Dönüşü muhteşem oldu...
Kürtler, Arap Müslümanlarıyla kıyaslanamayacak kadar liberal, özgürlükçü, eşitlikçi (Bilhassa kadın – erkek eşitliği ve özgürlüğü konusunda) ve dünyeviydiler…
ADNAN BERK OKAN
Serdar Turgut, Amerika’da gazetecilik yaptığı yıllarda Pentagon’da, Büyük Kürdistan’ın yer aldığı bir harita gördüğünü HaberTürk’te ilk yazdığında kendisine telefon açmış ve bir minik analiz yapmıştım.
Analizim, Serdar’ın gördüğü haritayı doğruluyordu…
Serdar bugün o haritadan bir kez daha söz ediyor…
Dün ise Türkiye’nin gelecekte yaşaması muhtemel siyasi tehlikelere dikkat çekiyordu…
Ahmet Davutoğlu başbakan olduktan sonra (Umarım) Serdar’ı davet eder ve daha detaylı konuşur…
Daha çok soru sorar…
Vereceği cevaplara göre de kendi analizini kendi yapar…
Uzatmayayım ve…
O gün Serdar’a yaptığım minik analizimi sizlerle de paylaşayım…
Turgut Özal ve daha sonra da Tansu Çiller’in başbakanlığı dönemlerinde o haritanın gerçekleştirilmesi için fikri çalışmalar yapılmıştı…
Ama Turgut Bey’in siyasi ve fiziki ömrü yetmedi…
Çiller ise bir süre sonra seçim otobüslerinde “terörü askeri savaşla bitiren ananız, bacınız” övünmeleriyle gündemde yer almak zorunda kaldı…
Yani…
Büyük Kürdistan’ın Türkiye’nin denetimi ve kontrolü altında kurulması hayali bir başka bahara ertelendi…
Ve bir gün…
O proje yeniden gündeme sokuldu…
Erdoğan başbakan olduktan sonra (Irak’a yapılan ikinci büyük operasyon sürecinde) baba Bush Çiller’i bizzat arayarak (Tansu hanım DYP Genel Başkanı bile değildi ama arkasında halen % 9.70 oy vardı) Erdoğan’a destek olmasını rica etti…
Çünkü…
Cumhuriyetçiler (Bugün artık Demokratlar da) Türkiye’nin AB üyeliğini samimiyetle destekliyorlardı.
Bunu hem Türkiye’nin daha güçlenmesi açısından istiyorlardı…
Hem de Türkiye’yi AB içinde “Truva Atı” gibi kullanacaklardı…
Türkiye’nin AB’ye tam üye olmasının yolu ise Arap Müslümanlarıyla sınır komşusu olmaktan kurtarılmasıyla mümkündü…
Peki…
Bu kurtuluş nasıl olacaktı?..
Akdeniz’den başlayarak (Suriye’den de biraz toprak alarak) İran sınırına kadar yer alan bölgede güçlü bir Kürt devletinin kurulmasıyla…
Cumhuriyetçilere göre (Artık demokratlara göre de) Kürtler, Arap Müslümanlarıyla kıyaslanamayacak kadar yüksek bir demokratik kültür genine sahiptiler…
Kürtler, Arap Müslümanlarıyla kıyaslanamayacak kadar liberal, özgürlükçü, eşitlikçi (Bilhassa kadın – erkek eşitliği ve özgürlüğü konusunda) ve dünyeviydiler…
Eğer Türkiye; gerici, vahşi, demokrasiye inancı olmayan, uhrevi, kadın düşmanı Arap Müslümanlarıyla arasına demokrat, dünyevi, liberal, eşitlikçi, özgürlükçü Kürtler tarafından kurulmuş bir devletin girmesine izin verirse gerçek “Batılı ve AB tam üyesi” bir ülke olabilecekti…
İlerleyen zamanda Arap Müslümanları da kendilerine Türklerden daha yakın olan Kürtleri örnek alacak ve giderek modernleşerek demokratik birer ülke haline geleceklerdi…
Arap Müslümanlarının demokratikleşmesi halkların daha çok refaha ulaşması ve daha çok ve daha özgür tüketebilmeleri demekti…
İİK Genel sekreteri olduğu dönemde Ekmeleddin İhsanoğlu’nun Suudi Kraliyet ailesine kadınların ehliyet alabilme özgürlüğü tanınmasını istemesi ve hatta diretmesinin sebebi de oydu…
Peki…
Ne oldu da bütün bu projeler suya düştü?..
Ne oldu da “Ben BOP eşbaşkanıyım” diyen Türkiye Cumhuriyeti başbakanı Erdoğan bir anda BOP’a da Batı’ya da, İsrail’e de, ABD’ye de, Kürtlere de (Meselâ Suriye’de PYD’ye değil de İŞİD’de destek verildi) düşman oldu?..
Bir taraftan barış sürecinin mimarlığıyla övünürken diğer yanda (CB seçimi sürecinde) HDP’nin meclise girmesinin çok tehlikeli olduğunu söyleyebildi?..
Amman ha!..
Lütfen benden daha fazla bir analiz beklemeyin…
“Kasabanın delisi” olup da dayak yemekten bıktım…
Bundan sonra ancak bu kadar…
Bu konuları çok merak ediyorsanız Serdar Turgut’un HaberTürk gazetede iki gün üst üste yayımlanan makalelerini okuyun lütfen…
25 Ağustos 2014 tarihli
26 Ağustos 2014 tarihli