Didem Yılmaz Arslan…

Yok, hocası “senin adın Mustafa benim adım Mustafa bu böyle olmaz” demişmiş de…

Teşekkürler Didem Yılmaz Arslan

Ne iyi ettin de Büyük Önder Atatürk’ün vefatının 76. Yıldönümünde bizi Deniz Adanalı Hanımefendi ve “Hocaların Hocası” İlber Ortaylı ile buluşturdun…

İki saatin nasıl geçtiğini anlamadım…

“Olur a bir cümle kaçırabilirim” korkusuyla reklâmlar sırasında bile oturduğum yerden ayrılmadım…

İşte Atatürk böyle anılır…

Böyle anlatılır…

Yok, çocukluğunda karga kovalarmış da…

Yok, hocası “senin adın Mustafa benim adım Mustafa bu böyle olmaz” demişmiş de…

Cep saati sayesinde Çanakkale’de ölümden kurtulmuşmuş da…

Yahu bize ne onlardan?..

Bize ve gelecek nesillere onun dehasını anlatmak varken neydi o eski “Atatürk muhabbetleri?..”

Hâsılı…

Bir türlü doyamadığım bir TV programı izledim…

“Keşke hiç bitmese” diye geçirdim içimden…

Bir kez daha teşekkürler Didem

Alkışı hak ettin…

Not:

Yıllardır "Onlar İstiklal Mahkemeleri değil İhtilal Mahkemeleriydi” dedim ama anlatamadım…

İlber Hoca daha doğrusunu söyledi: “Devrim mahkemeleri…”

Yahu…

Padişahların tahtlarını koruyabilmek için öz evlatlarını ve kardeşlerini boğazlamasını “haklı” buldunuz, buluyorsunuz da…

Köhne ve yerlerde sürünen bir imparatorluk bakiyesinden yepyeni bir devlet, yepyeni bir millet çıkarmaya çalışan Gazi Mustafa Kemal Paşa ve arkadaşlarının önce devleti ve elbette sonra da kendilerini koruma mücadelesini aşağılamaktan neden vazgeçmiyorsunuz?..