Doğan'ın kızı olmasaydım, buralarda olamazdım!..
32 yaşında Star TV'nin başına gelmiş bir insan olarak, "Aydın Doğan'ın kızı olmasaydım da buraya gelirdim" demek inandırıcı olmaz.
En genç milyardersiniz, güzelsiniz,
dünyanın en akıllılarının okuduğu üniversiteleri 'pekiyi' ile
bitirmişsiniz, aşık olduğunuz adamla evlisiniz.Son numaranız
annelik Sizin neyiniz eksik?
-Şükürler olsun,
şanslıyım. 'Bir şeyim eksik' diye söyleyemem. Hafta içi kızımı
günde sadece iki buçuk saat görebiliyorum ama "zamanım yok" diye
şikayet edemem.
Peki hayatınızı 'Lay Lay Lom' sananlara hak verir misiniz?
-Hayatım 'Lay Lay Lom' değil. Dolayısı ile onlara 'haklılar' demem.
Ama öyle olduğunu sanıyorlarsa buna anlayış gösteririm. Fakat
çevremde olan beni tanıyan insanlar sanırım böyle düşünmezler.
Doğan Grubuna 2005'te dahil oldunuz. Şubat ayında Star TV İcra
Kurulu Başkanı vr Star Tv'den sorumlu Doğan TV Holding Başkan
Yardımcısı görevlerine başladınız. Sizi kabul etmekte zorlanan
"daha deneyimli büyükler" oldu mu şirkette?
-Şirkette ne herkesin beni kucakladığını hissediyorum ne de
kucaklamadığını.Yani ne ekstra bir destek ne ekstra bir köstek
var.
Kendinize tepeden geldi dedirtmemek için birşey yaptınız mı?
-Ben ne yaparsam yapayım, hangi okullarda eğitim almış olursam
olayaım, 32 yaşında Star TV'nin başına gelmiş bir insan olarak,
"Aydın Doğan'ın kızı olmasaydım da buraya gelirdim" demek
inandırıcı olmaz. Kendimi ve hayatımı gerçeğe göre konumlandırmayı
seviyorum. Gerçeğin her halini kabul etmekten keyif alıyorum. Zaten
hayatta her alanda o kadar çok savaş veriyoruz ki, bu konuda bir
savaşın içinde olmam gerektiğini düşünmüyorum. Bana verilen
şansları hiçbir zaman "nasıl olsa belli param var, hadi keyfime
bakıyım" diye değerlendirmedim. Öğrencilik yıllarımda tam anlamıyla
o işin hakkını verdim. İş hayatına başladığımdan bu yana da, hem
kendime hem gruba katkı sağlamak için çabalıyorum. Tabiki
insanların aklında "Aydın Doğan'ın kızı nasıl olsa" diye bir şey
vardır. Ama ben her halükarda iyi bir iş yapacağıma inanıyorum
Star'da. Onun için "tepeden geldim" kompleksi yapmıyorum.
-Şubat 2007'de Kanal D Romanya'yı kurdunuz. Doğan Holding'in yurt
dışı yatırımlarına odaklanmış durumdasınız. Neden ablalarınız kadar
içeride kalmadınız?
Dört kızın en küçüğüyüm. Bir kitapta okumuştum. En küçük kardeşler,
kendilerini büyüklerinden farklılaştırmanın yollarını ararmış.
Bizim ailede hiçbirimiz için işin dışına çıkarak kendini
farklılaştırmak pek mümkün olmadı. Babam kurucu birinci jenerasyon.
Biz kızlar ikincileriz. Hiçbirimiz kendimizi işten ayrı
düşünemedik. Ama hep işi nasıl farklılaştırırızı sorguladık. Ben
daha önce yaptığımız birşeyi yaparak gruba katkı sağlamak istedim.
