Didem Arslan Yılmaz canlı yayında isyan etti

Habertürk'te yayınlanan Türkiye'nin Nabzı programında dün gece kavga çıktı. Sunucu Didem Arslan Yılmaz isyan etti

GAZETECİLER.COM Habertürk'te yayınlanan Türkiye'nin Nabzı programında dün gece kavga çıktı.

Gezi Parkı olaylarının konuşulduğu programda, konuklardan Salih Tuna ve Can Ataklı canlı yayında kavga etti. Programın sunucusu Didem Aslan, zor anlar yaşadı. 

Konuklarının tartışmasını sonlandırmaya çalışan Aslan, yer yer sesini yükseltmesine rağmen amacına ulaşamayınca programı iki gazetecinin tartışması eşliğinde kapattı. 

İşte o tartışmadan ekrana yansıyan gergin anlar:


Can Ataklı: Bir gücü lütfedip kullanmadık diyemezsin. Böyle diyorsanız demokrasi ile uzaktan yakından ilginiz yoktu.

Mehmet Ocaktan: Eleştirebilirsin de, bu demokrasi ile uzaktan yakından… Ne alakası var? Bu cümle yanlıştır dersin.

Can Ataklı: Demokrasi bilincinin olmadığını söylüyorum.

Didem Arslan:  Programı kapatmam lazım, bir cümle söyleyin.

Salih Tuna: Twitter 45 dakika kesildi ya. Onu biliyorsunuz Twitter merkeziyle alakalıydı.

Can Ataklı: Tayyip Erdoğan kestirdi diye söyler millet. O çıkmış allahın belası demiş, sonra kesilmiş…. Öyle olmadığı anlaşıldı. Oldu bitti. Ben diyorum ki, İsteseydi keserdik keyfiyeti var ya… Benim öyle bir gücüm var ki, keserdim. O zaman diyorum ki bunun demokrasiyle alakası yok. Demokrat olan birinin aklına gelmez zaten böyle bir şey. Bırak söylemeyi. Aklına bile gelmez twitter'ı kesmek.

Salih Tuna: Ama o sözün bir  hayrı var. Seni bile demokratik söylemde bulundurttu.

Can Ataklı: Ben hep demokrasideydim, sen hiç merak etme.

Salih Tuna: Sen?..

Didem Arslan: Çok teşekkürler …

Salih Tuna: Yahu ben yargılanırken sen hangi… konuşturma şimdi beni.

Can Ataklı: bilmiyorum nereden yargılandın sen.

Salih Tuna:Çok mahçup olursun. Ben oyun çevirdiğim için yargılandım.

Can Ataklı:İyi mi oldu dedim ben?

Salih Tuna:
Polislerin nezaretinde oynadım ben.

Can Ataklı:İyi oldu dedim mi ben?

Salih Tuna:Sen o zaman bir işadamının propagandasını yapıyordun.

Can Ataklı:Hadi canım…

Salih Tuna:Konuşturma şimdi beni.

Didem Arslan:  Ben çok teşekkür ediyorum.

Salih Tuna:Çok ayıp… Trübünlere konuşuyorsun.

Didem Arslan: Salih Bey… Salih Bey… Can Bey…

Salih Tuna: Devrimci oldun şimdi…

Can Ataklı:Ben hep devrimciydim yahu.

Salih Tuna:Yahu ben 141., 142.'den yargılandım. Sen ne konuşuyorsun.  Sen ne yapıyordun? Tan gazetesini mi çıkartıyordun? Konuşturma beni şimdi.

Can Ataklı:Evet onu çıkartıyordum. Neden darbeye tepkiydi o… Öyle patron matron deme çalıştığın yere bak yeter…

Salih Tuna:Benim patronlarım 28 şubatta işkenceden geçti.

Can Ataklı:Hiç söyleme, çok ayıp.

Salih Tuna:Hadi tamam… hadi tamam…

Can Ataklı:Ne işkence çekti be… Kim çekti.

Salih Tuna:Benim patronlarım… Yeter gargara yapmayın.

Didem Arslan: Peki ben size çoooook çok teşekkür ediyorum.

Salih Tuna: Ne bağırıp çağırıyorsun kardeşim…

Can Ataklı:Senin gibi… Sen ne yapıyorsun…

Didem Arslan: Bir sakin olur musunuz?

Salih Tuna: Birisi bir laf etti mi hemen "edebiyat yapıyorsun…" Sen de edebiyat yap. Edebiyat güzeldir. Sağlam tek bir cümlen olsun be.

Can Ataklı:Yok böyle bir şey… 141, 142'ymiş… Yok böyle bir şey.

Didem Arslan: Programı kapatmamam izin verecek misiniz?