Ekranları kimler işgal etti?..

Tartışma programını yöneten gazeteciler, ideolojiden uzak terör uzmanlarından daha çok ideologları davet etmişlerdi...

ADNAN BERK OKAN

Televizyondaki ideologları dinledim kanallar arası gezinerek...

Erkek erkeğe muhabbetinde “çeşni” niyetine aralara birer kadın serpiştirenler de yok değildi hani…
Ama dedim ya…

“Çeşni” niyetine…


Ekran şagili ideologlar

Farklı kanallarda ekranları işgal eden konukların hemen hepsi (belki birkaçı hariç) yıllardır ezberlediklerini papağan gibi tekrarlayan erkek milletiydi…
Bakış açılarında da hiçbir yenilik yoktu…
Yıllardır söylediklerini tekrar ettiler çokbilmiş bakışlarıyla...
Zaten durdukları yer de yanlış…
Dünyanın en başarılı yan hakemi bile orta yuvarlak çizgisinden bakıp, pozisyonun ofsayt olup olmadığına karar veremez...
Oysa hücum eden oyuncuyla aynı paralelde koşan bir yan hakemin hata payı çok düşüktür...
Ekran şagili ideologlar da yanlış yerden baktıkları içindir ki yıllardır doğru bilgi vermek yerine, yandaşlarına moral vermeyi tercih ettiler ya...

Oysa...
Dün, sadece kadınların tartışması gereken bir geceydi…

Çünkü…
Hayatlarını kaybedenlerin hepsi birer ana kuzusuydu...

Başbakan Erdoğan'ın annesinin vefatından sonra saatlerce ağladığını unutmadık henüz...
Haklıydı da...

Hayat denilen yolculukta "uzun" hem de "çok uzun" sayılabilecek bir süre yürüyen anasını, dönüşü olmayan bir yolculuğa uğurlamıştı Başbakan...

Hangi evlât yüreği o acı karşısında duyarsızlaşabilirdi ki?..

Peki...

Ya; henüz yolun başındaki evlâtlarını o dönüşü olmayan yola uğurlayan analar ne yapsın?..
Sorumun cevabını düşüne durun lütfen...

Ve...
Kabul edin ki terörü bu erkek milletine tartıştırdığınız sürece daha da azdırırsınız...
Gelin bundan sonra ekranlarda sadece ve sadece evlâtlarını kurban veren analar konuşsun terörü...
Çünkü...
Ancak analar tartışırsa biter bu belâ...



Örgütün istediği

Dün gece gördük...
Terör örgütünün yaptığı her saldırı, medyanın yüzünü güldürüyor...

Sadece program yapımcılarının değil; çokbilmiş ideologların ve nöbetçi kanal müdavimlerinin de yüzleri gülüyordu…

Adamlara imkân verilse stüdyoda yatıp kalkacaklar…

Ve…

Hepsi gece boyunca terör örgütünden söz etti…

Adını defalarca tekrar edip reklâmını yaptı...

Yahu örgütün istediği de işte bu değil mi?..
Keşke her türlü tepkiyi (hatta Faşist olarak suçlanmayı bile) göze alıp bu arkadaşlara “Susun yahu!..” diye haykırabilsem…
Zira yaptıkları bütün konuşmalar terör örgütüne moral vermekten; halkı ise umutsuzluğa düşürüp karşılıklı olarak birbirine öfkelendirmekten başka hiçbir işe yaramıyor...


Ey güzel insanlar!..


Terör olayları ideologlarla tartışılamaz...

Tartışılırsa da seslerin yükselmesi, kavga çıkması kaçınılmazdır...
Gördünüz...

Tartışma programını yöneten gazeteciler, ideolojiden uzak terör uzmanlarından daha çok ideologları davet etmişlerdi...
Çok az sayıda uzman vardı aralarında...
Haliyle izleyiciler terörün gerçek sebeplerini ve sonuçlarını değil; ideolojik sonuçlarını ve sebeplerini izlediler...

Peki...
Neden böyle?..
Çünkü...
İdeolojik olmayan uzmanlar birbirleriyle kavga etmiyor...
Sesleri yükselmiyor...
Hiçbiri diğerini "vatan haini" olmakla veya "vatanı satmakla" suçlamıyor...
Oysa ideologların sesleri yükseliyor...
Kimisi masayı yumrukluyor...
Kimisi yuvalarından fırlamaya hazır göz bebekleriyle karşıt ideologuna saldırıyor...


İçinde despotizm bile bulunmalı

Başbakan bugün medya yönetici ve belki de patronlarıyla (keşke sadece patronlarla görüşse) buluşacak...
Umarım Başbakan sözü ekranları işgal eden bu ideolog konuklara da getirir…
Umarım patronlara, “kalp ve damar hastalıklarının tartışılacağı sağlık programlarınızdan birine veteriner hekim davet edilmesine rıza gösterir misiniz?” diye sorar…

Ve…
Belirli bir süre için terörle ilgili haberlerin verilmemesini rica(!) eder...
Hatta...
Öyle bir rica olmalı ki bu; içinde despotizm bile bulunmalı...
İnanmalı ki halk tarafından anlayışla karşılanacaktır...

Not: Bir ara bu ideologlardan biri (MHP milletvekiliydi) öyle ateşli bir nutuk attı ki, eğer o konuşmadan sonra bir gurup ülkücü sokağa çıkıp birkaç kara bıyıklı fukara Kürt’ü kesmediyse Allah’a şükredelim…

adnanberkokan@gmail.com
Farklı kanallarda ekranları işgal eden konukların hemen hepsi (belki birkaçı hariç) yıllardır ezberlediklerini papağan gibi tekrarlayan erkek milletiydi…
Bakış açılarında da hiçbir yenilik yoktu…
Yıllardır söylediklerini tekrar ettiler çokbilmiş bakışlarıyla...
Zaten durdukları yer de yanlış…
Dünyanın en başarılı yan hakemi bile orta yuvarlak çizgisinden bakıp, pozisyonun ofsayt olup olmadığına karar veremez...
Oysa hücum eden oyuncuyla aynı paralelde koşan bir yan hakemin hata payı çok düşüktür...
Ekran şagili ideologlar da yanlış yerden baktıkları içindir ki yıllardır doğru bilgi vermek yerine, yandaşlarına moral vermeyi tercih ettiler ya...