Ekmel Bey Kürt ailesi deyince o diziyi anlamış...
Ekmeleddin İhsanoğlu'nun kampanyasını masaya yatıran Ezgi Başaran günün en çarpıcı eleştirilerinden birine imza attı...
CHP ve MHP'nin ortak Cumhurbaşkanı
adayı Ekmeleddin
İhsanoğlu'nun tanıtım toplantısının yankıları
sürüyor.
Radikal yazarı Ezgi Başaran, İhsanoğlu'nun kampanyasını kritik ettiği yazısında çarpıcı eleştirilere yer verdi.
SLOGAN ZATEN KÖTÜ BİR DE İKİ EKRANDA DEV SOMUNLAR!
İhsanoğlu'nun kampanyasında kullanılan görselleri ve "Ekmek için Ekmeleddin"sloganını tiye alan Ezgi Başaran "Ve tabii bir de ekmek meselesi var. ‘Ekmek için Ekmeleddin’ sloganı yeterince kötü değilmiş gibi konuşurken iki yanındaki dev ekranda birer somun ekmek fotoğrafı belirmesin mi? Yani lütfen belirmesin tabii. Ama belirdi işte." dedi.
KÜRT AİLE DEYİNCE ASMALI KONAK DİZİSİNİ ANLIYOR!
Başaran'ın yazısındaki en çarpıcı bölümlerden biri de kampanyada kullanılan ve Kürt seçmeni hedefleyen afiş oldu.
"Basına dağıtılan vizyon bültenleri son derece kötü yazılmıştı. AKP’lileri, CHP’lileri, MHP’lileri ve HDP’lileri temsilen seçilen aile fotoğrafları stereotipler diyarından bir demet nefaset şeklindeydi. Hele hele Kürt aile fotoğrafı… Bir Cumhurbaşkanı adayının Kürt aile deyince Asmalı Konak dizi setinden fazlasını anlıyor ve anlatabiliyor olmasını diliyor insan…"
İşte Başaran'ın kaleminden İhsanoğlu'nun kampanyasının olmuş ve olmamış yanları:
OLMUŞ: Ekmel Bey’in salona tüm aile
fertleriyle eşi Füsun hanım, üç oğlu ve geliniyle teşrif etmesi son
derece iyi bir görüntüydü.
OLMUŞ: Çocukluğundan itibaren nasıl
bir geçmişi olduğunu anlatan videonun metinleri ve görsel malzemesi
iyi hazırlanmıştı. Babasız büyümesi, çok küçük yaşta ailesinin
sorumluluğunu tek başına üstlenmesi, fakirlik çekmesi vurguları
onun bilinmeyen yönlerini anlatmak ve rakipleri tarafından öne
sürülen ‘aristokrat’, ‘monşer’ kalıplarını sarsmak açısından önemli
yönleriydi.
OLMAMIŞ: Ekmel Bey’in konuşmasının
büyük bölümünü önündeki kartlardan (televizyonda kullanılan not
kartonlarıydı ve sanırım yüz kadar vardı, onları sarı bir zarfa
koymuş büyük oğlu Tuğrul’a teslim etmişti, kürsüye çıkarken onun
elinden aldı) okuması olacak iş değildi. Uzun süre heyecanına yenik
düştü, cümleleri yuvarladı, doğru yerde vurgu yapamadı ve neredeyse
hiç göz kontağı kuramadı. Dolayısıyla dikkat vererek dinlemenin çok
zor olduğu bir konuşma yaptı.
OLMAMIŞ: Çok yerde dili sürçtü.
Özellikle 17 ve 25 Aralık operasyonlarıyla ilgili bir soruya yanıt
verirken 17 Eylül ve 25 Mart diyerek Tansu Çiller’in Samsun halkına
‘Canlarım Trabzonlular’ şeklindeki hitabını hatırlattı.
OLMUŞ: Konuşmasındaki Gezi vurgusu
kıvamındaydı. ‘28 Şubat’ta genç kızlara sıkmabaş diyen zihniyete
nasıl karşı durduysam bugün de gençlere çapulcu dedirtmem’ sözleri
iyiydi güzeldi. Ali İsmail Korkmaz’ı ölüm yıldönümünde anması
iyiydi güzeldi.
OLMAMIŞ: Ama… Konuşmasının hiç bir
yerinde Kürt kelimesi geçmedi. Gezi vurgusu iyiydi de Gezi’deki
gençlerden ‘Türk gençleri’ diye bahsetmesi bilinçsiz bir tercih
olmasa gerek… Böyle bir konuşmada memleketin en hayati meselesi
olan Kürt sorununa değinmemiş olması da kabul edilecek gibi
değildi. Bu konuda ‘Hem MHP seçmenini küstürmeyeyim hem de AKP’ye
oy veren Kürtleri çekebileyim dolayısıyla ben bu konuya hiç
girmeyeyim’ fikrinde ilerlemiş belli ki. Halbuki bu devirde bu
tarz-ı siyasete ‘ilerleme’ değil gerileme diyoruz
maalesef.
OLMUŞ: Kürt sorunundan hiç bahsetmediği için ben söz isteyip bu
konudaki düşüncesini sordum. Cevabı ‘ana dilin’ önemiyle sınırlı
olsa da kıymetli sözler söyledi. Anadilinizi konuşamadığınız yere
vatan denmez cümlesi sahiden önemliydi.
OLMAMIŞ: Lakin soru-cevap kısmındaki
‘netameli’ sorulara hiç cevap vermeme yoluna girdi. Örneğin benim
‘Prensipte Öcalan’la görüşme fikrine ne dersiniz’ soruma hiç
değinmedi. 1915 ile ilgili sorulan soruya ‘Asala cinayetleri’ ve
‘Bırakalım tarihçiler araştırsın’ klişeleriyle üstün körü bir cevap
verdi ve ardından ‘Bu konuda daha fazla konuşmak istemiyorum’
diyerek kestirip attı. Yani olmadı.
OLMUŞ: Hür düşüncenin bir ülkenin
gelişmesi ve büyümesi için en önemli mevhum olduğunun altını
çizmesi son derece iyiydi. Gelişmek ve büyümekten beton ve
müteahhit sayısındaki artışı anlayan zihniyetin bolluğunda bunların
söylenmesi azımsanmamalı.