Duyun da inanmayın... Külliyen yalan!..

Günümüz ve son 50 yılın bürokratları işte o varoşlardan ve sağcı partilerin iktidarları döneminde oluştu...

ADNAN BERK OKAN

Kimi yazarlara göre Adnan Menderes (merhum), Liberal'miş...
Hatta Demirel bile Liberal'in hasıymış...
Duyun da inanmayın...
Neden böyle bir yazı?..

Haber kanallarını izleyenler farkındadır mutlaka...

Medyamızın yıldızları kendi tarihlerini yazıyorlar.
Yazılan tarih ise "yayımlanmamış bir kitabın yasaklanması"...
Medyamız bu "tarihi olay"ı kendi penceresinden gördüğü şekliyle yazıyor...
Yıllar sonra torunlarımız bu iki farklı tarihi(!) okuyunca atalarının yaptıkları kötü gazeteciliği lânetleyecekler...
Tıpkı benim kuşağımın çocuklarının, benim çocukluğumun tarihini yazanları lânetledikleri gibi...
Bu yazımı gazeteci tarihçilerin yalanlarını günümüz gençlerine anlatabilmek için yazıyorum...

ABO...
Zira "Külliyen yalan"...
Hem Menderes merhum ve hem de Demirel, Devlet Kapitalizmi'nin önde giden "iki popülist" politikacısıydı...
Hedeflerinde hiç bir zaman, "Kalkınma (gelişme) ile taçlandırılmış bir ekonomik büyüme" olmadı...
İkisinin de her sağcı politikacının genlerinde olan "gelecek seçimi de kazanma hırsı" vardı sadece...

Zannetmeyin ki bendeniz sıkı bir solcuyum...
Asla...
Olmadım, olamam da...
Ve ilk oy kullandığım 1973 seçimleri hariç (O seçimde Ecevit'e oy vermek modaydı ben de henüz 23 yaşımdaydım) hep sağ partilere oy verdim...
Çünkü...
Hani "Çocuklar Duymasın"da Gülfidan diyor ya kocası için:" Hem dövdüm, hem boşadım" diye; ben tam tersini yaptım...
Hem eleştirdim sağ partileri ama hem de oy verdim...
Çünkü Türkiye'deki sol zihniyetin çivi çakmaya bile korkacağına inanmıştım (inancım değişmiş değil)...
Ve bir de...
Bizim sağcı partiler "Bir gün nasıl olsa gerçek Liberal olurlar" umudumu hiç kaybetmedim...

O hiç bayatlamayan umudum Erdoğan döneminde tam gerçekleşiyordu kii....
Bu sefer de ne oldu, nasıl oldu bilmiyorum baskıcı bir rejim geldi oturdu yüreğimizin, ellerimizin, beynimizin üstüne...
Neyse...
Ben yine geri dönüp Demirel ve Menderes'i anlatmaya devam edeyim...

Demirel Liberal Felsefe'
nin "Düşünce Özgürlüğü" sınavından geçmişti...
Zira eşine ve kendisine yapılan eleştiriler ve hatta hakaretler henüz hiç bir lidere, başbakana yapılmadı...
Ama O, hiç kimse hakkında dava bile açmadı...

Peki ya Menderes merhum?..
O geçebilmiş miydi Liberal Felsefe sınavından?..
Asla!..
Geçenlerde Fatih Altaylı da iki gün üst üste yazdı...
Başbakanlık yaptığı 10 yılda 811 gazeteci/yazar, makalelerinden dolayı hapse girdi...
Onlarca gazete, yaptığı haberler ve köşelerde yazılan kişisel yorumlar yüzünden kapatıldı...
Hâsılı; Menderes (merhum) ne düşünce özgürlüğü konusunda, ne de ekonomide Liberaldi...



Menderes ve Demirel; Varoşların iki mucidi

Menderes'in elitisit(!) CHP iktidarının "Bağdat Caddesi" gibi çağdaş, imarlı kentleşme projesine; "Fikirtepe Gecekondu Mahallesi" ilkelliği ile karşılık vermesi, bu günkü kuşağın içinde bile affedenleri olsa da, gelecek kuşakların mutlaka "lânetleyecekleri" bir popülizmdi...
CHP'li bürokrat mı kaldı?...

Günümüz ve son 50 yılın bürokratları varoşlardan ve sağcı partilerin iktidarları döneminde oluştu...
Bazı yazarların bürokrasiyi CHP'li gibi göstermesini bu yüzden bir türlü anlayamıyorum...
Yahu CHP ne zaman iktidar oldu da "bürokrat" (hele üst düzeyini) atadı?..
Siz yoksa 50'den önceki memur takımının halen iş başında olduğunu mu sanıyorsunuz ne?..
Bugün bürokraside CHP'li bürokratı mumla arasanız bulamazsınız...
Biraz Yargı'da vardılar (Moğultay ve Oktay zamanından kalma) ama üzerinden 20 yıl geçti...
Kalanları da son memuriyetlerinin sun günlerinde görevlerinden istifa edip CHP'den milletvekili aday adayı oldular...
Yani...
Günümüz ve son 45 yılın politikacıları ve ülkemizi yönetenler de işte o varoşlardan çıktı...

ABO...
(Ne yazık ki) İlerleyen yıllarda iyice büyüyen Fikirtepe ve benzeri varoşlar, "göbeğini kaşıyan", arsa spekülasyonu ve imar aflarıyla palazlanmış "görgüsüz zengin" yaratmaktan ve kapı numarası bile olmayan, yolsuzluğun (her türlüsünün), ahlâksızlığın ayyuka çıktığı, "yasa dışı yurttaş üreten" birer "insan deposu"na dönüştü...

O varoşlardan koparak gelip ülke yönetimini ele geçiren Sağcı, Milliyetçi, Muhafazakâr siyasetçiler; kendilerini seçenlerin lehine parmaklarını bile oynatmadılar yıllarca...
Meselâ günümüz borsasını varoşlardan, mütedeyyin memurlardan ve köylülerden aldığı oylarla hükümet olan DYP kurdu...
Ama...
O borsalar en büyük zararı köylülere ve varoşlara verdi...
Keza Ak Parti'yi iki kez üst üste iktidar yapan da yine varoşlardaki fukaralar, üç otuz para maaşa talim eden mütedeyyin memurlar ve motorize çiftçiliğe başlayan köylülerdir...
Ama...
Son sekiz yıldır en çok ezilenler de yine bu kesimler olmuştur...
Anadolu sermayesinin, İstanbul Sermayesine nazaran daha büyüdüğü (Ama hiç gelişmedi... Yine gustosuz, yine zevksiz...) doğrudur...
Ama...
Anadolu fukarasının veya varoşlarla, köylerdeki yoksulların refahlarının arttığı iddiası kocaman bir yalandır...

Hâsılı...
Medyamızın bir bölümünün "Bürokrasi CHP'nin kontrolünde!" çırpınışı "Külliyen Yalan"dır...   
Nereden mi biliyorum?..
Öyle olsaydı bugünlerimizi bile arardık da ondan...

adnanberkokan@gmail.com