Derya Sazak meğer neden gönderilmiş!
Patron Erdoğan Demirören ile bir süredir görüşmeyen Derya Sazak, Genel Yayın Yönetmenliği görevinden alındı. Peki gerekçe olarak ne gösterildi.
HERKES GERÇEK SEBEBİ BİLİYOR AMA
Kulislerde herkes Sazak'ın Can Dündar'a verdiği Gezi Parkı desteği nedeniyle görevden alındığını konuşuyor. Ancak Demirörenler, yani Milliyet gazetesinin patronajı Sazak'ın görevden alınmasıyla ilgili bakın hangi gerekçeyi öne sürdü?
ANLAŞAMIYORDUK VE MASRAFLARI ÇOKTU
"Eğer yokuş aşağı yuvarlanıyorsanız kaçınılmaz akıbet için artık kimsenin iteklemesine gerek olmaz, kendi ağırlığınız yeterlidir.
Derya Sazak için de böyle oldu. Zira patronun bu kez Gezi Parkı sürecindeki bazı yayınlardan şikâyetçi olduğu haberleri geldi. İplerin en gerildiği anlardan birinin; Derya Sazak'ın Can Dündar'la birlikte protestolar sırasında Gezi Parkı'nı ziyaret etmesi olduğu anlaşılıyor. Bu ziyaretin ardından gelişen süreçte Erdoğan Demirören'in bir kez daha Can Dündar'ın yazılarına son verilmesini istediğini de biliyoruz... Ardından Hasan Cemal formülü uygulanarak Can Dündar'ın izne çıkarıldığını da...
Peki Milliyet'te son kopuş nasıl yaşandı,
Erdoğan Demirören Derya Sazak'ı görevden almayı nasıl
gerekçelendiriyor? Aldığım ilk bilgilere göre Erdoğan Demirören
yakınlarına iki gerekçe gösterdi. Birincisi; "Anlaşamıyor,
geçinemiyorduk." İkincisi de; "Derya Sazak dönemi
çok masraflıydı."
MASRAF NE ANLAMA
GELİYOR?
Demirören "masraf"tan ne kastediyor, haber – muhabir – editör bütçelerinden mi rahatsız, yoksa Sazak özelinde bir masraf gerekçesi mi öne sürüyor, bilmiyorum.
Peki Can Dündar'ın durumu ne olacak?
Milliyet'çilerin soruya cevabı; "Hâlâ çözülmedi. Patron gitmesini istiyor, biz de o da giderse kalmakta zorlanırız, diyoruz."
SAZAK YAZARLIK TEKLİFİNİ
NEDEN KABUL ETTİ?
Dündar'ın durumu, eğer hâlâ alınmış ama duyurulmamış bir karar
yoksa, Fikret Bila'nın önündeki ilk mesele olacak gibi görünüyor.
Burada, uzunca bir süredir Erdoğan Demirören'le diyaloğu kalmadığı
belirtilen Derya Sazak'ın, Genel Yayın Yönetmenliği'nden alındıktan
sonra "yazarlık" teklifini kabul etmesinin,
gazetedeki bazı isimler tarafından şaşkınlıkla karşılandığını not
edeyim.
BİLA GÖREVİ ALIRKEN NE
ŞART KOŞTU?
Milliyet'in geleceği açısından önemli bir soru da, gazetenin en
kıdemli birkaç ismi arasında olan ve Ankara Temsilciliği görevinde
de Derya Sazak ile halef-selef ilişkisi bulunan olan Fikret
Bila'nın "editoryal bağımsızlık" anlaşması yaparak
mı Genel Yayın Yönetmenliği görevini üstlendiği?
Milliyet olayını, editoryal bağımsızlığın olamadığı yayınlarda gazeteciliğin düştüğü hallerin hikâyesi olarak da okumamız gerekiyor. Milliyet tecrübesi bir kez daha gösterdi ki; gazetecilere bırakılmayan gazetecilik, ölümü taklit etmeye benziyor!
Milliyet, ancak bu Milliyet olmama hayaliyle ilerleyebilir...
Milliyet'in logosunun altında "Basında Güven"
yazıyor. Ve Başbakan'ın Başdanışmanı Yalçın Akdoğan, Star'daki son
yazısında diyor ki; "AK Parti iktidarının yandaş medya
üretmek, özgür basını susturmak veya muhalifleri tasfiye etmek gibi
bir yaklaşımı, politikası veya adımı kesinlikle yoktur..."
Yalan dünya...