Eeeee sevgili Ersoy'cuğum
Eeeee sevgili Ersoy’cuğum… Demek ki… Senin, benim gibilerin (Sen her şeye rağmen benden çok daha şanslısın) yazarlık yeteneği, onlar kadar yüksek değil…
Ersoy Dede dünkü yazılarından
birinde, muhalefetin “Yandaş Medya” diye tanımladığı basın âlemi patronlarının
yazarlarına çok az maaş verdiğine (Birkaç yazar hariçmiş ama
isimlerini vermiyor) yazdı…
Oysa “muhalif medyada” maaşların acayip yüksek olduğunu yazdı.
Bilhassa da Hürriyet’in iki yazarının diğerlerinden de daha
fazla maaş aldıklarını ima
etti…
*
Ersoy’un ima ettiği iki yazardan
biri olan Ertuğul Özkök:
“Durmadan Ege sahilindeki evini
yazan...
Asgari ücretten pahalı şaraplardan söz eden” iddialarını üzerine aldı…
Savunmasını(!) da yaptı…
Siz
ister inanın ister inanmayın…
Ama
ben kendisiyle pek çok kere şarap içtiğim için yazdıklarına da
inandım…
*
İkincisine, yani Ahmet
Hakan’a gelince…
Salı günü şöyle yazmıştı:
“Beylikdüzü’nde arsa (Tarla değil) bakıyorum…”
*
Beylikdüzü’nde arsa bakmak demek
mi?..
Cevaplıyorum:
En az beş-altı milyon Doları
gözden çıkarmak demek…
*
Eeeee sevgili Ersoy’cuğum…
Demek ki…
Senin, benim gibilerin (Sen her şeye rağmen
benden çok daha şanslısın) yazarlık yeteneği, onlar kadar yüksek
değil…
*
Yüksek olsaydı
eğer…
Ahmet Hakan
Beylikdüzü'nde satın almak için 5-6 milyonluk arsa bakarken...
Senin ve benim gibi yazarlar geçinebilmek için 30 yıllık piyanosunu
satmak zorunda kalmazdı…
ÇOK YAZIK OLUYOR ÇOK…
Fatih Altaylı dün
Galatasaray Divan Kurulu’nda
olağanüstü güzel ve anlamlı bir konuşma yaptı.
Daha
önceki eleştirilerinin içeriğinden zerre geri adım atmadı
Altaylı…
Ama…
Özür
dilemesini de bildi…
Mealen şöyle dedi:
“Konuşmamın içinde geçen bazı
kelimeler ve benzetmelerden dolayı hepinizden çok çok özür
dilerim…”
*
Bugünkü gazetelere
baktım…
HaberTürk’ten başka o konuşmayı haber yapan yok
gibi…
Milliyet
ise Altaylı’nın kabalıkları için özür dileyen ama yaptığı
eleştirileri sahiplenen konuşmasını değil de
Özbek’in Altaylı’nın konuşması üzerine yaptığı açıklamaları
veriyor…
*
Medya artık medyalıktan
çıktı…
Haklı
olan, görevini yapan meslektaşlarının değil siyasetçilerin, kulüp
başkanlarının, iş adamlarının, sanatçıların yanında yer
alıyor…
Ve…
Kendi ayağına sıktığını
görmüyor…
Çok
yazık oluyor çok…
KİM BU MUHALİF ŞEBEK SALİH?..
Salih Tuna Türkiye medyasında,
asla küfür ve hakaret
etmeye ihtiyacı
olmayan…
Küfürsüz,
hakaretsiz, kimseyi yaftalamadan da
en çok ve en rahat
okunacak az sayıda yazarından
biri…
Ama…
Ve
nedense…
*
Bazen o da küfür, hakaret
ve yaftalama yapmadan yazmıyor…
Kim
bilir?..
Belki de yazamıyor…
*
Yazsaydı
eğer…
Bugün, içerik olarak nefis yazısına
“Sayın muhalif şebek bakalım şimdi ne yapacaksın?” başlığını koyar mıydı?..
O DA YANLIŞ ANLAMIŞ…
Görebildiğim kadarıyla
Devlet Bahçeli’yi bir tek
Yavuz Donat anlamış…
Ama…
Ve
ne yazık ki…
*
O da yanlış
anlamış…
Veya…
Yanlış anlatmış…