Dilara Gönder Birand'ı neden geri çevirmiş?

Güzel sunucu Dilara Gönder, zamanında ana haber spikerliği için Mehmet Ali Birand'dan teklif almış.

Güzelliği ve akıcı üslubu ile spor programlarının vazgeçilmez isimlerinden biri olan Dilara Gönder, Akşam gazetesinden Pınar Hiçdurmaz'a özel yaşamıyla ilgili samimi açıklamalarda bulundu. Gönder, ana haber spikerliği için Mehmet Ali Birand'ın kendisine teklifte bulunduğunu da itiraf etti.

2 AY EVDE YATTIM

Katıldığı televizyon programında geçirdiği sakatlık sonrası uzun süre ekranlardan uzak kalan Dilara Gönder, yeni projesiyle ekranlara yeniden döndü. Güzel sunucu bu kazayla ilgili olarak da, "Yarışmacıya benimle ilgili bir soru sormuşlardı. Ben de sürpriz yapıp yarışmacının karşısına çıktım. Kuliste 'Düşürelim mi, düşürmeyelim mi?' diye konuşulmuştu ama vazgeçmiştik. Çünkü ayağımda topuklu ayakkabı vardı. Ancak canlı yayında 'Olur' dedim. Düştükten sonra hayatım değişti. Ayağım iki yerden kırıldı ve 2 ay evde yattım."

HER ŞEY EVİNİN YAKINLIĞIYLA BAŞLADI

Yeditepe Üniversitesi Radyo Sinema Televizyon Bölümü mezunu Dilara Gönder, ikinci sınıftayken ve aklında hiç 'spor' yokken evine yakın olması sebebiyle FB TV'de bir müzik programıyla başlar yayıncılık kariyerine. Lig TV, TRT derken en popüler dönemi NTV Spor olur. Dilara Gönder, ocak ayında NTV Spor'dan istifa etti; hayranları bu kararıyla hayal kırıklığı yaşadı. Ama bu durum, uzun sürmedi; Gönder, bu kez 'Zor İşler'in adamı olarak ve NTV'de çıkıyor ekrana.

- Mesleğe spor spikerliğiyle başlamasaydınız, ne olurdu?
Bu mesleğe başlamadan önce spiker olmak değil de, daha çok kendimi ifade edeceğim alanları tercih ediyordum. Eskiden müzik kanallarında daha çok sohbet programları ilgimi çekerdi. Zaten o yüzden müzik programıyla başladım. Hayalim, üzerine benim de bir şeyler koyabileceğim sunuculuktu. Spor bölümüne geçip de spikerlik yapmaya başlayınca hayat, beni farklı şekillendirdi.

- 'Zor İşler' o zaman tam aradığınız proje oldu diyebilir miyiz?
Evet, bu programda sınırlarımı biraz daha kendim belirleyebiliyorum. O açıdan daha farklı tabii.

BOŞLUKLARI KAHKAHALARLA DOLDURUYORUM

- Formula 1 muhabirliği sizin için ilginç bir tecrübe olsa gerek, Michael Schumacher ile röportaj yaptığınızı biliyoruz, biraz bahseder misiniz?
Formula 1, hayatımdaki en müthiş önemli deneyimlerden biri. NTV Spor'a gelmemi sağlayan da Formula 1 oldu. Özellikle de Schumacher röportajı fark edilmemi sağladı. Bana "Bir gün gelecek ve Schumacher ile röportaj yapacaksın ve ondan sonra her şey çok daha farklı olacak" deselerdi gülerdim.

- Spor spikerliğinde de farklı bir sunumunuz var.
Bazı çizgi dışı davranışlarım oluyor. Ama bu doğamda var. Haliyle işime de yansıyor. Ekranda gülme krizleri de tutuyor. Ama ne yapayım, adı üstünde 'canlı' yayın. Bizler de bir canlıyız, bu canlılık da yansıyor. Bir de çok konuştuğum için boşlukta hissetmiyorum kendimi. Boşluk olursa da kahkahalarla dolduruyorum.

MEHMET ALİ BİRAND TEKLİF ETTİ

- Konuşmayı çok sevdiğinizi katıldığınız programlarda da vurguluyorsunuz...
Eskiden daha çok konuşurdum. Artık susmaya başladım. Herhalde yaşlanmakla ilgili... 30 oldum artık. Susmayı öğreniyorsunuz. Yalnız yaşıyorum. Evde her ne kadar kedimle diyalog halinde olsam da insan içine karıştığımda elimde değil, çok konuşuyorum. Bu çene ne için verilmiş; herhalde konuşmak için verilmiş diye düşünüyorum...

- Ses tonunuz ve yüzünüz ana haber spikerliği için uygun görünüyor. Hiç düşündünüz mü?
Rahmetli Mehmet Ali Birand'dan teklif almıştım, çok da gurur duymuştum. Ama "Ben spor spikeriyim, kendi bahçemde bir ağacım ama haber bahçesinde sadece bir fidanım" demiştim. Çünkü kendimi o konumda görmüyorum. Haber spikeri olmak, prompter'dan haberi okumak demek değil, haberin içinden gelmektir. Çok saygı duyduğum bir meslek. Fakat hayalini kurmadığım bir alan.

- Karanlıktan korkuyormuşsunuz; başka fobiniz var mı işinizi daha da zorlaştıracak?
Ara ara panik ataklarım oluyor. 'Zor İşler' programı kendimle de büyük bir savaş aslında. Çünkü uçak seyahatinde bile kalbi güm güm atan biriyim. Ama zorluklarla mücadele edilmesi gerektiğini de düşünüyorum.

- Programınızın adı 'Zor İşler' ama mimikleriniz, tepkileriniz çok keyifli görünüyor...
Öyle komik anlar oluyor ki tepkilerim de biraz abartılı olunca korktuğumda ya da güldüğümde aşırı gelebilir izleyenlere.

MANGAL KÖMÜRÜ DE ÇIKARDIM

- Programda 'zor iş'le ilgili bir görev veriliyor size; o görevi ne kadar sürede tamamlıyorsunuz?
Değişiyor. Ben orada bir işçiyim ve ne görev verilirse yapmaya çalışıyorum. Çekimler uzun sürüyor. İlk bölüm 20 saat sürdü. Gerçekten yoruluyorum, 'mış' gibi yapmıyorum. Benim için en önemli olan kısmı da bu.

- Şu ana kadar hangi görevleri yaptınız?
Tabakhanede çalıştım, mangal kömürü çıkardım ve bir de kurbağa avına katıldım. Kurbağa avlarken çok korktum. Cengaverim, her şeyi yaparım gibi bir iddiam yok. Kurbağaları tutmak benim için gerçekten çok zordu. Ama işimiz bu; 'Zor İşler'.

- Spor spikerliği devam edecek mi?
Bilemiyorum, hayat bu, ne getirir. 10 senemi bir kenara atamam. "Bu mesleği bıraktım" diye bir açıklama yapmadım. Şimdilik bir koltukta iki karpuz taşınmaz düşüncesindeyim.