Ekrem Dumanlı'nın en büyük doğrusu

Ekrem Dumanlı bugün yazdığı yazıyı öyle bir bağlıyor ki ayağa kalkıp alkışlamak

ADNAN BERK OKAN

ZAMAN ve haliyle gazetenin Genel Yayın Yönetmeni Ekrem Dumanlı belirgin bir telâş içinde Hanefi Avcı'nın yazdıklarının "Yalan" olduğunu kanıtlamaya çalışıyor.
Buna hakkı yok mu?..
Var...
Çünkü kitapta "Yalan" olmasa da "Yanlış" birçok şey olduğu kesin...
Tamam ama...
Bu kitabın içinde hiç mi "doğru" yok?..
Kitapta yazılan "Yalan" veya "Yanlış"lara dikkat çekilirken "doğruluğu konusunda kesin delil" getirilmiş konular niçin görmezden geliniyor?..
Bu ülkede neredeyse önüne gelen herkes kitap yazıyor...
Ve yine herkes kendi yazdıkları eleştirilince öfkeden deliye dönüyor...
Ama...
Başkalarının yazdıklarını da çala kalem kötülüyor...
Buyurun Şamil Tayyar...
Yazdığı kitaplarla ilgili tek bir eleştiriye tahammülü yok...
Gelin görün ki 588 sayfalık kitapta yakaladığı 5-10 yalan veya yanlışı sürekli, yazıyor da doğruları hatırlamıyor(!) bile...
Haliyle yazarlığın da gazeteciliğin de bir itibarı kalmıyor.

Ekrem Dumanlı bugün yazdığı yazıyı öyle bir bağlıyor ki ayağa kalkıp alkışlamak geldi içimden...
Ama sonunda yazdıkları için geçerli bu söylediklerim...
Zira işi sonuna götürene kadar Hanefi Avcı'yı itibarsızlaştırmak için elinden geleni ardına koymuyor...

Yine de son yazdıkları mükemmel...
Bakın ne diyor Ekrem Dumanlı:

Söylenecek çok söz var aslında; ama bu yazının konusu bu değil. Detaylı analize girince "Vay be! Oyun içinde oyun bu olsa gerek." diyeceksiniz, Maskeli Beşler filminin yeni bir versiyonuna şahit olacaksınız. Şimdilik bu faslı burada keselim ve esas sorumuza dönelim: Dün hakkında yüzlerce belge ve bilgi(!) yayınladıkları bir adamı bugün niye kahramanlaştırıyorlar? Bir taşla çok kuş vurmak için mi? Referandumda 'Evet' oyları arttıkça telaşa kapılıyorlar, can havliyle neyi bulsalar ona sarılıyorlar. Mal bulmuş mağribî gibi abandıkları şeyin aslında bir anlamı yok; tek istedikleri, halktan elde edemedikleri otoritenin bürokratik vesayetle devam ettirilmesi. İyi de yeryüzünde böyle bir devlet kalmadı. Katılımcı ve çoğulcu demokrasilerde "Devleti ele geçiriyorlar!" diye korku üreten ve bu şekilde kendi hegemonyalarını devam ettiren bir zümre kalmadı artık...

Bu dediklerine ilâve edeceğim tek şey, bu cümleleri tersten çevirip okumasıdır...
Meselâ, bir zamanlar kahramanlaştırdıkları Hanefi Avcı'yı şimdi niçin aşağıladıkları...
Her askeri seminerin nasıl olup da darbeyle yönetimi ele geçirme amacı taşıdığı falan...

Hâsılı...
Bütün pencerelerimizi açmaz, siyasal ve sosyal olaylara o pencerelerin hepsinden baktıktan sonra yazmazsak yazılarımızı, haliyle "bir tarafın maşası" olmaktan kurtulamıyoruz...

Ekrem Dumanlı'nın yazısının tamamını

adnanberkokan@gmail.com

İndirim Sezonlarında Akıllı Alışveriş: En İyi Fırsatları Yakalamanın Yolları