Ege Cansen kaybetti

Ege Cansen güzelim ekonomimizi güzelce yönetenlere aklı sıra(!) ekonomiyi öğretiyor… Sanki söylemese ekonomi yönetimi ve bürokrasi ekonomiyi bilmiyordu…

Yeni gelin çokbilmiş bir şeydi… 

Kaynanası ne zaman bir yemek tarifi yapsa “Sanki sen söylemesen ben bilmiyodum diyordu… 

Ve kaynana gelinin hiçbir şey bilmediğinin farkında olduğu için gelinle birlikte ocak başında duruyor baştan sona kadar yemeği tarif ediyordu. 

Gelin de yemeğin her aşamasında “Sanki sen söylemesen ben bilmiyodum diyordu… 

Kaynananın canına tak dedi bir gün… 

“Şuna bir oyun oynayayım da görsün” dedi… 

Oğluna da “gelinden çömlekte kuru fasulye yapmasını iste de hep beraber yiyelim” dedi… 

Oğlu bunu karısına aktardı. 

Gelin tabii ki hemen kaynanaya koştu ve “kuru fasulye pişireceğim dedi…” 

Kaynana “fasulyeleri suya yatırman ve en az altı saat suda bekletmen lazım” der demez: 

“Sanki sen söylemesen ben bilmiyodum” cevabını aldı… 

6 saat sonra yemek faslı başladı… 

Soğanları yemeklik doğra, sarımsakları ince ince kıy. 

“Sanki sen söylemesen ben bilmiyodum. 

Domateslerin kabuğunu soyup, minik minik küp küp doğra”… 

“Sanki sen söylemesen ben bilmiyodum. 

Fırını ısıt, güveci yağlayıp fırının içene koy. 

“Sanki sen söylemesen ben bilmiyodum. 

“Fasulyeleri yarı haşlamak üzere suyla beraber ocağa koy”. 

“Sanki sen söylemesen ben bilmiyodum. 

“Sıvıyağı bir tencerede kızdır, kuzu etlerini kavurmaya başla. 

“Sanki sen söylemesen ben bilmiyodum. 

Kuzu etleri kavrulduğunda kenara al, aynı tencerede soğanları sotele”. 

“Sanki sen söylemesen ben bilmiyodum. 

Soğanların üzerine tereyağını ekle. Soğanlar hafif yumuşayınca sarımsakları da ekle ve sotelemeye devam et”. 

“Sanki sen söylemesen ben bilmiyodum. 

Salçaları ekle ve salçayı yakmadan kokusu çıkana kadar kavur.”. 

“Sanki sen söylemesen ben bilmiyodum. 

Salçanın kokusu çıkınca, domates ve biberleri de ekle, domatesler yumuşayana kadar sotele. 

“Sanki sen söylemesen ben bilmiyodum. 

Isınmış güveci fırından çıkar. 

“Sanki sen söylemesen ben bilmiyodum” . 

“Kuzu etini, kuru fasulyeyi suyuyla birlikte ve soğan domates karışımını güveçte harmanla. Tuz ve biberini de ekleyip şöyle bir karıştır.” 

“Sanki sen söylemesen ben bilmiyodum. 

“Şimdi de git ahırdan bir parça tezek al”. 

“Sanki sen söylemesen ben bilmiyodum” 

Az sonra gelin elinde tezekle gelir… 

“Şimdi o tezeği güveç kabının üzerine koy”… 

“Sanki sen söylemesen ben bilmiyodum. 

“Güveci fırına at, fırının kapağını kapat”. 

“Sanki sen söylemesen ben bilmiyodum. 

Ve akşamüzeri kaynana oturur bir köşeye oğlunun gelmesini bekledi 

Oğlu eve girer girmez erimiş tezeğin ciğerlerini yakan, burnunu düşüren kokusuyla karşılaşınca öfkeyle bağır 

“Bu ne ya?... Bu ne?.. Bu evde artık yemek yerine tezek mi kaynatılıyor?”… 

Kaynana oğluna gelini gösterdi… 

“Karın her şeyi biliyor be oğlum… Karışmamı istemedi…”… 

* 

Ege Cansen de güzelim ekonomimizi güzelce yönetenlere aklı sıra(!) ekonomiyi öğretiyor… 

Sanki söylemese ekonomi yönetimi ve bürokrasi ekonomiyi bilmiyodu 

* 

Ve tabii ki kaybediyor(!)…