Ece Temelkuran Cemaat gazetesine konuştu: Erdoğan'a haksızlık yapıldığını düşünüyorum!
Gazeteci Ece Temelkuran, Gülen Cemaati'nin yeni gazetesi Yarına Bakış'a açıklamalarda bulundu
Gazeteci, yazar Ece Temelkuran,
Gülen Cemaati'nin Zaman'a kayyum atanmasından sonra çıkardığı
Yarına Bakış gazetesine konuştu.
Cemaat'e yapılan operasyonlar ve Erdoğan'a ilişkin değerlendirmelerde bulunan Temelkuran'ın verdiği röportajın bir bölümü şöyle:
Türkiye’de yaşanan bu olağanüstülüğün bir adı var mı?
Rejim değişikliği yaşanıyor ülkede. ‘Başkanlık sistemi gelecek. Başka bir ülke olacak Türkiye, siz de buna alışacaksınız’ dendiğinde tabii ki rejim değişiyor. Neo liberal politikalarla taşracılığın baskın olduğu bir muhafazakârlığın birleşiminde başka bir ülke kuruluyor.
Gülen cemaatine karşı girişilen operasyonları takip edebiliyor musunuz?
Evet, yakından takip ediyorum. Cemaat’e politik olarak saldırıldı ama cemaat kendini politik olarak korumadı. Kendini “politik bir topluluğuz biz” diye savunması gerekiyordu. Çünkü Cemaat’e buradan saldırıldı. Yalnız şu var: Filler tepişirken masum insanların kurban gittiğini görüyoruz. Ülkede herkes için çember giderek daralıyor. Çemberin daraldığını anlamak için çemberin seni dışarıda bırakmasını beklememek gerekiyor. Siyasal iktidarın ‘biz’ dediği şey sonunda bir kişiye inecek. Ama bunu bekleyip görmek istiyorlarsa buyursunlar görsünler.
“Cemaat hak etti” deyip susan hatta sevinç duyan gazeteci-yazarlar var…
Ben bunu söylemem. Tamam arada senin düşmanın mahvoluyor ama olup biten şeyin esası hukuk duygusunun ortadan kalkması. Bu sadece Türkiye’deki hukuk sistemini sarsmaz, aynı zamanda kişisel ilişkilerimizdeki hak hukuk duygusunu da yok eder. Hukuk duygusunun sarsılması taa Ergenekon soruşturmaları sırasında başladı. Dün de bugün de ben hukuku savunuyorum. Çünkü zayıf olanı devletten ve güçlü olandan hukuk korur.
Ülkede olan biteni sadece Erdoğan üzerinden okumak doğru bir okuma biçimi mi?
Avrupa’da, Amerika’da da böyle okunuyor hikâye. Sağ olsun entelektüellerimiz de bu okumayı dışarıya çok güzel paketliyorlar. ‘Tek sorunumuz Erdoğan, o gitse her şey düzelecek’ demek yanlış. Ben Erdoğan’a haksızlık edildiğini düşünüyorum. Bunları tek başına Erdoğan yapmadı. Erdoğan ve AKP, siyasal ve toplumsal bir projeydi.
Kimin projesiydi?
Çok uluslu bir projeydi. 11 Eylül’den sonra yeni bir sistem kurulması gerekiyordu . O dizginlenemez radikal öfkenin bir modelle ehlileştirilmesi gerekiyordu. ‘Sivil topluma bütün haklarını verirsek bunu neo liberalizmle birleştirirsek Amerikan tarzı bir demokrasi elde ederiz.’ dendi. Türk modeli dedikleri bir projeydi, çöktü. O modelin kurban kobaylarıyız. Hâlâ Batı entelijansıyası ‘adam yanlış değil, model yanlış’ demekte çok isteksiz.
Cemaat'e yapılan operasyonlar ve Erdoğan'a ilişkin değerlendirmelerde bulunan Temelkuran'ın verdiği röportajın bir bölümü şöyle:
Türkiye’de yaşanan bu olağanüstülüğün bir adı var mı?
Rejim değişikliği yaşanıyor ülkede. ‘Başkanlık sistemi gelecek. Başka bir ülke olacak Türkiye, siz de buna alışacaksınız’ dendiğinde tabii ki rejim değişiyor. Neo liberal politikalarla taşracılığın baskın olduğu bir muhafazakârlığın birleşiminde başka bir ülke kuruluyor.
Gülen cemaatine karşı girişilen operasyonları takip edebiliyor musunuz?
Evet, yakından takip ediyorum. Cemaat’e politik olarak saldırıldı ama cemaat kendini politik olarak korumadı. Kendini “politik bir topluluğuz biz” diye savunması gerekiyordu. Çünkü Cemaat’e buradan saldırıldı. Yalnız şu var: Filler tepişirken masum insanların kurban gittiğini görüyoruz. Ülkede herkes için çember giderek daralıyor. Çemberin daraldığını anlamak için çemberin seni dışarıda bırakmasını beklememek gerekiyor. Siyasal iktidarın ‘biz’ dediği şey sonunda bir kişiye inecek. Ama bunu bekleyip görmek istiyorlarsa buyursunlar görsünler.
“Cemaat hak etti” deyip susan hatta sevinç duyan gazeteci-yazarlar var…
Ben bunu söylemem. Tamam arada senin düşmanın mahvoluyor ama olup biten şeyin esası hukuk duygusunun ortadan kalkması. Bu sadece Türkiye’deki hukuk sistemini sarsmaz, aynı zamanda kişisel ilişkilerimizdeki hak hukuk duygusunu da yok eder. Hukuk duygusunun sarsılması taa Ergenekon soruşturmaları sırasında başladı. Dün de bugün de ben hukuku savunuyorum. Çünkü zayıf olanı devletten ve güçlü olandan hukuk korur.
Ülkede olan biteni sadece Erdoğan üzerinden okumak doğru bir okuma biçimi mi?
Avrupa’da, Amerika’da da böyle okunuyor hikâye. Sağ olsun entelektüellerimiz de bu okumayı dışarıya çok güzel paketliyorlar. ‘Tek sorunumuz Erdoğan, o gitse her şey düzelecek’ demek yanlış. Ben Erdoğan’a haksızlık edildiğini düşünüyorum. Bunları tek başına Erdoğan yapmadı. Erdoğan ve AKP, siyasal ve toplumsal bir projeydi.
Kimin projesiydi?
Çok uluslu bir projeydi. 11 Eylül’den sonra yeni bir sistem kurulması gerekiyordu . O dizginlenemez radikal öfkenin bir modelle ehlileştirilmesi gerekiyordu. ‘Sivil topluma bütün haklarını verirsek bunu neo liberalizmle birleştirirsek Amerikan tarzı bir demokrasi elde ederiz.’ dendi. Türk modeli dedikleri bir projeydi, çöktü. O modelin kurban kobaylarıyız. Hâlâ Batı entelijansıyası ‘adam yanlış değil, model yanlış’ demekte çok isteksiz.