Doğan Grubu yazarları dayanışma istiyor!
Doğan Grubu yazarlarının bugünkü ortak gündemi rekor vergi cezası. Hepsi de cezayı politik buluyor ve dayanışma istiyor...
GAZETECİLER.COM - Doğan Grubu'nun bugünkü ortak gündemi rekor vergi cezası . Gruba bağlı gazetelerde yazan gazetecilerin çoğu konuyu köşelerine taşımış durumda. Dün de benzer bir haberle grubun yazarlarının konuya bakışını aktarmıştık. Bugün çember daha da genişledi. Yazarların ortak görüşleri cezanın hukuki değil politik olduğu yönünde. Ayrıca bunun giderek genişleyecek bir saldırı olduğu ve herkesin dayanışma içinde olmasının gerekliliği vurgulanmış...
HÜRRİYET
Oktay Ekşi: Susturamazsınız
BU hikâye yeni başlamadı... Diktatörlerle “Buna hakkın yok”
diyenler arasındaki mücadelenin bugüne kadar belki binlerce örneği
yaşandı. Sırf gerçekleri insanlara iletme uğruna sayılamayacak
kadar çok gazeteci hayatını verdi. Son olarak 2000’den bu yana
sadece Rusya’da öldürülen gazeteci sayısı 17’yi buldu...
Mehmet Y. Yılmaz: Bu sadece Aydın Doğan’ın ve bu yayın organlarında çalışan biz gazetecilerin sorunu değil.
Bu Türkiye’nin sorunu!
Bütün medyası hükümet tarafından teslim alınmış bir ülkede yaşamak istiyorsanız oturmaya devam ediniz!
Bunu istemiyorsanız, sesinizi yükseltmenin tam zamanıdır!
Yalçın Doğan: Emir büyük yerden
O teknik eleman,
ismini ve görevini vermek yanlış, hukuka uygun davranıyor, yasaya
aykırı bir işleme ortak olmuyor.
Doğan Grubu’na yapılmak istenen bir işleme “bu haksız” diyor, işlemin yasal olmadığına inanıyor ve uygulamıyor.
O eleman iki gün sonra görevden alınıyor. Görevden alınmakla kalmıyor, hakkında soruşturma açılıyor. Yasaya aykırı bir işlemi durdurmuş olduğu için.
Teknik elemanların hepsi bu örnekteki gibi değil. Bir gurup gelirler kontrolörü ne yazık ki, başka ölçülere sahip, onlar o başka ölçülere görev davranıyor.
Doğan Grubu’nu aylardır didik didik eden bir gurup gelirler kontrolörü “tarihte emsali görülmemiş bir galibiyetin mümessili olabilirler” değil, tarihte emsali görülmemiş bir cezaya imza atıyor.
Doğan Grubu’na kestikleri ceza, bırakın Türkiye’yi, Avrupa’nın bile dudağını uçuklatıyor. Haksız, yasalara aykırı, baştan sona kasıt içeren bir ceza.
Yalçın Bayer: Bir cezaya bakarım bir de bu
cezayı kesene...
“DOĞAN Grubu’na iktidar partisinin Sayın Başkanından vergi cezası yağmaya devam ediyor. Şimdilerde yağmur doluya dönüşmüş durumda. Dün açıklanan ceza 3.7 milyar TL idi. Bu rakamın büyüklüğünü anlatabilmek için birkaç önemli kuruluşun piyasa değerini sıralayayım. Ünlü Ülker firmasının piyasa değeri 891 milyon TL, Ford Otosan firmasının 3.2 milyar TL, koskoca Arçelik’in 2.7 milyar TL, ünlü Tofaş otomotiv firmasının piyasa değeri 1.9 milyar TL’dir. Doğan Grubu’na gelen 3.7 milyar TL cezanın büyüklüğünü bu rakamlara bakarak değerlendiriniz.
Şimdilerde içeride ve dışarıda çok kişi biliyor ki, bu cezaların tek amacı var: Doğan Medya Grubu’nun sesini kesmek. İçeride ve dışarıda çok kişi biliyor ki bu cezaların olağan vergi işlemleriyle ilgisi yok.
