Dünya değişirken Doğan niçin değişmiyor?
Kiras, Aydın Doğan’ın, Milliyet’i satın aldığı (medyaya girdiği) dönem ile bugünkü dönemi karşılaştırmış…
GAZETECİLER - Çok
ilginç bir analiz yapmış İbrahim Kiras…
Medyada “Ergenekon Soruşturması”
(aslında çoktandır “kovuşturma”) diye bilinen kovuşturmanın, “Eski
Türkiye” ile “Yeni Türkiye “ arasında nihai bir hesaplaşma olacağı
görüşünden hareketle Aydın Doğan’ın ve mülkiyetindeki medyanın
analizi dikkatimizi çekti…
Şöyle başlıyor
makale.
Ergenekon soruşturması dolayısıyla
açılan tartışma alanının aynı zamanda “eski Türkiye” ile “yeni
Türkiye” arasındaki nihai hesaplaşmanın da zemini olacağı
anlaşılıyor.
Medyadaki aktörler de bu zemindeki
konumlanışlarıyla nihai konumlanışlarını belirlemiş
oluyorlar.
Dolayısıyla kimlerin “yeni
Türkiye”de yeri olacak, kimlerin bir yeri olmayacak sorusu söz
konusu tartışmanın tetikleyicisi olmak durumunda.
Haddizatında medya sektörünün
Türkiye’nin değişimine ve bu çerçevede özellikle son dönemde
hızlanan sosyal dönüşümlere ne derecede ayak uydurabildiği
sorusunun ayrı bir önemli var. Çünkü medya sektörü mahiyeti
itibarıyla sosyal hareketliliğin hem yansıtıcısı hem de
aktörlerinden biri olmak durumunda.
Ne yazık ki Türkiye’deki medyanın
dünyadaki teknolojik yenilikleri takip edebildiği oranda olsun,
kendi toplumunun dönüşümünü kavrayabildiğini
söyleyemeyiz.
Türkiye’de genel anlamda medya
sektöründen bahsettiğimiz zaman ister istemez Doğan grubundan
bahsetmiş oluyoruz. Bu grubun gazeteleri toplam gazete tirajının
yüzde otuzu kadar satış yapıyor, ancak reklam gelirinin yüzde
60’ını elde ediyor. Yani rakiplerinden iki kat daha karlı bir
işletmesi var Doğan’ın!
Bu bakımdan bugün medya sektörünün
problemleri büyük ölçüde “Aydın Doğan’ın nereden nereye geldiğiyle”
ilintilidir.
Kiras, Aydın
Doğan’ın, Milliyet’i satın aldığı (medyaya
girdiği) dönem ile bugünkü dönemi karşılaştırmış…
Kıyas sadece “teknoloji” konusunda
değil…
Tün sosyolojik değişim ve
gelişmeler de aktarılmış…
Bu arada bir silahlı, iki silahsız
askeri darbe yapılarak siyaset mühendisliği
konusunda TSK’nın başarılı(!) girişimleri görmezden gelinmiş ama
olsun…