Diriliş Postası'ndan Davutoğlu'na: Sisi ile omuz omuza mı vereceğiz?
Diriliş Postası'ndan Davutoğlu'na: Sisi, Zayed ve Dahlan’la omuz omuza verip hangi teröre karşı mücadele edeceğiz?
Kısa bir süre önce Hakan Albayrak'ın genel yayın yönetmenliği görevini bıraktığı Diriliş Postası, Suudi Arabistan öncülüğünde, Türkiye'nin de aralarında olduğu 34 ülkenin katılımıyla oluşturulan 'Teröre karşı İslam İttifakı'na ilişkin olarak, eleştirel bir başyazı yayımladı. İsmail Yaşa imzasıyla yayımlanan yazıda, "Örneğin, koalisyon üyesi ülkelerden Mısır ve Birleşik Arap Emirlikleri, Müslüman Kardeşler cemaatini terör örgütü kabul ediyor. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın her fırsatta yaptığı 'Rabia' işareti Suudi Arabistan’a göre terör simgesi" dendi. Yazıda, "Başbakan Ahmet Davutoğlu’na şu soru yöneltildi:
“Abdülfettah El Sisi’yle, Muhammed Bin Zayed’le ve Muhammed Dahlan’la omuz omuza verip hangi teröre karşı mücadele edeceğiz?”
Diriliş Postası'nda yayımlanan başyazı şöyle:
Suudi Arabistan Savunma Bakanı Prens Muhammed Bin Selman, dün
sabah erken saatlerde düzenlediği basın toplantısında 34 İslam
ülkesinin terörle mücadele için askeri koalisyon oluşturduğunu
açıkladı.
Koalisyona katılan ülkelerin yayımladığı ortak bildiride,
koalisyonun şekli, mezhebi ve ismi ne olursa olsun yeryüzünde fitne
ve fesat çıkaran, insanları korkutan ve öldüren silahlı terör
örgütlerine karşı oluşturulduğu belirtildi.
Terörle mücadelede gerekli program ve mekanizmaların
geliştirilmesi, uluslararası barış ve güvenliğin muhafazası için
terörle mücadele konusunda ilgili ülkelerle koordinasyon için uygun
düzenlemelerin yapılacağı ifade edildi.
Kral Selman’ın oğlu ve Suudi Arabistan’ın 2. Veliaht Prensi
Muhammed Bin Selman’ın basın toplantısında arkasında sıralı
bayraklar arasında, Pakistan bayrağının hemen yanıbaşında Türk
bayrağı da vardı.
Yani söz konusu koalisyona Türkiye de dahil.
Endonezya başta olmak üzere 10 ülkenin de dışarıdan destek vereceği
belirtiliyor.
İran, Irak ve Umman gibi ülkeler ise terörle mücadele koalisyonunda
yer almıyor.
Başbakan Ahmet Davutoğlu, Bulgaristan ziyareti öncesi dün Esenboğa
Havaalanı’nda yaptığı açıklamada, “Suudi Arabistan’dan böyle bir
teklif geldiğini duyduğumuzda olumlu cevap verdik” diyerek, İslam
ülkelerinin teröre karşı işbirliği içinde olmasının Türkiye için
olumlu olduğunu söyledi.
Davutoğlu’nun açıklamasından koalisyonun, Riyad’ın diğer ülkelere
yaptığı “Terörle mücadele için bir koalisyon oluşturuyoruz. Siz de
katılır mısınız?” türünden bir teklifle oluştuğu veya en azından
Türkiye’ye böyle söylendiği anlaşılıyor.
Daha önce hakkında hiçbir haber ya da yorum yapılmayan bu
koalisyonun aniden ilanı akıllara ister istemez “Bu da nereden
çıktı şimdi?” gibi bir soru getirdi.
Sahi, böyle bir koalisyonun çerçevesini ve hedeflerini belirlemek
için önceden görüşmeler vesaire yapıldı mı?
Herkesin dilediği şekilde sündürdüğü ve tepe tepe kullandığı
“terörle mücadele” kavramı yapılmak isteneni açıklamak için yeterli
değil.
Hepsinden önemlisi neyin “terör” ve kimin “terör örgütü” olduğu
konusunda ortak bir tanımlama yok.
Örneğin, koalisyon üyesi ülkelerden Mısır ve Birleşik Arap
Emirlikleri, Müslüman Kardeşler cemaatini terör örgütü kabul
ediyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın her fırsatta yaptığı “Rabia” işareti Suudi
Arabistan’a göre terör simgesi.
Prens Muhammed Bin Selman, basın toplantısında bu yeni koalisyonun
Yemen’deki koalisyondan farklı olduğunu ve sadece IŞİD’le değil tüm
terör örgütleriyle mücadele edeceğini söyledi.
PKK da o mücadele edilecek örgütler listesine dahil mi?
Arap Birliği Genel Sekreteri Nebil El Arabi, daha birkaç gün önce
koalisyon üyesi bazı ülkelerin işaretiyle Türkiye’ye saldırmışken,
o ülkelerin PKK ile mücadelede Türkiye’nin yanında yer alacaklarını
düşünmek saflık olur.
Koalisyonun İsrail terörüne, Rusya terörüne ve İran terörüne karşı
mücadele etmesi de beklenmemeli.
İlk bakışta IŞİD’e karşı oluşturulmuş görüntüsü veren koalisyonun,
Suriye ve Irak’ta operasyon yapması şu an için mümkün değil.
Çünkü bizzat Prens Muhammed Bin Selman’ın işaret ettiği gibi bu tür
bir müdahale uluslararası toplumun onayını gerektirir.
Bu durumda Başbakan Davutoğlu’na şu soruyu yöneltmek hakkımız:
“Abdülfettah El Sisi’yle, Muhammed Bin Zayed’le ve Muhammed
Dahlan’la omuz omuza verip hangi teröre karşı mücadele
edeceğiz?”