(Güngör Uras-Milliyet, 9.9.2009)
Hadi Uluengin: Patronuma haraç
(...), aynı “DYH” çoğulcu bünyesinde ben dahil o AKP’ye ve atılımlarına tamamen önyargısız yaklaşan pek çok gazeteciye de hür ifade imkanı tanıyor olsa bile, malûm, “ana hat” olarak muhalif bir çizgi izliyor.
İşte, iktidar da yukarıdaki “ceza”yı Grup’a empoze etmekle, söz konusu muhalefetin ancak böylesine fahiş bir “haraç” ödemek pahasına sürdürülebileceği ihtarını veriyor.
Ötesi, “artık ayağını denk at, yoksa tepene tam bineceğim” demeye getiriyor.
Patronu, matronu bir yana, bunların ikisi de ahlaken ve siyaseten asla kabul edilemez!
Rahmi turan: Devletin gücünü kötüye kullanmak suçtur. Demokrasi nutukları atılırken bu haksızlığı yapmanın insafla bağdaşır yanı yoktur.
Ulusa Sesleniş konuşmasında ne demişti Erdoğan?
“Demokrasiyi bütün unsurlarıyla işler hale getirirsek, ülkemizdeki bütün sıkıntıların peş peşe çözüm yoluna gireceğini görebiliriz.”
Ne güzel sözler bunlar? Yaşasın demokrasi! Fakat gerçek öyle mi? Demokratik haklarını kullanarak iktidarı özgürce eleştiren Doğan Grubu’na dünyada eşi benzeri görülmemiş ceza verilmesi demokrasiyle bağdaşıyor mu?
Ülkenin kötü gidişini özetleyen bir deyiş vardır:
“Akıl tutulunca sözlerin yararı az olur!”
POSTA
Mehmet Ali Birand: Bürokrasi cinayet işliyor
Doğan gurubuna son ceza dahil, bugüne kadar toplam.... milyar
dolarlık bir ceza kesilmiş oldu. Bu Türkiye Cumhuriyeti Tarihinde
şimdiye kadar görülmemiş bir cezadır. Bu ceza değil, bir gurubu yok
etme operasyonudur. Başbakan ya, iş işten geçmeden, son olarak
yaydan çıkan bu oku bir şekilde durdurur veya aynı ok birgün dönüp
dolaşıp onu da vurur. O zaman da çok pişman olur.
MİLLİYET
Taha Akyol: Dünkü gazetelerde, Doğan Grubu’nu
şiddetle eleştiren kalemler de yazıyordu; birçok medya grubu ve
şirketler tarafından yapılagelen “hisse devri işlemleri” için
sadece Doğan Grubu’na böylesine bir ceza verilmişti!
Şu iki husus tartışmasız gerçektir:
l Doğan Grubu’na kesilen yaklaşık 5 milyarlık ceza, tarihte emsali
görülmemiş, çok güçlü gruplara dahi diz çöktürebilecek bir
şiddettedir!
l Doğan dışında hiçbir medya grubu için böylesine uzun süreli ve
kapsamlı bir denetim yapılmamıştır. Denetim ağının sadece Doğan
Grubu için atıldığı anlaşılıyor!
Siyasi bir ‘ezme operasyonu’ olarak algılanması da bundan.
Bunu hukukla, liberal devlet ilkesiyle bağdaştırmak mümkün
değildir.
Melih Aşık: Ceza terbiye edici bir uygulamadır.
Doğan Yayın Holding’e kesilen cezanın böyle bir niteliği yok. Ayan
beyan Türkiye’nin en büyük medya kuruluşunu batırmaya yönelik
bir girişim... Aynı zamanda halkın özgür haber alma hakkına vahşi
bir saldırı...
Bizim grubun eleştirilecek tarafları olmuştur. Halk eleştirmiştir
de...
Ancak ülkenin getirildiği noktada Doğan Grubu demokrasinin son
direnme noktasıdır.
Fikret Bila: Amaç batırmak
Kesilen iki ceza Aydın Doğan’a karşı bir “vergi terörü”
uygulamasından başka bir şey değildir. Böyle bir işlemde vergi
toplama amacının dışında bir amaç güdüldüğü açıktır. Bu uygulamayla
Hazine’ye gelir sağlamanın değil, Aydın Doğan’ın şirketlerine el
koymanın amaçlandığını söylemek daha doğru olur. İki ceza işlemi de
açıkça göstermiştir ki, hedef Doğan Grubu’nu batırmaktır.
