Doğan Grubu sonunda Ergenekon'u kabül etti!
Umur Talu, Kanal D ana haberin Ergenekon haberlerini sunuş tarzının değiştiğini ve bunun yeni bir pozisyon olduğunu iddia etti...
GAZETECİLER.COM
Gazete Habertürk yazarı Umur Talu bugün çok çatpıcı bir medya ve gündem analiziyle dikkat çekiyor. Talu, Kanal D ana haber üzerinden Doğan Grubu'nun yeni pozisyonu, yeni haritasını çözümlemiş.
Umur Talu, Kanal D ana haberin Ergenekon haberlerini sunuş tarzının değiştiğini ve bunun yeni bir pozisyon olduğunu iddia etmiş...
Hakikatin D hali!
GENELKURMAY Başkanı da Deniz Kuvvetleri Komutanı da,
"komutanlara suikast iddiası"nı karşı konumlarını siper etti.
Cevap "D" eliyle geldi. Mehmet Ali Birand "haber"i heyecanla
sunarken "Dehşet planı "Ergenekon iddiaları"na en az itibar
göstermiş "medya grubu" bir anda son sürat mesafe kat ediyordu! Ya
"Doğan Grubu" da "yandaş medya" olarak kutsanmıştı... Ya da
"hakikat" artık tutulamaz hale gelmiş, D de "daha medya" olmaya
karar vermişti.
Kesin olan şuydu: Birileri, "Hani nerede suikast" diye köpüren
Genelkurmay Başkanı'nı, "O arkadaşlarım bana siper olurlar" diyen
Deniz Kuvvetleri Komutanı'nı, "kendilerine en yandaş" sayılan D
noktasından, hem de "film"le tekzip etti... Hem de, "Teğmenlerin
evinde patlayıcı ve suikast notu bulunurken, teğmenler de oradaydı;
askeri yetkililer de İzledi" diyerek tekzip etti. Tabii "tekzifp"
fazlasıyla hafif bir kelime değilse!
Bir tarafta "hakikat nedir7' sorusu var...
Bir tarafta "perde arkası".
Bir tarafta gerçekler var... Bir tarafta onların mekân(lama) ve
zaman(lama) kurgusu! Denklemin şöyle olması gerekiyor: Birilerinin
"servis" etmesi, "hakikat"i hakikat olmaktan çıkartır mı?
"Hakikaf'in varlığı, "servisçi"nin varlığını yok eder mi?
Bir kısım, sadece "hakikaf'in "servis edilen" kısmıyla ilgilenilsin
istiyor...
Bir kısım ise "hakikaf'e kızıyor; sadece "servis"le ilgili! İşin en
tuhafı: "Her şeyden haberimiz vardı" diyen Başbakan. "Haberdar"
olduklarında yıllarca pek bir şey yapmadan "zaman" geçirmiş, dişini
sıkmış, belki diş bilemiş; yaptıkları ise Şemdinli, Dolmabahçe gibi
mutabakatlar üstünden "denge", belki "paslaşmak"mış.
Lav silahına "boru", ıslak imzada "kâğıt parçası", suikast
iddiasında "hani nerede" diyen Genelkurmay Başkanı. En çok ortaya
koyanlara kızıyor gibi ama, belki de hep "kızım sana söylüyorum"
durumu.
Önceki iki Genelkurmay Başkanı'nın yakınlarında belli ki "darbe
heveslisi"ne mesafe almış; ama resmen açık tavır almıyor.
Deniz Kuvvetleri Komutanı, esasta durum ne olursa olsun, "50 bin
kişilik küçük kuvvet" dediği sorumluluk alanında her halden sorumlu
olmalı. Gömülü silahtan da, suikast iddiasından da, intihardan da,
tutukludan da.
Ama nedense, kendisine "suikast" iddiasını yargıdan önce, en
duygusal ortamda, cenazelerde geçiştirmek istiyor.
Oysa, ortada hiçbir bu nevi "iddianame" yokken bile, önceki iki
Deniz Kuvvetleri Komutam'nın biri "yolsuzluktan Askeri Mahkeme'de
mahkûm oldu; birinin "darbe günlükleri" ortaya çıktı. Yani
"hastalıklar"' dışarıdan zorla sokulmadı.
• Başbakan "servis"e bayılırken komutanlar "servis"e kızıp
hakikatle çatışmayı tercih edebiUv. Lakin kınadan, hisse şu: 1.
Hakikatin, anında servisle de olsa, verdiği cevap komutanları
mahcup etmeli; çünkü dikiş tutmuyor.
2. Servis furyası da, şimdi işine gelse bile, Başbakan'ı rahatsız
etmeli. Belli ki başka yerlerde de dikiş tutmuyor!
• "D" operasyonundan anlaşılıyor ki, medyada artık karşı "tarafın
da heyecanla "dehşet kaseti" yayınlayıp komutan tekzip etmesiyle,
Ergenekon'un "tarafsız tescili" yoluna girildi.
Aylarca hiç dehşete kapılmamış grup şimdi "buzdolabı" çözdü,
"atlatma dehşet" veriyor. Yeni safha bu! Ergenekon'un yok denen
suikast iddianamesi D'den! İster "D-ergenekon" deyin; ister
"Ergenekon-D": Hakikatin D'li geçmişi.
Sıralama hep şöyledir zaten: Önce, her şeyden önce, nasıl ortaya
çıkarsa çıksın, ille de hakikat... Sonra da, daha sonra bile olsa,
asla unutmayın, servis mercileri!