Dünyanın Turist Ömerleri...
Kennedy ve Kruşçev aynen Turist Ömer gibiydiler… Bir yandan dünya kamuoyu önünde birbirlerine kafa tutuyorlardı… Diğer yandan da generallere “siz bize bakmayın barışın, barışın” diye talimat veriyorlardı…
Yıl 1962…
ABD, Küba’ya ünlü Domuzlar Körfezi Çıkarması’nı yapma girişiminde bulundu ama başaramadı…
Operasyon tam bir fiyaskoydu…
*
Kennedy, bu başarısızlığını
(Cumhuriyetçilere göre beceriksizliğini ve korkaklığını) perdelemek
için Türkiye’ye uzun
menzilli nükleer başlık taşıyabilen
füzeler (Jüpiter) yerleştirdi.
*
Tabii
ki Rusya acayip
bozuldu ABD’nin bu
yaptığına…
Rusya Devlet Başkanı Kruşçev (İki taraf da böylesine büyük bir gerginlik yaşanacağını biliyormuş gibi Beyaz Saray ve Kremlin arasında kırmızı telefon hattı çekilmişti.) Kırımızı telefonu eline aldı ve…
ABD Başkanı Kennedy’ye, “senin bu yaptığını Kör Agop yapmaz lan” dedi…
Ya da buna benzer bir şeyler söyledi…
*
Ve sonra da derhal talimat
verdi:
“Yoldaşlarım Küba’ya kammış (Acele) nükleer füze yerleştirin…”
Castro’ya da telefonla durum bildirildi.
Büyük Başkan purosundan birkaç yudum çekti ve soğuk kanlı bir ses tonuyla:
“Camarada es camarada” dedi…
BASMAZSAN NAMERTSİN
LAN
Rusya füzeleri gönderdi…
Ancak…
Ateşleme başlıkları üzerlerinde yoktu…
Unutulmuştu…
*
Bu arada, füzelerin ateşleme
başlıklarının unutulduğunu bilmeyen Kennedy çok
öfkelenmişti…
“Yapma Kuruş (Kruşçev yani)” dedikten sonra, “Yeme bizi yoksa basarım düğmeye” diye haykırdı kırmızı telefonun öbür ucuna…
“Basmazsan namertsin lan” diye gürledi Kruşçev…
Ayakkabısının tekini çıkarıp masaya vurdu…
Kennedy yumruklarını sıktı, dişlerini gıcırdattı…
Ve…
Nükleer kriz çıktı…
YANGINA BENZİN BİDONUYLA KOŞTU
MEDYA…
Gazeteler “3. Dünya Savaşı
çıktı/çıkıyor” diye (Bugün olduğu gibi) yaygaraya
başladılar…
Görmeliydiniz gazeteleri…
ABD’nin nükleer başlıklı füzeyi Rusya’nın neresine atarsa daha etkili olacağına dair (Bizim ekranda savaş dersleri veren Abüzittin beyler gibi…) tavsiyelerde bulundular.
Bir füzenin kaç km metre çapında kaç milyon Rus’u öldürebileceğini tartıştılar falan…
*
Ama sonra ne oldu biliyor
musunuz?..
Söyleyeyim de gülün…
*
Gazeteler “savaş
başladı/başlayacak” manşetleri
atarken,
ABD ve SSCB Heyetleri medyadan gizli “Barış” görüşmeler yapıyorlardı…
İKİ DEVLETİN TURİST
ÖMERLERİ…
Yani…
İki taraf da daha sonraları Sadri Alışık’ın Turist Ömer’i oynadığı filmlerde sık sık gördüğümüz ünlü kavgadan kaçma sahnelerinin çekilmesine ilham olmuştu…
Çünkü…
Turist Ömer dayağı yiyeceğini anladığında hem yumruklarını sıkıp rakibine doğru hamle yapıyor, “tutmayın beni lan” falan diyerek kabadayılık yapıyordu.
Bir yandan da elinin biriyle ağzını kapatıp arkadaşlarına “tutun lan beni” diye talimat veriyordu…
*
Kennedy ve Kruşçev aynen Turist
Ömer gibiydiler…
Bir yandan dünya kamuoyu önünde birbirlerine kafa
tutuyorlardı…
Diğer yandan da generallere “siz
bize bakmayın barışın, barışın” diye talimat
veriyorlardı…
GÖSTERİN GÖSTERİN, HEYECANLI
OLUYO
İşte tam da o süreçte, iki tarafın da
gazeteleri temsili çizimlerle iki
devlet başkanının baş parmaklarını nükleer başlığı ateşleyecek
butona basılı olarak gösteriyorlardı…
Bunun üzerine Cumhurbaşkanı Celal Bayar’ın da “gösterin gösterin, heyecanlı oluyo” dediği rivayet olunur (Ferhan Şensoy cümlenin telifini Bayar ailesine halen ödememiş olabilir. YM)…
*
Bu arada kimi devlet
başkanları Kennedy’ye çaresizlik
içinde:
“NATO’ya danış”…
Ya da…
“BM’den izinsiz sakın ola bir şey yapma” falan diye adeta yalvarıyorlardı.
MEKTUPLAR AYNI GÜN
GİDİYORDU…
Bu arada (27 Ekim
1962) Kruşçev Kennedy'e bir
mektup gönderdi…
Mektupta, ABD'nin Türkiye'deki füzeleri sökmesi halinde SSCB'nin de Küba'dakileri sökeceği, Türkiye'nin toprak bütünlüğüne ve bağımsızlığına saygı göstereceği, içişlerine karışmayacağı ve işgal etmeyeceği taahhüt ediliyordu…
Ama…
Küba'daki ABD'nin de aynı güvenceleri (Türkiye’deki nükleer füze başlıklarını sökmek Küba’yı işgal etmemek) vermesini istiyordu…
*
Kennedy aynı gün cevap verdi.
Küba'daki füzeler söküldüğü taktirde Küba'ya karşı uygulanan ablukaya son verileceğini ve Küba'yı işgal etmeyeceği güvencesini verdi…
Ama…
Türkiye'deki füzelerin sökülmesi konusunda kesin bir güvence vermedi.
Ama…
Son derecede cilveli ve işveli bir üslûpla her türlü silahla ilgili olarak daha geniş bir düzenlemeye gidilebileceklerini ima etti…
ONLAR ERDİ
MURADINA…
Kruşçev nükleer
füzelerin unutulan başlıklarını götüren gemilerin
geri dönmesi emrini verdi.
28 Ekim 1962'de ABD, Küba'ya uyguladığı ablukayı kaldırdı…
Ve…
Onlar erdi muradına…
Biz halen çıkamıyoruz
kerevitine…
YÜZÜME TÜKÜRÜN…
Turmp seçim
öncesi Putin destekli seçim
hilesi yaptığı ve Putin’e devletin
bazı sırlarını(!) sattığı iddiasıyla görevden alınmamak için
palavradan hava basıyor…
Eğer bu iki devlet savaşırsa yüzüme tükürün…
*
Hayır yani…
Savaş falan olmaz ama…
Hani anneler çocukları hastalandığında:
“Hastalandığına yanmıyorum da huyu değişeceği için yanıyorum” der ya…
Bizimki de o hesap…
*
Savaş falan olmayacak
ama…
Olan bizim gariban milletimize oluyor yine…
TL değer kaybettikçe bir yandan enflasyon ve haliyle faiz yükseliyor…
Diğer yandan ise durduk yerde Kişi Başına Yıllık Milli Gelirimiz düşüyor…
*
Neredesin Orhan
baba…
Patlat bir “batsın bu dünya”…
Tam zamanı…