Güneri Cıvaoğlu: Geri
tepti
Doğan Yayın’a eşi görülmemiş vergi cezası, sınırların içinde ve
ötesinde ciddi kuşkuların altını çizdi. Olumsuz yankılar yaptı.
Doğan Grubu’nun en karşısında olması gereken gazeteler ve
televizyonlarda bile olay destek bulmadı. Elbette birkaç “çiğ” ve
“sığ” hariç...
“Zil takıp oynayacakları” sanılanlar dahi bu “şok” vergi cezasına
serin baktılar.
Dünya medyası ise “terbiye sopasını(!!)” tepkiyle karşıladı.
Meslek odaları “kınama bildirileri” yayımladılar.
Hukuk Fakültesi’nde yüksek not aldığım derslerden biri de “maliye”
idi.
Fakat bu konunun vergi matrahı ve cezası için yorum yapacak
birikime sahip olduğumu söyleyemem.
Semih İdiz: DYH’ye karşı aylardır uygulanan sindirme politikasının doruğunu temsil eden bu gelişme, AB’de de zorunlu olarak takibe alınacaktır. “Basın özgürlüğü” konusunda Türkiye’de yaşanan sıkıntılar son AB raporlarında ve açıklamalarında vurgulandığı için, bu vahim gelişme görmezden gelinemeyecektir.
RADİKAL
Tarhan Erdem: Açık görmeli ve yazmalıyız, olay kesinlikle bir vergi incelemesi değildir; olayımız, Erdoğan’ın Aydın Doğan’ı dize getirmek isteyen bir diktatör, Maliye Bakanı’nın da diktatör yardımcısı rolünü üstlendiği bir oyundur.
VATAN
Ruhat Mengi: (...) zaten doğru haber ve yorum bulmanız da neredeyse “imkânsız”a yaklaşmış halde. Başbakan’ın seçim öncesinde yörüngesinde olmayan, doğru haber verme mücadelesini sürdüren medya kesimi için “Bu gazeteleri almayın” diye çağrı yaptığı biliniyor... Peki bu durumda, aynı medya grubuna, seçimin arkasından kısa aralıklarla ve hukuksuz şekilde verilen, bırakın Türkiye’yi dünyada benzeri görülmemiş toplam 5 milyar vergi cezasının siyasi olmadığını, yok etme (ve muhtemelen kendine yakın bir gruba satılmasını sağlama) amaçlı olmadığını düşünmek mümkün mü? Kendisi olsa düşünmez miydi?
Aydın Ayaydın: Doğan Yayın Grubu’na bağlı adı
geçen şirketlerin de ortaklarının da cebine giren bir tek kuruş
yok. Kanun ve tebliğler diyor ki, hisse senedi satışı veya
ilmühaber yoluyla hisse değişiminden dolayı cebe ve kasaya para
girse bile, ki bu örnekte kasaya giren para da yok, KDV’den
muaftır. Yasa ve tebliğin bu açık hükmüne rağmen, kasasına tek
kuruş girmeyen DYH’ye bu denli yüksek vergi cezası tahakkuk
ettirmek akıllara durgunluk veriyor.
Maliye bu uygulamayı yapacağına, Doğan Grubu’nun ve diğer
işadamlarının daha çok yatırım, daha çok istihdam ve daha çok kâr
sağlaması için önünü açıp daha çok vergi alıp bütçe açığını kapatsa
daha iyi olmaz mı?
Korkarım ki, amaç üzüm yemek değil, amaç bağcı dövmek.
Okay Gönensin: Doğan grubuna kesilen inanılmaz
vergi cezasını anlamak için bütün bu örneklere bakmak
gerekiyor.
Tayyip Erdoğan iktidarının ekonomik saldırı yöntemi yeni değil,
Menderes de öyle yapmıştı, Çiller de, Özal da...
Ama bu kez siyasi iktidarın gözü öyle kararmış ki, hiçbir
hakkaniyet duygusu olmadan, ülkenin en büyük basın yayın grubunu
“öldürmek” için saldırıyor.
Tayyip Erdoğan bugün Doğan grubunu düşman bellemiş. Yarın başka bir
sermaye grubunu düşman görüp ona da saldırmayacağı ne malum...