Romanya işi de öyle. "Niye sadece Türkiye'deyiz. Başka pazarlara da
açılabiliriz" diye düşündüm.. İşin peşine düştüm. Elimde bavul iki
sene seyahat ettim; Bulgaristan, Rusya, Romanya, Ukrayna... Bu
ülkelerdeki medya kuruluşlarıyla, bankacılarla ve reklam
ajanslarıyla görüştüm. Uygun fırsatlar var mı? diye araştırdım ve
Romanya'nın yatırım için uygun bir ülke olduğuna karar verdik.
Sıfırdan bir televizyon kurduk. En iyi kanallar arasına da
girdik.
Çok para kazanıyor musunuz Romanya'dan?
-Bu yılın sonunda kurum masraflarını çıkarmaya başlayacağız.
BABAMIN FELSEFECİ OLMASINI İSTEMEZDİM
Babanızın medya patronu yerine felsefe profesörü olmasını ister
miydiniz?
-Üniversitede çift ana dal yaptım. Ekonominin yanında felsefe de
okudum. Felsefeye çok ilgiliyim. Ama (gülüyor) babamın felsefe
profesörü olmasını istemezdim. Babamı felsefe prpfesörü olarak
düşünemiyorum çünkü. Şu anda olduğu haliyle çok hayranım.
İnsanlığına, iş hayatındaki başarısına, herşeyine hayranım.
İnsanlığına, iş hayatındaki başarısına, herşeyine hayranım. "Keşke
böyle olmasaydı" diye hiç düşünmedim.
Medya hayatınızda, "Aydın Doğan'ın kızı olduğum bilinmesin" diye
rica ettiğiniz anlar oldu mu?
-Bunun özellikle üniversite yıllarımda Türkiye'de staj yaparken
bilinmesini hiçistemezdim. Çünkü sonuçta kendi şirketlerimizde staj
yapıyorum; ama ben de 20 yaşında bir üniversite öğrencisi olarak
staj yapmak; o tecrübeyi edinmek istiyordum. Bizim grubu tanıyayım,
tecrübe edineyim ama"patronun kızı muamelesi" görmeyeyim. İnsanlara
karşıyım biraz. O döenmede Kanal D'de değişik bölümlerde staj
yapmıştım. Ama en çok haber merkezindeyken eğlendim, mutlu oldum.
Kimse kim olduğumu bilmiyordu.
Habere gittiniz mi hiç?
Gittim tabi. O zaman "Çağatay Yolda" vardı. O ekipteydim. Hergün
haber peşinde yollardayız. Bana kasetelri taşır mısın falan
diyorlar. Seve seve koşturuyorum. Ama insanlar gerçeği öğrenince
bütün o ilişki değişti. Zaten sonra stajım da bitti
Nasıl öğrenildi?
Sanırım biri sızdırdı.
Üniversite yıllarınızda, sevgililerinizle tatile çıkabilmek, kız
kıza felekten bir gece çalabilmak için kimliğinizi 'sümenaltı'
yaptığınız oldu mu?
-Büyürken, her zaman Aydın Doğan'ın kızı olmanın verdiği bir
sorumluluk var. Olmam gereken, yapmam gerenler var. Zaten bunlar
öyle bir kalıp ve kısıtlamalar getiriyor ki, onun dışına
çıkamıyorsunuz. Bu hep böyleydi.
Bu durumdan dolayı babanız ile mücadeleleriniz oldu mu?
-Çok ciddi mücadelelerimiz olmadı. Çünkü benim için yollar hep
açılmıştı. Yurt dışına gitmek istediğimde cevap 'A tabi' oldu.
Benden önce o savaşlar verilmişti. O anlamda hayatım rahat oldu.
Bir şey hariç. Basketbol oynamak. 18 yaşına kadar, Beşiktaş'ta
basket oynadım. Tüm Türkiye'yi dolaştım. Babam kesinlikle
istemiyordu. En büyük mücadelem deplasmana gideceğim, hayır
gidemezsin kavgasıydı.
Eşiniz babanızla tanıştırdığınız taktim ettiğiniz ilk erkek mi?
