıklarını bilmek garip bir
duygu.
Zor konu!
Ama çoğu zaman hayatta da yüzüme gülen nice insan kimbilir içinden
neler geçiriyordur, varsın internete de yazsınlar, diye
düşünüyorum!
Sonra... Biz gazete yazarlarının insanlar hakkında fikirlerimizi
söylemek için tonla para kazandığımız aklıma geliyor. O çocukların
da bedavaya hiç değilse özgürce ve sereserpe abuklamak gibi bir
hakkı olsun diye düşündüğüm de oluyor, doğrusu!
Keşke bir de hakaretin hınç ve öfkeyi bile deforme ettiğini, yüreği
lekelediğini bilseler!
Babaoğlu'nun bugunkü yazısının tamamını okuyabilirsiniz.