Doğan haklıysa haklı demeliyiz!
Doğan Grubu yargıdaki ilk büyük savaşı kazandı. Medyadan da konuya dair yankılar gelmeye başladı. Yavuz Semerci de konuya bugün gündemine almış.
GAZETECİLER.COM
Doğan Grubu'nun vergi dezasına ilişkin yargıdaki ilk büyük savaşı kazanması sonrası medyadan da konuya dair yankılar gelmeye başladı. Habertük yazarı Yavuz Semerci de konuya bugün gündemine almış.
Doğan haklıysa haklı demeliyiz!
HABERTÜRK Gazetesi yayın hayatına başlamadan kısa bir süre önce,
Maliye Bakanlığı, Doğan Grubu'na yönelik 862 milyon TL'lik vergi
cezası kesmişti. Cezanın hemen ertesinde (19 Şubat 2009) vergi
uzmanlarıyla yaptığım görüşmeleri ve kendi görüşümü
gazeteport.com'da yayınlamıştım. "Bu ceza mahkemeden döner"
başlığıyla yazdığım yazı, Maliye'nin yanlı ve muhalefet eden
medyayı baskı altına alması şeklinde yorumlanacak, vicdanları
zorlayan bir ceza saldığını anlatıyordu.
Pek çok kişi beni eleştirmişti. Doğan'ı savunmamı yadırgayanlar,
grubun günahlarını sıralamıştı.
Bu satırları okuyanlar, "Ben demiştim, yazmıştım" demediğimi bilir.
Gerçekten utanırım. Sadece hatırlayan çıkarsa mesleki bir haz
alırım o kadar. Bu konuyu bir istisna olarak ele alıyorum. Çünkü
konuları değerlendirirken objektif olma zorunluluğu mesleki bir
namus olmalı.
Evet, Doğan Grubu'nun büyüklüğü, haksız rekabet yaratıyor. Mutlaka
küçülmeli, küçültülmeli. Rekabet Kurumu, yeni rekabet politikaları
üretmeli ve medya sektöründe hiçbir kurumun (reklam, tiraj,
reyting) yüzde 20'lerin üzerine çıkmaması sağlanmalı. Kamu yararı
için bu şart.
Reklam pastasının hem de yüzde 40'ından daha fazlasına hâkim bir
medya gücü, ülkenin tüm dengelerini bozabilir.
Nitekim, Doğan Grubu bu güç sayesinde rakiplerini sindirmeyi
becerebildi ve onlara yönelik haksız uygulamaların teşvikçisi ve
destekçisi oldu. Ancak Doğan'a yönelik nefret ve öfke biriktiren bu
gerçek, Doğan'a yönelik haksız devlet baskısını alkışlatmamalı
kimseye. Çünkü yanlışa yanlış demediğinizde, siyasi baskının size
ne zaman döneceğini ve çarpıp parçalayacağını kestiremezsiniz. Ve
meslek namusu, doğruyu her yerde yazabilmekten geçiyor. Bu anlamda
Türk basınında yeni ve temiz bir süreç başladığına inananlardanım.
HABERTÜRK'ün yayın politikasıyla bu tip manipülatif haberlerden
uzak duruşunun, yeni bir dönemin habercisi olduğunu
düşünüyorum.
Yazar değil okuyucu olsam da bu görüşümün samimi olduğunu
belirtmeliyim.
özellikle eleştirmediği, kızdırmadığı basın patronu kalmamış bir
gazetecinin rahatlığıyla dile getiriyorum bu görüşümü...