Dibi kirlilerin özrü kabul olur mu?..

Zülfü Livaneli'nin internet medyasının "isimsiz kahramanları" için kullandığı dil bana sokak kızı Zelişi anımsattı...

Haldun Taner'in "Keşanlı Ali Destanı" adlı oyununu hatırlıyor musunuz?..
Büyük ustanın oyununu yazarken, Bernard Shaw'ın "My Fair Lady" isimli eserindğini düşünmüşümdür hep...
Bernard Shaw'ın yarattığı Eliza Doolittle isimli ağzı bozuk, küfürbaz sokak kızının karşılığı Keşanlı Ali'de olan Zeliş'tir...  Zeliş, zengin bir ailieye gelin gider "görgü dersleri" alır...
Dili ve tavırları kısman düzelir...
Ama...
Kafası kızdı mı, sokak kültürü baskın çıkar ve başlar küfürler savurmaya...
Zülfü Livaneli'nin, internet medyasının "isimsiz kahramanları" için kullandığı dil bana sokak kızı Zeliş'i anımsattı...
Zülfü, hiç bir zaman gerçek bir "elit" olamadı...
Buyurun işte...
Çığırdığı Demokrasi türkülerinin nasıl da "ticari amaçlı" olduğunu görün...
Buyurun işte...
Küçük ve çok haklı - doğru bir eleştiri karşısında özeleştiri yapacağına nasıl da Zeliş'leşiyor...
Ağzını nasıl da çıfıt çarşısına çeviriveriyor...
Bu tipler hiç değişmezler...
Değişemezler...
Şapı dövseniz şeker olur mu?..
Bunların bütün nezaket şovları göstermeliktir...
Bunların işçi dostu oldukları, fakirden, fukaradan, işsizden, mazlumdan yana mücadele ettikleri savları, "yalan"dır...
Bunlar için "tek yol: PARA"dır...
Gerisi FASARYA'dır...
Bu tipler, (Zülfü gibiler) internet medyasının isimsiz kahramanlarının tırnağı kadar bile olamazlar...
Bu tipler, internet medyasının "isimsiz kahramanları"nın kendileri gibi, "patron ve iktidar yalakalağı yapamadıkları için işsiz kaldıklarını" bilirler ama bilmezden gelirler...
Ve göreceksiniz...
Bir gün medyadan tasfiye olacakların en başında, işte bu tipler (Zülfü gibiler) gelecektir...
Çok kötü bir müzisyendir Zülfü...
Adına "beste" dediği şeylerin hiç birisinde "müzik kalite" yoktur...
Bir oktav (  7 ses) içindeki re'den başlayıp,en çok la'ya kadar çıkabiln 5 seslik konuşmalardır...
Şarkı söylerken sürekli detone olmaktadir...
Doğru notaları hayatı boyunca bir kez bile basamamıştır...
Zülfü ve benzerleri, dürüstlüğün nasıl bir erdem olduğunu hiç bir zaman anlamadılar...
Anlayamayacaklardır...
Elinden işi, aşı alınmış, evine ekmek, çocuklarına okul harçlığı götürebilmek için çok mütevazı şartları, onurlarıyla ayakta kalabilmek adına kabul etmiş internet medyası çalışanlarına; "aşağılık, soysuz, it oğlu it" diyebilmektedir...
Böylesine akıl tutulması yaşayan birinin; "elit" mahallesinde oturarak "elit" olup olamayacağını sadece halkın değil, gerçek elitlerin de vicdanlarına havale ediyorum...


 

 Zorunlu açıklama: Değerli arkadaşlar. Livaneli'nin "Soysuz, itoğlu it" diye aşağıladığı bir internet medyası çalışanı olarak yaptığım bu analizin hiç bir yerinde Livaneli'ye hakaret ve küfür yoktur. Eleştiri ise zaten benim işim... Timur Selçuk besteleri ile gençliğini yaşamış biri olarak, Livaneli'nin yaptığı müziği beğenmek zorunda da değilim. A.B.O.