-Evet öyle bizim aile biraz konservatif.
Eşinizle nasıl tanıştınız?
-New York'da çalışırken, Beş yıldır evli olacağız.
Şimdi dokuz aylık bir kızınız var. Bebek olunca işler biraz
değişiyor mu?
-Ahmetle'le biz birbirimizi bulduğumuz için şanslıyız. Bunu
birbirimize hep söyleriz. Ama sanki şimdi daha çok aile olduk.
Eşiniz nerede çalışıyor?
KKR adlı dünyada önde gelen bir yatırım fonuna Türkiye'de
danışmanlık yapıyor. Ayrıca kendide girişimci olarak yatırım
projeleri geliştiriyor.
Basının göbeğinde değilsiniz, aslında basının göbeğisiniz. Bu
ormanda hayatta kalmak için entrikalara karşı bilinçli olma
antremanından geçtiniz mi?
-Hayır! O sahada başarılı olamam.
Etrafınızda entrika dönerse fark eder misiniz?
Fazla entrikalı bir yerde bulunmak isteyeceğimi sanmıyorum. İnsan,
içinde bulunduğu yeri etkiler. Dolayısıyla yakın çevremde entrikacı
olması düşük ihtimal. Ama olursa onların aslında kim olduğunu
tanırım hemen.
Ablalarınızla biraraya geldiğinizde gündeminiz ne oluyor?
-Ne yazık ki çok fazla "Oturalım havadan sudan konuşalım" gibi bir
vaktimiz olmuyor. Genelde gündemimiz iş.
Kadın egemen bir aile mi sizinkisi?
-Kadın nüfusumuz fazla. Ama hem geleneksel aile yapısından dolayı
hem de babam kuvvetli bir karakter olduğu için onun olduğu yerde
onun dediği olur.
Ablalarınıza nasıl hitap ediyorsunuz?
-Vuslat' "Sis" derim, Hanzade'ye "Hanzi". Ama Arzu'ya "abla"
derim.
Sis?
-Üniversitede çok yakın olduğum Pakistanlı bir arkadaşım vardı;
Adil. Bana sister'dan (kız kardeş) kısaltıp "sis" dersi. Oradan
dilime yapıştı. 10 seneyi aşkın süredir Vuslat'a "Sis" derim.
Kardeşler arasında iş rekabeti var mı? O klişe tabirle 'tatlı
rekabet' mi?
Rekabet ortamı yok. Çünkü günlük hayatta çok iç içe çalışmıyoruz.
Ayrıca hissedar olarak hepimiz aynı teknedeyiz, ortak amaç için
çalışıyoruz. Bunun bilincinde olduğumuz için rekabetten çok, iş
birliği var.
Bugünlerde canınızı en çok sıkan şey nedir?
-Bunu herkes biliyordur sanırım.
-Doğan Grubu'na verilen ceza mı?
-Evet, bu birçok anlamda canımı sıkıyor. Apaçık haksızlığa uğramak
bir yana bugüne kadar vergi rokertmeni olmuş ve bizi her zaman
"Alnınız açık, namuslu dolaşacaksınız" diyerek büyüten babamın
adını 'vergi kaçakcısı' diye geçmesi. Tabi bir de Türkiye nereye
gidiyor meselesi var ki...
Babanıza bu süreçte nasıl destek oldunuz?
-Babamı yıkacak birşey varsa o da bizim yıpranmamızdır. Bize ne
olursa olsun hep dik duruyoruz. Bir sorun mu var; hemen kendimizi
gözden geçirip, sorular soralım, çözüm bulalım. Budur babama
desteğimiz.
Bu arada kendinize en sık sorduğunuz soru nedir?
Nüfus sayımı gibi bir çalışma yapılsa Türkiye'den nasıl bir yer
çekimi çıkar; çoğunluk Türkiye'yi nerede görmek ister? Herşey
belkide buarda saklı. Bu sorunun cevabını çok
önemsiyorum.
Selin
Ongun/TEMPO