Ece Üner için...

Bu feryadı duymazdan gelen iktidar medyası yalakalarını ve tetikçilerini kınarken...

"İçeriden sağ çıksalar ne yapacağız? Üç aydır bizi yedirdiler, bitirdiler. Maaşlarını düzgün vermediler. Elimizde yiyecek ekmek koymayıncaya kadar uğraştılar. Şimdi de canlarını aldılar. Sağ çıksalar ne olacak, çıkmasalar ne olacak? Maaşlarını düzenli vermezlerdi. Ekmeklerini ellerinden aldılar. Servislerini ellerinden aldılar. Güneyyurt'u yediler bitirdiler. Güneyyurdu bitirdikleri gibi her tarafı bitirdiler…. Üç yaşında bir kızım var. 'Babam nerede, suyun içinde mi kalmış, çıplak mı kalmış? Nerede babam' der. Çocuğuma diyecek cevap bulamıyorum. Bunların hesabını nerede verecekler? Allah'ım, güzel Allah'ım, bunların yaptıklarına göre içeriden sağ selamet çıksınlar. Borçluyuz, dertliyiz. Ev aldık, kredi çektik. Bir sene oldu, evine yurduna doymadan. Bizim halimiz ne olacak? Bitirdiler bizi, bitirdiler. Bugünü yarına atarlar, yarını öbür güne atarlar. Üç aydır maaş yüzü görmeyiz. Eller bayram yaptı, biz yapamadık, eller kurban kesti, biz kesemedik. Bu darlığın bir bolluğu olurdu ama olmuyor işte, olmuyor. Dün öğleden beri içeride sağ adam mı kalır? Memuruz deyip gezerler. İşçilerin sırtından memurlar... Ama bunları süründürmeli. Hepsini süründürmeli"

 

Ermenek’te kömür madeninin içinde kalan 18 emekçiden biri olan Mehmet Bahar’ın eşi olan Emiş Bahar’ın yürek yakan ağıtı; sadece Ermenek’te toprağa gömülenlerin değil; bütün madencilerin, bütün emekçilerin feryadıdır…

Bu feryadı duymazdan gelen iktidar medyası yalakalarını ve tetikçilerini kınarken; bu feryatla birlikte ve samimi bir acı içinde feryat eden Ece Üner’i alkışlıyorum…