Ekran karşısında ayağa kalktım ve...

O anda birisi “hayatından memnun musun?” diye sual etse, gülmekten cevap veremem…

ADNAN BERK OKAN

Sayın Hüseyin Çelik;

En girift konuyu bile kıssadan hisse veya minik ama etkili örneklerle anlatmanızı sevdiğim için ben de sizin yönteminizi kullanıp o bilindik anekdotu hatırlatacağım size…

Ayıya “armut sever misin?” diye sormuşlar…

Gülmekten cevap verememiş…

 

Sayın Çelik;

Devleti yönetenlerden kim ki internet gazeteciliğinin yasal düzenlemelerinin yapılacağını söylüyor, daha çok özgürlük vaat ediyor ben de armudu sevip sevmediği sorulan ayı gibi oluyorum…


Ey güzel meslektaşlarım!..

Dün gece Ak Parti Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik’i TGRT Haber’de yayımlanan Basın Odası’nda konuk eden Hadi Özışık’ın yaptığı gazeteciliği pek sevdiğiniz belli…

Nereden mi belli?..

Sorduğu sorulara Hüseyin Çelik’in verdiği cevapları gazetelerinizin birinci sayfalarına taşımanızdan belli…

Daaaaa…

Arkadaşlar…

Ne bu kıskançlık Allah aşkınıza ya…

Haberin kaynağını belirtmek, gazetecilik ilke ve ahlâkının gereklerinden değil mi?..

Eeeee?...

Neden kaynak belirtmediniz?..

Yani “Kaynak: TGRT Haber. Basın Odası” diye yazsaydınız çok mu uzun olurdu?..

Yoooo…

Yazmak zorundaydınız da…

Ama dedim ya…

Kıskançsınız…

Bizleri “rakip” olarak görüyor, çekemiyorsunuz…

Ve tabii ki ayıp ediyorsunuz…

Oysa sizin bize...
Bizim de size ihtiyacımız var...

Sırt sırta vereceğimize; karşı karşıya gelip yumrukları sıkmak da niye?..
 

O anda birisi “hayatından memnun musun?” diye sual etse, gülmekten cevap veremem… 

Dün gece bizim patronun (Hadi Özışık) TGRT Haber’de konuğu olduğunuzda sizi dinlerken keyiften dört köşe oldum…

Hele Sokrat’ın ünlü “bıçak” örneğini verdiğinizde ekran karşısında ayağa kalkıp alkışladım sizi…

İyi ki o örneği verdiniz…

Ve yine iyi ki ateş misalini de gösterdiniz…

Yani ateşin insan hayatını nasıl kolaylaştırdığını ama aynı ateşin insanlığı yok da edebileceğini anlattınız…

Bizim ısrarla üzerinde durduğumuz ama nedense birilerinin anlamak istemediği o gerçeği bazı beyinlerin içine oya gibi işlediniz…

Öyle haklısınız ki…

İnternet gazeteciliği ya da sosyal medyayı ateş veya bıçak gibi insanlığın yararına kullananların yanında; insanlığa zarar vermek için kullananların da olduğu bir gerçek…

 

Sayın Çelik;

Konuğu olduğunuz Hadi Özışık, bu güzel ülkenin en etkin ve en yaygın internet guruplarından birinin kurucusu ve halen Yönetim Kurulu Başkanı

İnternet gazeteciliği ve sosyal medya ile ilgili açıklamalarınızı onun konuğu olarak yapmanız, açıklamalarınızın hem önemini hem de taahhüt değerini yükseltti…

İnternet gazeteciliği ve sosyal medya ile ilgili yaptığınız her açıklamanın altına imzamı atarım…

Bu işi kamu yararı gözeterek ve yazılı olmasa da genel ahlâk kuralları içinde yapan herkesin, söylediklerinize katıldıklarından da eminim…

 

Sayın Çelik…

Haklısınız…

Hem de yerden göğe haklısınız…

Evet…

Sosyal medyanın bir düzenlemeye ihtiyacı olduğu kesin…

Bir gazetede, bir televizyonda küfür ya da genel ahlâka aykırı görüntülerin olmaması konusunda da hepimiz sizinle hemfikiriz…

“Eğer umuma yayın yapıyorsa orada bu prensiplere uyulması bekleniyor” deyişinize aynen katılıyorum…

“Yazılı medyanın bir etiği vardır herkesin kabul ettiği bir düzenlemedir. Yazılı medyada yapılmaması gerekenler, sanal medyada da yapılmamalıdır” diyorsunuz ya…

Ben de size “ağzınıza sağlık” diyorum…

Dedim ya…

İnternet gazeteciliği ve sosyal medya ile ilgili söylediklerinizi ayakta alkışladım…

Keza; sosyal medyada biri birine ağız dolusu edilen hakaretlerden de en az sizin olduğunuz kadar rahatsızım…

Sayın Başbakan’ın twitter için “belâ” derken o küfürbazları, o yalancıları, o müfterileri kast ettiğini de en başından beri söylüyorum…

Yani Başbakan’ın neşteri vurup hayat kurtaran doktorlara değil; neşteri vurup cinayet işleyen serseri katillere “belâ” dediğini anlamayanların hem zekâlarının de hem ahlâklarının olmadığını biliyorum…

Hadi Özışık’a "Kimse bizden yasaklama beklemesin. Medeni ülkelerde bu iş nasıl kayıt altındaysa öyle olacak" taahhüdünüz ise mesleğimizle ilgili umutlarımızı daha da arttırdı…

 

Sayın Çelik;

Hani; “Ateş insanlık için olmazsa olmazdır. Ama siz ateşi onun bunun evini barkını yakmak için kullanırsanız bu bir faciadır. Twitter'ı bir paylaşım aracı olarak kullanırsanız, istediklerinizin istemediklerinizi duyurmak için kullanırsanız biz öper başımıza koyarız. Akla hayale gelmez iftira, küfür yayınlanması kabul edilemez” dediniz ya…

Bizlerin ateşi (internet yayımcılığını) kamuoyunun yararına kullanacağımızdan emin olabilirsiniz…

Yaptığınız açıklamalar; internet gazeteciliği ve sosyal medyaya akılcı ve somut örnekle yaklaşmanız bizler için umut ışığıdır…

Teşekkürler…

Ve bir de hatırlatma…

Söylediklerinizin takipçisi olacağımızı da bilin lütfen…

Kolay gelsin…

 

adnanberkokan@gmail.com