Doğan Grubu'nda kimler tasfiye olacak?
Bu meseleyi bir bilen ile konuşmak gerek diye düşünmüş Yavuz Donat ve Aydın Doğan'ın kapısını çalmış. Bakın Doğan neler söylemiş?
GAZETECİLER.COM
Gerçi eskiden de "böyle şeyler" konuşulurdu
ama...
"Bu kadar yoğun" değil.
"Bir yerde" bir şey yazılsa bile "kimse
pek üstünde durmazdı." "Konu" uzun süre gündemde
kalmazdı.
"Medyada tasfiye planlarından" bahsediyoruz.
Neredeyse "herkesin elinde bir liste." Kimi
"eşkal" tarif ediyor. Kimi "isim"
veriyor. Kimi "tasfiyenin takvimini" bile
biliyor.
Olay medyayı ilgilendirdiğine, gazetelerde ve internet sitelerinde
uzun uzun işlendiğine göre bu meseleyi "bir bilen"
ile konuşmak gerek diye düşünmüş Yavuz Donat ve
adres olarak en uygun kişinin Aydın Doğan
olabileceğini düşünmüş.
Aydın Doğan da Bodrum da tatil yapıyor olunca, yolu Bodrum'a düşmüş
Yavuz Donat'ın.
Orada buluşmuşlar ve başlamışlar söyleşiye...
En can alıcı soruyu sormuş Yavuz Donat, meseleye ortasından
dalıvermiş anlayacağınız.
'Sizin grupta tasfiye edilecek yazarlar var
mı?'
Aydın Doğan'ın cevabı ne mi olmuş?
Görelim...
"Bizde, kendi kendini tasfiye edecek insanlar olabilir. Ama tasfiye planı ne demek?.. Tasfiye edilecek gazeteciler sözü ne demek?.. Böyle bir şey, mesleğin evrensel kurallarına ters. Şu tarihte şunlar tasfiye edilecek diye bir plan, proje, hedef olmaz... Olur mu hiç?.. Nerede görülmüş?"
Peki sadece "tasfiye" mi konuşmuştu Yavuz Donat
ve Aydın Doğan.
Hayır tabiki...
Ertuğrul Özkök'ten duyduğumuz bir haber vardı.
'Aydın Doğan'ın kitabı çıkıyor' diye.
Bu konuyu da gündeme taşıdı Yavuz Donat.
Peki ne zaman çıkıyormuş kitabı?
İşte Aydın Doğan'ın ağzından yanıtı:
"- Kitap ne durumda?
- Hazır.
- Kaç sayfa.
- 600.
- Ne zaman okuyacağız?
- Gelecek ay çıkacaktı... Ama sana nasıl anlatsam?..
Tereddütteyim... Biraz bekletmeyi düşünüyorum.
- Neden?
- Uzun hikâye."
***
Israr ettik, anlatmasını istedik.
Aydın Bey dedi ki:
Kitapta bazı olayları anlatıyorum... Ama anlattığım olayların
bir kısmının mahkemesi devam ediyor... Örnek verdiğim şeyler
yargıda... Bu durumda kitabın çıkması doğru mu?.. Yargıyı etkilemek
söz konusu.
- Bir de şu var... Meslek o kadar keskinleşti, kutuplaştı ve
dejenere oldu ki... Neyi yazayım, neyi yazmayayım?.. Hangi birini
anlatayım?"
Tabii bu kadarla da bitmedi bu söyleşi...
Ama devamını da yayınlamayalım dedik.
E malum copy-paste istemediğimizden, sizi göndermeyi uygun
buluyoruz...