Digitürk'ten indirim isteyenler okusun!
Digitürk faturasının 103.99 TL olduğunu görüp telefona yapışan Cem Dizdar, nasıl 24 TL'lik indirim aldı? Digitürk'ten indirim isteyenler okusun!
Digitürk faturasının 103.99 TL olduğunu görüp telefona yapışan Cem Dizdar, nasıl 24 TL'lik indirim aldı?
Cem Dizdar / MİLLİYET
Digitürk’ten 24 liralık indirimi nasıl aldım?
Hesabını kitabını bilenlerden olmadığım için kredi kartı
ekstrelerini inceleme huyum yoktur. Ama aksilik ya son gelene göz
atacağım tuttu. Otomatik ödemeye bağladığım harcamalarımdan
Digitürk üyeliğimin karşısında 103.99 TL yazdığını görünce hani
derler ya, 'kan beynime sıçradı'.
Yapıştım telefona. Karşımda sesinden anlayabildiğim kadarıyla 20'li
yaşların sonlarında bir kadın. Tahmin ediyorum ki, kendi de sesi
gibi yumuşak, iyi huylu biri.
Adını söyledi ama şimdi hatırlamıyorum, sordum 'sarı çiçeğe',
"Nedir bu para?" diye. Dedi ki, "Cem bey, siz 'süper paket'
üyesisiniz. Aralık'ta fiyatlara zam geldiği için sizin 93.80 lira
olan üyelik bedeliniz de 103.99 liraya çıktı."
Karadenizliyiz, denizimiz gibi çabuk parlar çabuk söneriz.
Parladım... "İnsan zam yapınca bunu haber vermez mi? Bir telefon
açmak yok mu müşteriye" dediğimde yumuşak sesli kadın tane tane
anlattı; "Cem Bey, zam yapıldığı bilgisi o ay gönderilen
faturanızda belirtilmiştir." İkna olmaya niyetim olmadığından
ateşim hafiften yükselmeye, tansiyonum çıkmaya başladı.
Kibar fakat kararlı bir dille anlatmaya başladım; "Hanımefendi,
zamdan haberi olmayan ve olsa da bunu kabul etmeyecek biri olarak
kendimi 2 ay kazıklanmış sayıyorum. Üyeliğimin devamı için zammı
geri alın ve aldığınız farkı geri ödeyin. Yoksa yarın izinliyim.
Birini gönderip dekoderi de, onu çanağa bağlayan kabloyu da varsa
bana ait bir çanak onu da alıp götürün. Bu parayı ödemeyeceğim. Ben
her faturanın dibindeki bilgiyi satır satır okumak zorunda mıyım?
Otomatik ödediğim için faturaya bakmam bile. Apartman kapısı
altından atılan, elime geçip geçmediği bile belli olmayan bir
belgeyle gönderilmiş zam haberinin hukuki bir değeri olur mu?"
Konuştukça açıldım, açıldıkça konuştum.
Ve... Karşıdan hiç beklemediğim ve beni iyice çıldırtan o öneri
geldi. İyi huylu ses, "Cem bey şöyle yapalım. Siz bir yıl boyunca
üyeliğinizi taahhüt edin ayda da 93.80 lira ödersiniz." Bunu
duyunca alnımın ortasındaki o görünmez tel aniden koptu. "İyi de
ben bu indirimden şu konuşmayı yapana kadar neden haberdar
değildim. Evet, teklifi kabul edeceğim ama sizi aramasam bundan
haberim olmayacaktı."
Haliyle karşı taraf yelkenleri indirdi. Mücadele ederek hak
kazanmış birinin huzuruna kavuştum ama işin peşini bırakmaya da
niyetli değildim. "Hanımefendi, bir yıl üyelik taahhüdünde
bulunuyorum ancak iki ay fazladan ödediğim o yaklaşık 20 lirayı da
geri istiyorum. 'Cem Dizdar'a bu ay gidecek faturadan o 20 lira
düşülecek' diye oraya not alın lütfen!"
Huzurlu ses, "Efendim biz onu yapamıyoruz" karşılığını verince "O
zaman telefonumu verin hukuk bürosundan bir arkadaş beni arasın"
diyerek karşılıklı iyi dileklerle telefonları kapattık.
Yaptığım ikinci konuşma, hiç çaktırmadan bir 'toplumsal kazıklanma'
vakalarından birini de ortaya çıkardı.
Arayan ses tıpkı ilki gibi 'iyi huylu'ydu. Ancak bu erkekti ve
efendi bir insanın tonu vardı sesinde. Onun da maalesef adını
unuttum. Aramızda üç aşağı beş yukarı şuna benzer bir konuşma
geçti...
- İyi günler Cem Bey, ben Digitürk finans bölümünden .........
Nasıl yardımcı olabilirim?
- Daha önce konuştuğumuz arkadaşa taleplerimi iletmiştim. Sanırım
konuşmalarım orada kayıtlıdır. Bir daha uzun uzadıya
tekrarlamayayım. Oradan dinler, sıkıntımı öğrenirsiniz...
- Anlıyorum efendim ama...
(Bunun üzerine kısa bir özet yaptım)
- Şimdi mesele şu. Evet, bir yıllık üyelik garantisi veriyorum.
Ayda 93.80 lira ödeyeceğim ama o arada ödediğim 20 lirayı gelecek
faturadan düşeceksiniz...
Şimdi sıkı durun...
Ya azimli ve kararlı duruşum için bana bir kıyak yapıldı, ya ses
tonumun ikna ediciliği karşı tarafta şahsıma karşı bir hüsnüniyete
neden oldu ya da zaten var olan ve "Alın kardeşim dekoderinizi
çıkıyorum Digitürk'ten. Maçları da gidip kahvede/meyhanede izlerim
artık" diye aba altından sopa gösteren herkese yapılan yapıldı.
- Cem Bey, şöyle yapalım. Siz bir yıllık taahhütte bulunun ben de
sizi 79.90 liralık pakete sokayım. Böylece fazladan ödediğiniz
parayı da size geri ödemiş olalım.
- Tamam kabul ediyorum ama şimdi size sorarım, bu adil bir ticaret
mi? Kredi kartı ekstresine bakmayıp sizi aramasam her ay 24 lira
kadar fazla ödeyeceğim. Bu da yılda nereden baksanız 290 liraya
yakın para eder.
- Evet efendim.
- Peki benim durumumdaki insan sayısı 200 bin kişi olsa... Bu da
toplamda 200 bin çarpı 290 lira değil midir?
- ???????
Durumum gösteriyor ki, Digitürk yöneticileri sanki futbol yayın
ihalesi girmeden önce 'ince bir hesap yapmış' gibiler. Benim gibi
'geç uyanan'ların sayısı ne kadar kabarıksa, ki kime sorduysam
hiçbiri kaç para ödediğini bilmiyor, ‘havadan’ gelen para da aynı
oranda artacaktır... Eeee, Allah bereket versin.