Ekrem de bende hata yaptık!
Basın Konseyi Başkanı ve Hürriyet gazetesi baş yazarı Oktay Ekşi, Hürriyet'teki sürecini ve son gelişmeleri Yeni Şafak'a değerlendirdi...
Ertuğrul Özkök'ün nasıl bir genel yayın yönetmeni olduğundan , 1974'ten beri nasıl Hürriyet'in başyazarı olduğuna... Hürriyet gazetesinden Basın Konseyi Başkanlığına ve son günlerde Basın Konseyi'nden ayrılması ile çok konuşulan Zaman gazetesine kadar Yeni Şafak'tan Mehmet Gündem'e değerlendirmede bulunan Oktay Ekşi, "Ekrem de bende hata yaptık!" dedi!
Birebir ilişkilerde oldukça naziksiniz. Neden Ekrem Dumanlı'ya “Medya imamı” dediniz, size yakıştı mı?
Ben Ekrem'i severim, beğenirim.
Diyor ki, “Oktay Bey'in yazılarındaki sertliğe bakmayın, ilişkilerinde samimi ve babacandır.” Kavgada söylenmeyecek sözü niye söylediniz?
CHA muhabiri ve helikopter olayını biliyorsunuz. Zaman'dan bir muhabir aradı, 'Konsey olarak açıklama yapacak mısınız?' dedi. 'Yazımı yazıyorum, bitince ilgilenip size döneyim' dedim. O gün gitti, ertesi gün unuttum. Yine aradılar, 'Unuttum özür dilerim genel sekreteri arıyorum' dedim. Konuştum. Ortada kabalık vardı ama alt düzeyde bir rütbe olduğu için protesto yayınlamaya değer görmedim.
Kendiniz mi karar verdiniz, kurul toplanmadı mı?
Hayır, benim yetkimde. Ekrem, 24 Nisan'da, 'Konsey muhabirimize sahip çıkmadı' diye yazdı. Mail attım, 'olay dengesiz, kabalık var' dedim. Ses çıkmadı. 4 Mayıs'ta köpeğin önüne atsanız kudurtacak bir yazı yazdı; -üyesi olduğu halde- böyle meslek kuruluşu olur mu. İki senedir 'Gel katıl, gelemiyorsan birisini görevlendir' diyorum.
Devam edelim…
5 sayfalık mektup yazdım. Pazartesi köşeni medyaya ayırıyorsun, konu önemliyse neden 15 gün konuyu işlemedin, önemli gelmediyse neden bağırıyorsun diye. Cevap hakkı olarak kullanmasını rica ettim. 3.5 sayfalık özet gönderdim, kullanmadı. Hak ettin dedim “medya imamı” diye yazdım.
Eleştiriyi daha üsluplu yapamaz mıydınız?
Cevap hakkına yer verse, hatta arayıp, uzun olmuş kısasını yazarsan kullanırım deseydi bu noktaya gelmezdi. Keşke ikimiz de daha dikkatli olsaydık. Alt düzeyde rütbelinin kabalığı, protestoya değmez yerine, madem ki muhabire böyle yapmış ona hak ettiği tavrı göstermek lazım diye düşünseydim -ki bu da mümkündür, ama o an böyle tercih etmişim- belki böyle bir süreç yaşamazdık.
Konseyden ayrıldılar…
Üzgünüm keşke ayrılmasaydı.
İkinci Başkan Kenan Akın; 'Konsey kaybetmez, Zaman kaybeder' şeklinde tuhaf bir açıklama yaptı.
O Kenan'ın ifadesi, böyle bir ifadeyi kabul ettiğimi söyleyemem…
İnsan yüzyüze söyleyemediği şeylere yazıda daha mı rahat yer verir?
Dikkatli olmaya çalışırım. İçimden geldiği gibi yazarım ama ikinci kez okurken traş ederim.Yine de arada kalan olabilir. Bazen kafamızdaki ile kalemden çıkan birbiriyle örtüşmüyor.