Eğer Ahmet Hakan içeriye düşerse...

Ahmet Hakan'ı korku sarmış. Soner Yalçın olayından çıkardığı dersleri yazıyor...

GAZETECİLER.COM - Ahmet Hakan artık Soner Yalçın'sız köşe yazmıyor.
Bugün de lafı yine ona bağladı.
"Soner Yalçın olayından çıkardığım onbir ders" diyerek, maddeler sıraladı.
İçeri düşse arkasından neler yazılacağından tutun da bilgisayar notlarına kadar uzanan bir önlem listesi bu...

Buyrun o listeye:

BİR:
Kimseye güvenmemeliyim.
İçeri düştün müydü, ayağın tökezledi miydi, adamın üstüne çullanıverirler.
İKİ: Ben içeride savcının "O haberi niye yapün? O başlığı niye attın?" türü sorularına yanıt verirken, dışandakiler "Bunun basın özgürlüğüyle ne ilgisi var canım, adam örgütten içeri alındı" diye yazabilirler. Yani her şeye hazırlıklı olmalıyım.
ÜÇ: Eğer içeri düşersem, "Ben Abdi İpekçi'nin mirasını üstlendim" ya da "Ben bugünün Uğur Mumcu'suyum" gibi büyük laflar etmemeliyim.
DÖRT: Telefonda konuşurken kamu önünde konuşur gibi konuşmalıyım.
BEŞ: Hemen ve derhal bilgisayarımdaki bütün notları temizlemeliyim.

ALTI: Allah'tan yazılı not almıyorum ama yine de eski mektupları falan şöyle bir kanştırsam hiç fena olmaz.
YEDİ: Bu zamana kadar hep "Bizde iyi kötü basın özgürlüğü var" diyordum. Artık bu tür cümleler kurmasam iyi olur.
SEKİZ: En demokrat bildiğim kalemler bile, bir gün içeri düşersem "Ahmet Hakan mı demokrat? Bırakın canım... Nokta dergisi basılırken tek bir satır bile yazmamıştı" diye yazabileceklerini hesaba katmalıyım.
DOKUZ: Haklarında yazdığım ya da yazmadığım magazin figürlerinin, köşe yazarlarının, siyaset erbabının, mekan sahiplerinin üzerimde "Oh olsun" diye tepinmelerine şimdiden hazır olmalıyım.
ON: Eğer bir gün içeri düşersem, hangi konudan içeri düştüğüme bakılmaksızın, "Ama o da Nişantaşı'ndan fazla söz etmişti" bile denilebilir. Buna da hazır olmalıyım.
ON BİR: Telefonlar dinleniyordur diye Kaddafi hakkında bile yorum yapmaktan ödü kopan anneme artık gülmemeliyim.