Dindarlar neden medya yapamaz?

Dindarlık ile gazetecilik arasında iflah olmaz çelişkiler vardır... Din "abartma" der, gazetecilik "abart" der... Din "gizliyi, saklıyı araştırma" der...

Yazarımız Ahmet Yavuz'un "Dindar Kesim Medya İşinde Niçin Başarısız Oldu?" yazısı Hürriyet yazarı Ahmet Hakan'ın dikkatini çekti.

Yazı hoşuna gitti Ahmet Hakan'ın ancak ona göre yazının çıkış noktası yanlış... "Dindarların medya işinde başarısız olması niçin kaçınılmazdır" noktasından konuya başlanması gerektiğini belirten Hakan bunun gerekçelerini birbir anlattı....

(...) Benim bu konuda en az 45 gerekçem var...
Ama sanırım ilk üçünü yazdığımda. "Gerisi kalsın, yazmana gerek yok" diyeceksiniz...
¦ BİR: Dindarlık ile gazetecilik arasında iflah olmaz çelişkiler vardır... Din "abartma" der, gazetecilik "abart" der... Din "gizliyi, saklıyı araştırma" der...
Gazetecilik "araştır, araştır" der...
Din "kusurlan ört" der...
Dindarlar neden
medya yapamaz
Gazetecilik "kusurları aç" der...
Din "fazla meraklı olma" der...
Gazetecilik "fazla meraklı ol" der... Kısacası, dindarlık ile gazetecilik arasında yapısal fark vardır...
¦ İKİ: Türkiye "de maalesef bir "dindar medya geleneği" yok...
Yada şöyle söyleyeyim: Gelenek yanlış başlamış... 40 yıl önce çıkan Milli Gazete, "parti bülteni" olarak konumlandırdığından, dindar kesimde "partiden bağımsız yayın organı" fikri oluşmamış... Bu kesimin zihin dünyasında 'gazete", partinin topçubirliğidir... Ötesi yoktur...
¦ UÇ: Türkiye'de her sabah bayiye gidip parayla gazete satın alma alışkanlığı, bu kesimde yok...
Belki de bu nedenle merkez medya bazen "aşırı laik / aşın anti-AKP / aşın türban karşıtı" falan takılmasına rağmen, tiraj kaybetmiyor... Ya da tersini yapan yayın organlarının tiraj almayışı bundan...