Doğan Satmış, Rıdvan Memi'yi kıskandı mı?..
Yani değerli kardeşim; “Rıdvan’ı kıskandım” deseydin bence çok daha samimi olurdu…
ADNAN BERK OKAN
Sevgili Doğan Satmış;
Sonunda seninle de kavga etti ya Ahmet Tezcan…
Ya da Ahmet Tezcan, alaylı gülümseyişleri ve
Rod Taylor misali sakin ama öfkeli bakışlarıyla
sonunda senin gibi bir “Durgun denizi” bile
dalgalandırıp köpürttü ya…
Şaka, şaka…
Uyumlu bir ikili oluşturdunuz Tezcan’la...
Kavga etmiyorsunuz…
Sesleriniz fazla yükselmiyor…
Görüşleriniz farklı olsa da karşılıklı saygılarınız aynı…
Ama sevgili Doğan…
En son programda, TRT’de Ağca’yı
konuk eden Rıdvan Memi’ye bu kadar vurmanı
anlayamadım…
Rıdvan, Ağca’ya, “İpekçi
Cinayeti” ile ilgili neden soru sormamışmış…
Bütün “suç” işte bu sana göre!..
Sevgili Doğan; daha iyi ya işte…
Sorsaydı Ağca ne cevap verecekti?..
İki elinin ayasını birbirine yapıştırdıktan sonra başını önüne
eğecek, bağlı ellerini bacaklarını arasına sokup “Valla
Sayın Memi ilk kez size açıklıyorum ama rahmetli Abdi İpekçi’yi
öldürdüğüm için çok pişmanım” mı diyecekti?..
Kendini mi suçlayacaktı yani?..
“Ben zalimin, katilin, canavarın biriyim; ellerimde halen
merhum İpekçi’nin kan kokusunu taşıyorum” diye zırlayacak
mıydı?..
31 yıldır Türkiye ve
İtalya mahkemelerine yapmadığı açıklamayı yapacak,
İpekçi cinayetini sipariş verenlerin isimlerini mi
söyleyecekti?..
“Paraya ihtiyacım varıdı… Anam da para gönderemiyorudu… Çok
para teklif ettilerdiydi de, kıramadımıdı müşteriyi… Parayı Hüsnü
Zuburtoğlu’ndan, silâhı da Hasbi Dübürtoğlu’ndan aldım”
falan fıstık…
Sevgili Doğan;
De ki Rıdvan, İpekçi Cinayeti konusunu açtı ve
sorulara başladı...
Ne yapacaktı Ağca?..
Ben söyleyeyim:
Rıdvan ne sorarsa sorsun o yine bildiğini
okuyacak; İpekçi cinayetiyle ilgili ayaküstünde
bin tane yalan uyduracaktı…
Kim bilir?..
Belki de İpekçi’yi öldürmediğini ikna edici ses
tonu ve mimikleriyle anlatacak, boşu boşuna günahına girildiğini
haykırıp salya sümük ağlayacaktı…
Yani değerli kardeşim;
“Rıdvan’ı kıskandım” deseydin bence çok daha
samimi olurdu…
“Biz Ağca’nın konuk edilmeyişine değil, İpekçi cinayetinin
sorulmayışına kızdık” deyince hiç inandırıcı olmadı…
Bu arada sevgili Doğan;
Tansu Çiller “Bu ülke için kurşun atan da
şereflidir” değil; “Bu ülke için kurşun atan da
yiyen de şereflidir” demişti…
“Haklıydı, doğru yapmıştı” demiyorum ama senin
yazdığında “yiyen” de kelimesi olmayınca cümlenin
anlamı yüzde yüz değişiyor…
Bilvesile bütün okurlarımızın mübarek Kurban bayramını
kutlularım…
adnanberkokan@gmail.com